Karakoyunlu yapmış olduğu konuşmada”
Türkiye’nin Azerbaycan’ın, İran’ın ve Türk Dünyasının ortak problemi olan Metsamor Nükleer Elektirik Atom Enerjisi Santaralı bölgeye zehir saçmaya devam ediyor.
Yıllardır bölgeye zehir saçan Metsamor Nükleer Elektrik Santrali için neden somut uygulamalar yapılmaz?
Birinci derece deprem kuşağı hattı üzerinde kurulan Metsamor Nükleer Santralinin infilakı için deprem mi olması bekleniyor? Metsamor Nükleer Santrali 1977’de 50’li yılların teknolojisi ile yapıldığı ve deprem kuşağının üzerinde olduğu bilinmektedir. Ermenistan topraklarında yer alan santral, Iğdır’a 16, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’ne 20, İran’a 30, Gürcistan'a sadece 110 km uzaklıkta bulunmaktadır. Zehir saçan bu Nükleer Santral bölge için büyük bir tehlike arz etmektedir.
Santralde elektrik üretim amaçlı 2 ünite nükleer reaktörü bulunuyor. Güvenlik açısından çok tehlikeli olan nükleer santral(Çernobil tipi) santrallerden sonra dünyanın en problemli reaktörleri olarak biliniyor.
Dünyanın en eski teknolojisiyle inşa edilen Metsamor, özellikle 1988’de Spitak depreminden sonra bölgeye ölüm kustuğu bilinmektedir. Eskiden Iğdır ve yöresinde bu kadar amansız hastalıklar yoktu ve ekolojik denge bu kadar bozulmamıştı.
Maalesef Iğdır ve çevresinde amansız hastalıklar gün geçtikçe artmakta ve halk üzerinde büyük bir tedirginlik yaratmaktadır.
Bu santral deprem fayı üzerinde kuruludur bir an önce kapatılmalıdır. Bu Nükleer santral kapatılmadığı, önlemler alınmadığı takdirde yetkililer bu vebalin altında kalacaktır.
Santral, 1988 yılında bölgede meydana gelen büyük depremde gördüğü hasardan dolayı kapatılmış, ancak Ermenistan’da yaşanan enerji krizine çözüm amacıyla 1995’de yeniden faaliyete geçirilmiştir. Ermenistan enerji açığını kapatmak için başvurduğu çözüm doğru bir çözüm yolu değildir.
Çözüm; Ermenistan’ın işgal etmiş olduğu Azerbaycan topraklarından derhal çekilmesi, bölgede kalıcı barışın sağlanması ve bölge enerji ağlarından Ermenistan’ın yararlanmasıdır. Başka türlü bir çözüm zor gözükmekte ve bölgeyi ilerleyen zamanlarda büyük bir FELAKET beklemektedir.
İkiyiz bin nüfusu olan Iğdır’da yıllık ortalama beş yüze yakın kişiye kanser ve çeşitli amansız hastalıklar teşhisi konulmaktadır.
Nükleer santralde kullanılan Uranyum Rusya’dan hava yolu ile getirilmektedir, olası bir kazada veya deprem sonucu oluşacak sızıntı sonucu Iğdır ve çevresi üç yüz km boşaltılacaktır. Bu durum Türk Dünyası’na açılan kentimiz Iğdır ın haritadan silinmesi ve Türk Dünyası’na açılan kapımızın kapanması demektir. Felaket göz göre göre geliyorum diyor. Tüm yetkililer ve Atom Enerji Kurumunu göreve çağırıyoruz.
URANUYUM RUSYA’ DAN GELİYOR. ARAS NEHRİ İLE SOĞUTULUYOR. ATIKLAR KARABAĞA GÖMÜLÜYOR.
Sözlerine devam eden Karakoyunlu”Metsamor Elektrik Atom Enerjisi Santrali su soğutmalı olup Aras nehrinin suyu ile soğutulup atıklarının bir kısmı Aras nehrine bir kısmı da işgal altında bulunan Karabağ bölgesindeki boşaltılmış maden yataklarına gömülmektedir. Nükleer santralde kullanılan Uranyum Rusya’dan hava yolu ile getirilmekte ve büyük bir tehlike arz etmektedir. Zehir saçan bu santralin derhal kapatılmasını istiyoruz. Türk dünyasının ve bölgemizin başına bela olan bu durumların bertaraf edilmesi için yetkilileri görev çağırıyoruz bu durumun kökten çözümü için Türk Dünyası Birliğinin tez zamanda kurulması gerekiyor. Türk Dünyası Birliği kurulduğu takdir de bu problemler kökten çözülecektir Türk’ün bulunduğu tüm coğrafyaya huzur ve refah gelecektir” dedi.