Milli Şairimiz Merhum Akif’in ifadesiyle
On dört asır evvel yine böyle bir geceydi
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi
Böyle bir gece demesi, Mevlid kandiline işaret ederek, 12 Rebiul evvel gecesini hatırlatmaktaydı.
İnsanlık, dünyanın her tarafında buhranlık içinde. Krizler, bunalımlar ve sıkıntılarla boğuşmakta olduğunu,
“Bir kere de Mâmûra-i Dünyâ o zamanlar
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi”
Dizeleri dün cahiliye döneminde yaşananların benzerini bu günkü modern dünyanın, hortlayan cahiliye emellerinin benzerlik taşıdığını, bencillik, kibir, cimrilik, acımasızlık, israf, kin, nefret, haset, düşmanlık ve zulüm, insanlık tarihinde değişmek istemediği yanlışlar, kabile savaşları, kardeş kanının akıtılması, savaşın dahi ahlakının kalmadığı, katledenler, katledilenler, zulümde sınır tanımamazlık…
Akif’in ifadesiyle:
Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zeminin
Salgındı, bu gün “şark-ı yıkan” tefrika derdi.
Anarşi ve kargaşanın yeryüzünün her tarafını sarmış olması, düşmandan gelen tehditlere değil asıl içten gelen bir derdin olduğunu yaşadığı dönem ile geleceğin karmaşık hayatı Hz. Peygamberin doğduğu ayda da cahiliye hayatını âdete gözler önüne sermişti.
Cahiliye hayatının karanlıklarında doğan “Nur-i Muhammed” in aydınlatıcı güneşinin önemi vurgulamıştır.
İnsanlık olarak ihtiyaç duyulan huzurun, güvenin, sevginin, kardeşliğin, ferâgâtin, fedakârlığın, isârın, birliğin Hz. Muhammedin (SAV) “Kumdan, Ayın On Dördü” gibi anlatımıyla inanç ve umut kaynağına işaret etmektedir.
Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin hayatına bu günkü buhranlar için en çok ihtiyaç duyduğumuz zamandır.
Örnek, önder ve sembol insan Hz. Peygamberin hayatına Lefayet, Lamartina, Gothe (vb.) nice batılı düşünürlerin hayranlık duyduğunu kaynaklar belirmektedir.
Ne yazık ki, İslam dünyasında yaşanılan buhranların perde arkasını görmeyerek, Hz. Muhammedin bize mirası olan İslam dinine topyekûn saldıran zalimlerin değirmenine su taşıyan düşünür ve yazarlar bulunmaktadır.
Hz. Peygamberin doğumuyla beraber dünyada meydana gelen önemli bazı hadiseler siyer kitaplarımızda bahsedilmektedir.
Cahiliye karanlıklarında, O müthiş “Nur” aralarında doğmuş âmâ gözler görememiş, sağır kulaklar duyamamış, katı kalpler idrak edememiş… İmandan, irfandan mahrum kalmışlardır.
Onun üstün ahlakı sayesinde insanlık doğruyu bulmuş, imanın hakikatine ulaşmaya gayret göstermiştir.
Onun vizyonu ile Çin’den -Cebeli Tarık’a, Yemenden- İstanbul’a kadar elçileri, hidayet yolcuları olarak seferlere çıkmıştır.
Ümmeti Muhammedin, muvaffak olduğu her türlü zafer, sergilediği her türlü fazilet, insanlığın zirve şahsiyeti efendimize (SAV) atfedilmelidir. Yetiştirdiği Ashab-ı Kiram, Ehlibeyti, bütün Evliyaullah O’nun maddi ve manevi rahle-i tedrisinden aldığı feyiz ve ruhaniyetin eseridir.
Âlemlere rahmet, Kur’an-ın ahlakını medheylediği, Allah’ın ömrüne, (hayatına) yemin ettiği, Allah’ın Resulü Hz. Muhammed’e ümmet olmak ne güzel bir şereftir.
Bu inançla veladetinin sene-i devriyesi nedeniyle O’nu okumak, O’nu anlamak, O’nun hayatını yaşamak, O’na Salat ve Selam getirmek, O’nun Şefaatine mazhar olmak, arzumuz olmalıdır.
O’nun sevgisinin ümmetin birliğine, Milletimizin ve Vatanımızın selametine vesile olması umuduyla Mevlid kandilini bir kez daha tebrik eder, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diler,
Kandilin Milletimiz ve Vatanımız için hayırlara vesile olmasını Cenabı Haktan dilerim.
Cüneyt KULAZ İl Müftüsü28/11/2017