Gurbetteyim ya; nerede Ağrı Dağı ya da Iğdır’la ilgili bir yazı, bir haber, bir fotoğraf görsem, noktasına, virgülüne “ve”lerine “veya”larına kadar okur, inceler, yorumlar ,bir sonuç çıkarmaya çalışırım…
İşte, 5 Nisan 2010 Tarihli Hürriyet Gazetesi... Gazetenin 4. sayfasında Ağrı Dağı ile ilgili bir kötü haber: “AĞRI DAĞI’NIN PATRONU VALİLİK” başlıklı yazı. İçim burkularak, yüreğim sızlayarak, aklım zayi olarak okudum. Hele bir de siz okuyun da, biraz da olsa sızımı paylaşın, sizin de içiniz kanasın, biraz...
“Çevre ve Orman Bakanlığı, yaptığı düzenleme ile Ağrı Dağı’na tırmanış için izlenmesi gereken prosedürleri asgari seviyeye çekti. Buna göre izinler artık Genelkurmay Başkanlığından ya da Dağcılık Federasyonundan değil, AĞRI VALİLİĞİnden alınacak.” Yazının bu kadar olan kısmı yeter. Yeter de artar bile… İşte içimi yakan, aklımı zayi eden karar, bu karar!
Allah aşkına, bu kararı alanlar hiç Ağrı Dağı’na gelmiş midir? Gelmiş de Iğdır çevre yolundaki kavakların üzerinden Ağrı Dağı’na bir kez bakmış mıdır? Iğdır’ın artık “İL” olduğunu ve Ağrı Dağı’nın bu ilimize sadece ve sadece 10 km uzaklıkta olduğunu bilmekte midir? Eğer bunlar biliniyorsa, peki, nasıl olur da bu dağımıza tırmanış izni 10 km yakınındaki Iğdır ili pas geçilerek, sadece 100 km ötesindeki Ağrı Valiliğine verilir?
Yani, yakında açılması beklenen Iğdır Havaalanımıza inecek bir dağcı ya da turist, dağa tırmanmak için neden hemen dağın eteğindeki Iğdır Valiliğinden değil de; 100 km (gidiş-dönüş 200 km) uzağındaki Ağrı Valiliğinden izin alacak ki? Dağı görmek için gelecekler neden on kilometre yakınındaki il ile ilişkilendirilmeyip, 200 km uzaklığa sürüklenirler?
Bu bürokrasiyi ve zahmeti çoğaltmaktan, insanları yormak ve usandırmaktan öte neye yarar?
Çok değerli Valimiz alınmasın ama “Acaba Iğdır Valiliğine güvenilmiyor mu? diye, hiç de düşünmek istenmeyen bir kuşku doğuyor insanlarda.
Aklı eren biri varsa lütfen açıklasın… Irkçılık, ayırımcılık, kıskançlık yapmıyorum.
Hayır, hayır bu karar çok yanlış, çok hatalı olmuştur ve zaman geçmeden düzeltilmesi gerekiyor.
Ben kişisel olarak ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞIMIZA yazılı başvuruda bulunarak, bu kararın düzeltilmesi talebinde bulunacağım.
Ama bu yetmez ki... Başta, şu andaki milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız olmak üzere, tüm parti il başkanlarımızı, milletvekili aday adaylarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı ve en sade Iğdırseverleri bu yanlışlığın düzeltilmesinde üzerlerine düşeni yapmaya çağırıyorum.
Milletvekili adaylarımız için bir fırsat bu; yukarıdaki acıklı durumu düzelterek Iğdır’a hizmet edebilecek yetki ve yeterlilikte olduklarını Iğdır halkına kanıtlamalarının tam da sırasıdır!
Ağzı laf yapan, eli kalem tutan herkesi Iğdır’ın hakkını savunmaya çağırıyorum.
Ağrı Dağı, Iğdır’dan koparılamaz, ayrılamaz! Bunu haykırmak için ne bekliyoruz ki…
Sesinizi sesimin yanına koymaya çağırıyorum sizi… İslam ÇANKAYA
İşte, 5 Nisan 2010 Tarihli Hürriyet Gazetesi... Gazetenin 4. sayfasında Ağrı Dağı ile ilgili bir kötü haber: “AĞRI DAĞI’NIN PATRONU VALİLİK” başlıklı yazı. İçim burkularak, yüreğim sızlayarak, aklım zayi olarak okudum. Hele bir de siz okuyun da, biraz da olsa sızımı paylaşın, sizin de içiniz kanasın, biraz...
“Çevre ve Orman Bakanlığı, yaptığı düzenleme ile Ağrı Dağı’na tırmanış için izlenmesi gereken prosedürleri asgari seviyeye çekti. Buna göre izinler artık Genelkurmay Başkanlığından ya da Dağcılık Federasyonundan değil, AĞRI VALİLİĞİnden alınacak.” Yazının bu kadar olan kısmı yeter. Yeter de artar bile… İşte içimi yakan, aklımı zayi eden karar, bu karar!
Allah aşkına, bu kararı alanlar hiç Ağrı Dağı’na gelmiş midir? Gelmiş de Iğdır çevre yolundaki kavakların üzerinden Ağrı Dağı’na bir kez bakmış mıdır? Iğdır’ın artık “İL” olduğunu ve Ağrı Dağı’nın bu ilimize sadece ve sadece 10 km uzaklıkta olduğunu bilmekte midir? Eğer bunlar biliniyorsa, peki, nasıl olur da bu dağımıza tırmanış izni 10 km yakınındaki Iğdır ili pas geçilerek, sadece 100 km ötesindeki Ağrı Valiliğine verilir?
Yani, yakında açılması beklenen Iğdır Havaalanımıza inecek bir dağcı ya da turist, dağa tırmanmak için neden hemen dağın eteğindeki Iğdır Valiliğinden değil de; 100 km (gidiş-dönüş 200 km) uzağındaki Ağrı Valiliğinden izin alacak ki? Dağı görmek için gelecekler neden on kilometre yakınındaki il ile ilişkilendirilmeyip, 200 km uzaklığa sürüklenirler?
Bu bürokrasiyi ve zahmeti çoğaltmaktan, insanları yormak ve usandırmaktan öte neye yarar?
Çok değerli Valimiz alınmasın ama “Acaba Iğdır Valiliğine güvenilmiyor mu? diye, hiç de düşünmek istenmeyen bir kuşku doğuyor insanlarda.
Aklı eren biri varsa lütfen açıklasın… Irkçılık, ayırımcılık, kıskançlık yapmıyorum.
Hayır, hayır bu karar çok yanlış, çok hatalı olmuştur ve zaman geçmeden düzeltilmesi gerekiyor.
Ben kişisel olarak ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞIMIZA yazılı başvuruda bulunarak, bu kararın düzeltilmesi talebinde bulunacağım.
Ama bu yetmez ki... Başta, şu andaki milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız olmak üzere, tüm parti il başkanlarımızı, milletvekili aday adaylarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı ve en sade Iğdırseverleri bu yanlışlığın düzeltilmesinde üzerlerine düşeni yapmaya çağırıyorum.
Milletvekili adaylarımız için bir fırsat bu; yukarıdaki acıklı durumu düzelterek Iğdır’a hizmet edebilecek yetki ve yeterlilikte olduklarını Iğdır halkına kanıtlamalarının tam da sırasıdır!
Ağzı laf yapan, eli kalem tutan herkesi Iğdır’ın hakkını savunmaya çağırıyorum.
Ağrı Dağı, Iğdır’dan koparılamaz, ayrılamaz! Bunu haykırmak için ne bekliyoruz ki…
Sesinizi sesimin yanına koymaya çağırıyorum sizi… İslam ÇANKAYA
