Muharrem ayının 10 gününün Aşura Günü diye anılmasını ve resmi tatil olması istendi

Teklifin gerekçesinde, "Milli ve dini duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır" denildi.     TBMM Başkanlığına sunduğu kanun değişikliği teklifi Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'a bir madde eklenmesini öngörüyor.    Buna göre, her yıl, Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenecek Muharrem ayının 10. günü "Aşura Günü" olarak anılacak ve resmi tatil ilan edilecek.     Teklifin gerekçesinde, Türk milletinin önemli meziyetlerinden birinin sosyal örgüsünün çok sağlamlığı olduğu ifade edilerek, "Dini ve milli günlerde sosyal birliği sağlamada çok önemli işlevler görmektedir. Milli ve dini duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır" denildi.      Hicri takvime göre, Muharrem ayının Müslümanlar için özel bir önem taşıdığı belirtilen gerekçede, İslam tarihinin en üzücü olaylarından biri Kerbela olayının bu ayda yaşandığı bildirildi. Gerekçede şu ifadelere yer verildi:
    "Yüce Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin'in şahadeti ile sonuçlanan bu elim hadise geçmişe dayalı bir öç alma duygusunun, iptidai bir siyaset hırsı ile tamamen beşeri bir tatmin arzusunun insanlığa nelere mal olacağını göstermiş olması bakımından da ibret ve tazim ile hatırlanması gereken bir husustur. 
    Kerbela olayı aradan asırlar da geçse unutulmayacak kadar derin ve anlamlı bir öğreticidir. Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. Hz. Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir."     "Aşura" nın Türkiye'de ortak kaderin, ortak geçmişin ve ortak geleceğin de adı haline geldiği ifade edilen gerekçede, Muharrem ayının 10. günün "Aşura Günü" olarak resmi tatil ilan edilmesi istendi. Gerekçede, "Bu şekilde insanlarımız arasındaki sevgi, dayanışma, hoşgörü ve barış ortamına katkılar sağlanacaktır" denildi.