Öğretim Görevlisi Sözer AKYILDIRIM; TBMM HÜKÜMETİNİN ASKERİ VE DİPLOMATİK ZAFERİ KARS ANTLAŞMASI KONULU tebliğinde şunları söyledi:
Kars 19. yüzyıla kadar birçok kez Ruslar ve İranlıların saldırısına uğradı. Bu yüzyılda Ruslar ve Osmanlılar arasında el değiştiren yöre ,1877 yılında Ruslar tarafından alındı.1917 yılında Bolşevik ihtilalinin ardından önce Ermenilerin eline geçen ve 7 Nisan 1918 kurtarılan Kars, Brest -Litovsk Anlaşmasıyla ile Osmanlılara bırakıldı. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Güneybatı Kafkas Geçici Hükümetinin merkezi olan Kars’ı İngilizler ele geçirdi. Kars’ı daha sonra Ermenilere bırakan İngilizler buradan çekildi. General Antranik komutasındaki Ermeni güçleri Kars ve çevresinde katliamlar yaptı.
İngilizlerin çekilmesiyle Ermenistan’ın eline geçen Kars, Türk kurtuluş Savaşıyla 30 Ekim 1920’de Türklerin eline geçmiştir. Ankara Hükümeti, bu sırada Batı cephesinde Yunanlılarla savaşıyordu. Sakarya Meydan Muharebesinde alınan zafer, diplomatik başarıyı beraberinde getirdi. Sovyet Rusya’nın aracılığı ile Kars Anlaşması imzalandı. Kars Antlaşması; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve TBMM arasında Kars konferansında 26 Eylül 1921 çalışmalarına başladı, uzun müzakereler sonucunda 13 Ekim 1921’de imzalanarak sonuçlanmıştır.
Kars Anlaşmasıyla Türkiye -Ermenistan sınırı bugünkü son şeklini almıştır. Doğu cephesi kapandı. Bu anlaşma ile doğu sınırları emniyete alındı. Bölgedeki askeri birliklerin önemli bir bölümü Batı cephesine kaydırıldı. Lozan’da da teyit edilen Kars anlaşması ,100 yıldır geçerliliğini korumaktadır. Haber: Serdar Ünsal
Eğitim
Yayınlanma: 27 Ekim 2022 - 00:00
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ SÖZER AKYILDIRIM TBMM HÜKÜMETİNİN ASKERİ VE DİPLOMATİK ZAFERİ KARS ANLAŞMASI KONULU TEBLİĞİNİ SUNDU
24 Ekim 2022 günü, Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen Sempozyum, Akademisyenlerin ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşti Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Iğdır’ın en az 7 bin yıldır farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını vurgulayarak “İnsanların yerleşik yaşama geçtiği Neolitik Çağ’dan itibaren nüfusun artmaya başladığı Kalkolitik Çağ ile birlikte Iğdır’ın binlerce yıl bir cazibe merkezi olarak günümüze kadar gelebilmiş olması ve aynı zamanda bu süreci tasdikleyen tarihi ve arkeolojik kültürel mirasın da günümüze ulaşabilmiş olması oldukça önemlidir.” dedi.
Eğitim
27 Ekim 2022 - 00:00
İlginizi Çekebilir
