Açıklamada “ABD Başkanı Barak Obama’yı adalete davet ediyoruz. 24 Nisan 2012 tarihinde yayınladığı mesajla, Türkler ile Ermeniler arasındaki ortak tarihin acılı bölümüne ilişkin anlaşmazlıkta, bu sene de Ermeni görüşlerini yansıtan, mesnetsiz bir yaklaşım ortaya koyan Obama’yı KINIYORUZ. Tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamayı her bakımdan talihsiz ve yanlı bir açıklama olarak görüyoruz.
Daha önceki açıklamalarımızda Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’i de kınamıştık. Tüm batı emperyalizmine sesleniyoruz. Yeter artık! Bölgeye kin ve nefret tohumu ekmekten vazgeçin. Bu mesele, tarihçilerin meselesidir. Soykırımın izini arayanların çok uzak tarihlere gitmelerine gerek yok. 1992 yılına, yakın tarihin en büyük soykırımının yapıldığı Hocalı'ya gitmeleri yeterli olacaktır..
ABD, medeniyetin temsilcisi geçiniyor ama medeniyetin başkenti Şuşa’da tarihi medeniyet eserlerinin ve tarihi camilerin içinde hayvan besleyenleri dikkate almıyor.
Eski zengin tarih ve kültür merkezi Şuşa 1992 yılında Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş, Şuşa şehrinin işgal edilmesi ile Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü bozularak, 480 masum sivil Türk öldürülmüş, 600 kişi yaralanmış, 22 bin kişi de yerinden yurdundan olmuştur. Esir alınmış 68 soydaşımızın kaderi konusunda bugüne kadar hiç bir bilgi yoktur. Azerbaycan gadim toprağı Şuşa’ da bir takım tarihsel, kültürel anıtlar düşman tarafından talan edildiği gibi Azerbaycan Türklerine ait bir çok anıtın ve camilerin yok edildiği ve Ermenistan tarafından adlarının değiştirildi de bir gerçektir.
ABD gibi önemli bir müttefikimize düşen vazife, Türk-Amerikan ilişkilerine zarar veren bu tür bir yaklaşımla, sorunu daha da derinleştirmek değil, çözüme yönelik yapıcı katkılar sunmak ve bu bağlamda ortak tarih araştırmasından kaçınan Ermenistan tarafını daha gerçekçi ve uzlaşmacı olmaya cesaretlendirmek, bölgede barışı sağlayarak işgal altında bulunan Azerbaycan topraklarının derhal terk edilmesini sağlamaktır.
Türk milleti olarak iki halkın arasına kin ve nefret tohumu ekilmemesini diliyoruz. Ve yine diliyoruz ki hak yerini bulsun, dünya kamuoyu gerçekleri görsün, tarihçilerin incelemesinde kimin soykırım yaptığı ortaya çıksın ve yakın zamanda 1992’de yapılan soykırım ve tecrit sonucu yerinden yurdundan edilen Azerbaycan Türkleri yerlerine geri dönsün, topraklarına yurtlarına kavuşsun, yüz yıllık kan davası bitsin. Bölgede yaşayan tüm halklara barış içinde yaşam ortamı sağlansın, bölgenin geleceği için istikrar ve güven ortamı devam ettirilsin.” dedi.
İstanbul Türkiye Azerbaycan Derneği Başkanı
Daha önceki açıklamalarımızda Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’i de kınamıştık. Tüm batı emperyalizmine sesleniyoruz. Yeter artık! Bölgeye kin ve nefret tohumu ekmekten vazgeçin. Bu mesele, tarihçilerin meselesidir. Soykırımın izini arayanların çok uzak tarihlere gitmelerine gerek yok. 1992 yılına, yakın tarihin en büyük soykırımının yapıldığı Hocalı'ya gitmeleri yeterli olacaktır..
ABD, medeniyetin temsilcisi geçiniyor ama medeniyetin başkenti Şuşa’da tarihi medeniyet eserlerinin ve tarihi camilerin içinde hayvan besleyenleri dikkate almıyor.
Eski zengin tarih ve kültür merkezi Şuşa 1992 yılında Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş, Şuşa şehrinin işgal edilmesi ile Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü bozularak, 480 masum sivil Türk öldürülmüş, 600 kişi yaralanmış, 22 bin kişi de yerinden yurdundan olmuştur. Esir alınmış 68 soydaşımızın kaderi konusunda bugüne kadar hiç bir bilgi yoktur. Azerbaycan gadim toprağı Şuşa’ da bir takım tarihsel, kültürel anıtlar düşman tarafından talan edildiği gibi Azerbaycan Türklerine ait bir çok anıtın ve camilerin yok edildiği ve Ermenistan tarafından adlarının değiştirildi de bir gerçektir.
ABD gibi önemli bir müttefikimize düşen vazife, Türk-Amerikan ilişkilerine zarar veren bu tür bir yaklaşımla, sorunu daha da derinleştirmek değil, çözüme yönelik yapıcı katkılar sunmak ve bu bağlamda ortak tarih araştırmasından kaçınan Ermenistan tarafını daha gerçekçi ve uzlaşmacı olmaya cesaretlendirmek, bölgede barışı sağlayarak işgal altında bulunan Azerbaycan topraklarının derhal terk edilmesini sağlamaktır.
Türk milleti olarak iki halkın arasına kin ve nefret tohumu ekilmemesini diliyoruz. Ve yine diliyoruz ki hak yerini bulsun, dünya kamuoyu gerçekleri görsün, tarihçilerin incelemesinde kimin soykırım yaptığı ortaya çıksın ve yakın zamanda 1992’de yapılan soykırım ve tecrit sonucu yerinden yurdundan edilen Azerbaycan Türkleri yerlerine geri dönsün, topraklarına yurtlarına kavuşsun, yüz yıllık kan davası bitsin. Bölgede yaşayan tüm halklara barış içinde yaşam ortamı sağlansın, bölgenin geleceği için istikrar ve güven ortamı devam ettirilsin.” dedi.
İstanbul Türkiye Azerbaycan Derneği Başkanı