Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Cabbar Şıktaş’ın, “ORADA BİR ÜNİVERSİTE VAR UZAKTA, ADI BİZİM KENDİ BİZİM OLMAYAN” başlıklı yazısının ardından, Iğdır Üniversitesi Rektörü İ. Hakkı Yılmaz, Rektörlük girişinde bulunan güvenliğe talimat vererek Yeşil Iğdır Gazetesi’nin Rektörlük binasına girişine izin vermedi… Gazetemiz Genel Yayın yönetmeni Cabbar Şıktaş’ın kaleme aldığı yazıyı okuyup durumu değerlendirelim: “Bir zamanlar şöyle bir başlık atmıştım. “ORADA BİR ÜNİVERSİTE VAR UZAKTA, BİZİM” diye başlayan yazımda, yeni kurulan ve ilgi gösterilmesi gereken bir üniversitenin varlığından haberdar ediyordum halkımızı… Halk ile üniversite arasında diyalog oluşması gerektiğini vurgulamış, insanlarımızın, Üniversite Rektörlüğünü, Fakülte Dekanlarını, öğretim elemanlarını ziyaret etmesi gerektiğini anlatmıştım dilimin döndüğü kadarıyla…
Amacım kaynaşma olsun, üniversitemiz halkıyla kaynaşsın, bütünleşsin, birlikte ortak etkinlikler düzenlesinler istemiştim…
Yeşil Iğdır Gazetesi olarak üniversitenin haberlerine bolca yer veriyor, Rektör beyin açıklamalarını manşetten yayınlayarak üniversitenin faaliyetlerini duyurmaya çalışıyorduk…
Gelinen noktaya baktığımızda biz kaynaşsın, toplumla bütünleşme sağlasın istediğimiz üniversitemizin her geçen gün Iğdır halkından uzaklaşmakta olduğunu, yabancılaştığını görmekte ve üzüntü duymaktayız…
Var olanlara niye buradasınız demiyorum. Emeklerine, zahmetlerine gerçekten saygı da duyuyorum… Zira sokakta selamlaştığım, hal hatırını sorduğum üniversite personeli de, samimi duygularımın farkındadırlar… Ancak defalarca söylememize rağmen mahallinden birilerinin üniversiteye alınmamış olması, ne idarede, ne eğitim camiasında hiç olmayışımız üzülerek ifade edeyim ki toplumun dikkatini çekmekte, tepkisine neden olmaktadır…
Sayın Rektör bu yorumumu okuduğunda eminim ki ilk refleksi cevap verelim olacaktır. Ancak unutmasınlar ki dost acı söyler… Bu gün üniversitenin dışarıdan görüntüsü Iğdır üniversitesi görüntüsü değildir…
İdari kadroda Iğdır’lı memur yok denecek kadar azdır… Eğitim kadrosunda yine aynı… Üst kadroda ise yok gibi bir durum söz konusudur…
Bu düşüncelerimizi aylar önce Sayın Rektörümüzle de paylaşmış, Iğdır üniversitesine dışarıdan bakıldığında, Iğdır üniversitesi gibi gözükmediği ifade edilmiştir…
Sayın Rektör bu durumu her ne kadar kabullenmeseler de, bu durum halkın gözüyle işte böyle görülmekte, yorumlanmaktadır…
Şöyle bir iddiada bulunmuşluğum falan yok. Rektör dâhil tüm Dekanlar, yardımcıları Iğdır’lı olsun. Öğretim elemanlarının tamamı Iğdır’lı olsun. Bu yanlış ve olmaması gereken bir durumdur. Ancak kabul etmek gerekir ki, 100. Yıl üniversitesindeki Van’lı sayısıyla, Atatürk Üniversitesindeki Erzurum’lu sayısıyla, Kafkas üniversitesindeki Kars’lı sayısıyla, Iğdır üniversitesindeki Iğdır’lı sayısı aynı orantıda değildir. Hatta orana tabi tutulacak kadar da değildir…
Net bir durum söz konusu olunca, doğal olarak eleştirilerde mümkün olmaktadır. Unutulmamalıdır ki, bir süre önce Iğdır Sanayi ve Ticaret Odası yazılı bir açıklama yaparak, Iğdır üniversitesinin gerek personel alımında ve gerekse malzeme alımında Iğdır’ı değil de, Iğdır dışını tercih etmesi eleştirilmiş ve konuyla alakalı basın açıklaması yapılmıştır…
Umarım ki eğitim camiamızın değerli hocaları ön yargılı olmadığımızı görmüşlerdir… Biz sadece bizim olmasını istediğimiz üniversitemizin her alanında olmak istiyoruz. Göstermelik birtakım yapılanmaların değil, her alanında var olmak istiyoruz… Üniversitemizi sahiplenmek, onunla içli dışlı olmak, katkısından faydalanmak, fikirlerinden feyiz almak istiyoruz…
Ümit ediyorum ki, bu söylediklerim Üniversitemizin Rektörü Sayın Prof. Dr. İ. Hakkı Yılmaz tarafından dikkate alınır ve gereği de kısa sürede yapılır…”
Genel Yayın Yönetmenimizin kaleme aldığı yazının içeriğinde hiçbir hakaret içerikli kelime bulunmazken, demokrasinin beşiği olması gereken üniversitemiz, eğitim camiasının hoşgörüsüne yakışmayan bir tutum sergilenmiş ve Iğdır’ın en köklü gazetesi, Iğdır halkının duygularını, taleplerini dile getirdiği için cezalandırılmak istenmiştir…
Yeşil Iğdır Gazetesi 57 yılını doldurmuş, yayın akışını kişi, kurum ve önyargılardan uzak devam ettiren köklü bir gazetedir. Gazetecilik ahlak ve ilkelerine uymayı bir görev bilen Yeşil Iğdır Gazetesi ve yazarları elbette ki gördükleri eksiklikleri dile getirecek, hataların devam etmemesi için uyarıcı nitelikli yazılar yazacaklardır…
Yeşil Iğdır’da Sayın Rektör’ün boy boy fotoları, haberleri çıktığı zaman Rektörlüğe neden az gazete dağıtıyorsunuz diye şikâyetçi olunurken, şimdi ufak bir eleştiri aldılar diye yasaklama getirmeleri, eğitim yuvası olan Üniversitemize ve yasak kararı alan Sayın Rektörümüze yakışmamıştır…
Geçenlerde LYS sınavı yapıldı. Soru kitapçıklarının yetersizliği ile ilgili olarak Zaman Gazetesi bir haber yaptı… Buna çok sinirlenen Iğdır Üniversitesi Rektörü, acaba Zaman gazetesini de mi Rektörlüğe yasakladı?
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Yeşil Iğdır Gazetesi 57 yıldır ücretsiz dağıtılmaktadır. Almış olduğu resmi ilanlar ile gazete masrafının bir bölümünü, diğer bölümünü de kendi imkânları ile karşılamaktadır… Kimseye baş eğmemiş, tepeden bakmamıştır… Gazetemizin Rektörlük binasına dağılıp dağılmaması da çok önemli değildir. Önemli olan bir eğitim kurumunun hoş olmayan niyetidir…
Sayın Rektörüm: Ben değil, bir ilin Ticaret ve Sanayi Odası esnafının, tüccarının şikayeti üzerine bir basın toplantısı düzenleyerek sizleri eleştirmedi mi? Kurulma aşamasında olan bir üniversitenin alımlarını Iğdır’dan değil de, Van’dan aldığınız yönünde eleştiride bulunmadılar mı? Bende diyorum ki, Iğdır Üniversitesi olarak Iğdır halkından kopmayın bütünleşin. Bu söylemim sizin yararınıza olan sözler değilmi?
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan her ile bir üniversite kararı alırken ne düşünerek almıştı. O bölgenin kalkınması için almadı mı? Siz eğer Iğdır esnafını görmezden gelir de Van’a taşırsanız bu olanakları, Iğdır esnafı da doğal olarak bağlı oldukları ticaret odası etrafında toplanacak, eleştirisel açıklamalar yapacaklardır… Gerçekleri gizlemenin bir manası yok, biz özümüzle sözümüzle sizi dost bilip doğruyu söylüyoruz. Ama siz bu doğrular karşısında Gazetemize Rektörlük yasağı getiriyorsanız, bu da sizin bileceğiniz bir iştir.
Sayın Rektörüm: Yazıdaki amaç sizleri yıpratmak değildir. Bu açık bir biçimde görülmekte ve okuyanlar tarafından da yorumlanmaktadır. Ancak sizler diyalog kurma ve sorunun detayına inmek yerine en kısa yolu tercih etmiş, yasaklama kararınızla ipleri koparmışsınızdır…
Bundan sonra ki yorumlarımız, Sayın Başbakana açık mektup mahiyetinde yazılacak, serzenişimiz, direk Başbakanlık makamına yapılacaktır…
Amacım kaynaşma olsun, üniversitemiz halkıyla kaynaşsın, bütünleşsin, birlikte ortak etkinlikler düzenlesinler istemiştim…
Yeşil Iğdır Gazetesi olarak üniversitenin haberlerine bolca yer veriyor, Rektör beyin açıklamalarını manşetten yayınlayarak üniversitenin faaliyetlerini duyurmaya çalışıyorduk…
Gelinen noktaya baktığımızda biz kaynaşsın, toplumla bütünleşme sağlasın istediğimiz üniversitemizin her geçen gün Iğdır halkından uzaklaşmakta olduğunu, yabancılaştığını görmekte ve üzüntü duymaktayız…
Var olanlara niye buradasınız demiyorum. Emeklerine, zahmetlerine gerçekten saygı da duyuyorum… Zira sokakta selamlaştığım, hal hatırını sorduğum üniversite personeli de, samimi duygularımın farkındadırlar… Ancak defalarca söylememize rağmen mahallinden birilerinin üniversiteye alınmamış olması, ne idarede, ne eğitim camiasında hiç olmayışımız üzülerek ifade edeyim ki toplumun dikkatini çekmekte, tepkisine neden olmaktadır…
Sayın Rektör bu yorumumu okuduğunda eminim ki ilk refleksi cevap verelim olacaktır. Ancak unutmasınlar ki dost acı söyler… Bu gün üniversitenin dışarıdan görüntüsü Iğdır üniversitesi görüntüsü değildir…
İdari kadroda Iğdır’lı memur yok denecek kadar azdır… Eğitim kadrosunda yine aynı… Üst kadroda ise yok gibi bir durum söz konusudur…
Bu düşüncelerimizi aylar önce Sayın Rektörümüzle de paylaşmış, Iğdır üniversitesine dışarıdan bakıldığında, Iğdır üniversitesi gibi gözükmediği ifade edilmiştir…
Sayın Rektör bu durumu her ne kadar kabullenmeseler de, bu durum halkın gözüyle işte böyle görülmekte, yorumlanmaktadır…
Şöyle bir iddiada bulunmuşluğum falan yok. Rektör dâhil tüm Dekanlar, yardımcıları Iğdır’lı olsun. Öğretim elemanlarının tamamı Iğdır’lı olsun. Bu yanlış ve olmaması gereken bir durumdur. Ancak kabul etmek gerekir ki, 100. Yıl üniversitesindeki Van’lı sayısıyla, Atatürk Üniversitesindeki Erzurum’lu sayısıyla, Kafkas üniversitesindeki Kars’lı sayısıyla, Iğdır üniversitesindeki Iğdır’lı sayısı aynı orantıda değildir. Hatta orana tabi tutulacak kadar da değildir…
Net bir durum söz konusu olunca, doğal olarak eleştirilerde mümkün olmaktadır. Unutulmamalıdır ki, bir süre önce Iğdır Sanayi ve Ticaret Odası yazılı bir açıklama yaparak, Iğdır üniversitesinin gerek personel alımında ve gerekse malzeme alımında Iğdır’ı değil de, Iğdır dışını tercih etmesi eleştirilmiş ve konuyla alakalı basın açıklaması yapılmıştır…
Umarım ki eğitim camiamızın değerli hocaları ön yargılı olmadığımızı görmüşlerdir… Biz sadece bizim olmasını istediğimiz üniversitemizin her alanında olmak istiyoruz. Göstermelik birtakım yapılanmaların değil, her alanında var olmak istiyoruz… Üniversitemizi sahiplenmek, onunla içli dışlı olmak, katkısından faydalanmak, fikirlerinden feyiz almak istiyoruz…
Ümit ediyorum ki, bu söylediklerim Üniversitemizin Rektörü Sayın Prof. Dr. İ. Hakkı Yılmaz tarafından dikkate alınır ve gereği de kısa sürede yapılır…”
Genel Yayın Yönetmenimizin kaleme aldığı yazının içeriğinde hiçbir hakaret içerikli kelime bulunmazken, demokrasinin beşiği olması gereken üniversitemiz, eğitim camiasının hoşgörüsüne yakışmayan bir tutum sergilenmiş ve Iğdır’ın en köklü gazetesi, Iğdır halkının duygularını, taleplerini dile getirdiği için cezalandırılmak istenmiştir…
Yeşil Iğdır Gazetesi 57 yılını doldurmuş, yayın akışını kişi, kurum ve önyargılardan uzak devam ettiren köklü bir gazetedir. Gazetecilik ahlak ve ilkelerine uymayı bir görev bilen Yeşil Iğdır Gazetesi ve yazarları elbette ki gördükleri eksiklikleri dile getirecek, hataların devam etmemesi için uyarıcı nitelikli yazılar yazacaklardır…
Yeşil Iğdır’da Sayın Rektör’ün boy boy fotoları, haberleri çıktığı zaman Rektörlüğe neden az gazete dağıtıyorsunuz diye şikâyetçi olunurken, şimdi ufak bir eleştiri aldılar diye yasaklama getirmeleri, eğitim yuvası olan Üniversitemize ve yasak kararı alan Sayın Rektörümüze yakışmamıştır…
Geçenlerde LYS sınavı yapıldı. Soru kitapçıklarının yetersizliği ile ilgili olarak Zaman Gazetesi bir haber yaptı… Buna çok sinirlenen Iğdır Üniversitesi Rektörü, acaba Zaman gazetesini de mi Rektörlüğe yasakladı?
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Yeşil Iğdır Gazetesi 57 yıldır ücretsiz dağıtılmaktadır. Almış olduğu resmi ilanlar ile gazete masrafının bir bölümünü, diğer bölümünü de kendi imkânları ile karşılamaktadır… Kimseye baş eğmemiş, tepeden bakmamıştır… Gazetemizin Rektörlük binasına dağılıp dağılmaması da çok önemli değildir. Önemli olan bir eğitim kurumunun hoş olmayan niyetidir…
Sayın Rektörüm: Ben değil, bir ilin Ticaret ve Sanayi Odası esnafının, tüccarının şikayeti üzerine bir basın toplantısı düzenleyerek sizleri eleştirmedi mi? Kurulma aşamasında olan bir üniversitenin alımlarını Iğdır’dan değil de, Van’dan aldığınız yönünde eleştiride bulunmadılar mı? Bende diyorum ki, Iğdır Üniversitesi olarak Iğdır halkından kopmayın bütünleşin. Bu söylemim sizin yararınıza olan sözler değilmi?
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan her ile bir üniversite kararı alırken ne düşünerek almıştı. O bölgenin kalkınması için almadı mı? Siz eğer Iğdır esnafını görmezden gelir de Van’a taşırsanız bu olanakları, Iğdır esnafı da doğal olarak bağlı oldukları ticaret odası etrafında toplanacak, eleştirisel açıklamalar yapacaklardır… Gerçekleri gizlemenin bir manası yok, biz özümüzle sözümüzle sizi dost bilip doğruyu söylüyoruz. Ama siz bu doğrular karşısında Gazetemize Rektörlük yasağı getiriyorsanız, bu da sizin bileceğiniz bir iştir.
Sayın Rektörüm: Yazıdaki amaç sizleri yıpratmak değildir. Bu açık bir biçimde görülmekte ve okuyanlar tarafından da yorumlanmaktadır. Ancak sizler diyalog kurma ve sorunun detayına inmek yerine en kısa yolu tercih etmiş, yasaklama kararınızla ipleri koparmışsınızdır…
Bundan sonra ki yorumlarımız, Sayın Başbakana açık mektup mahiyetinde yazılacak, serzenişimiz, direk Başbakanlık makamına yapılacaktır…
