İlimizde faaliyet gösteren, 1. dünya harbinde Ermeni çetecilerin
katliamına uğramış mağdurlar derneği Başkanı Av. Cafer Zor, İrevan
Azerilerini Koruma derneğinden Ali Nihat Şıktaş, Iğdır Azerbaycan
Tarih ve Kültür derneği Başkanı Ziya Zakir Acar, organ bağış derneği
Başkanı Serdar Ünsal, Sigara ve Uyuşturucular derneği Başkanı Dr.
Mehmet Kum, Dağcılık ve doğa sporları derneği Başkanı Coşkun Oluz,
Azerbaycan dayanışma derneği evi Başkanı Veli Tabaru, Türk Kadınlar
derneği Başkanı Sabiha Sever, Iğdırlılar dayanışma derneği Başkanı
Volkan Bayat, Kuyumcular derneği Başkanı Ertuğrul Eroğlu, CHP İl
Başkanı Nazim Karadağ ve MHP il Başkanı Cahit Erol yayınladıkları ortak
bildiride şu görüşlere yer verdiler.
“Sayın Cumhurbaşkanının Ermenistan'a yapacağı ziyaret Azerbaycan Türk'ünü yürekten yaralayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ermenistan politikasına ilişkin vereceği her kararın kardeş ve dost Azerbaycan'a hiçbir şekilde zarar vermeyecek, incitmeyecek ve rencide etmeyecek kararlar olmasını ummaktayız.
Yakın tarihimizde Ermeni terör örgütü ASALA'nın 37 Türk diplomatını katletmesine, Türkleri soykırım yapmakla suçlayanlar neden sessiz kaldılar? İnsan hakları savunucuları bu olayları görmüyor mu?
Ya Ermenistan'ın Azerbaycan'ın yüzde 25 topraklarının işgalini niye kimse görmek istemiyor?
Türkiye'yi 'Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile köşeye sıkıştırmak isteyen ülkelerle karşılıklı çıkar ilişkisi içinde olan Ermenistan, dış politika hedefinin 'Sözde Ermeni Soykırımı' iddialarını Türk Devletine kabul ettirmek olarak belirlemiştir. Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda ülkemizin 12 ili de yer almaktadır. Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağının resmi de vardır, Ermenistan Milli Marşında "topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün öldürün" denmektedir"
Türk Milletini "Sözde Ermeni Soykırımı" yapmakla suçlayanlar asıl Ermeni'lerin dün Anadolu'da, bugün Azerbaycan'da yaptıklarına bakmaları gerektiğini vurgulayan bildiride Ermenilerin Azerbaycanda yaptığı 21 YY vahşetine de değinerek şunları kaydettiler: "26 Şubat günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanı sıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla siyah bir sayfadır.
1988 yılında başlayan Ermenistan Azerbaycan savaşında üç yüz bini Ermenistan'dan olmak üzere bir milyondan fazla Azerbaycan Türkü Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarından göçe zorlandı. Bu insanlar şimdi soğukta, kışta, aç, yoksul, sefalet içinde çadırlarda yaşamaktadırlar.
Burada dünya kamuoyuna seslenmek istiyoruz. 85 yıl öncesinin olaylarıyla ilgilenme cesaretini gösterenler, Ermeni'lerin çok yakın geçmişimizde Karabağ'da yaptıkları vahşetleri niye görmüyorlar?
Ya Ermeni'lerin 1992 yılında Hocalı 'da yaptığı vahşete ne ad verilmeli? Bu vahşet soykırım değil mi?
Türkiye yıllardır uluslararası alanda asılsız Ermeni soykırımı iddialarına karşı mücadele veriyor. Çünkü dünyanın dört bir yanında Erivan ve Ermeni diasporası güdümünde ortaya atılan iddiaların başta ABD olmak tüm dünyada resmen tanınması amaçlanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan'a giderse ileride Ermeni diasporası bunu, 'Bize karşı o kadar ezikler ki, Cumhurbaşkanlarını bile Erivan'a bir maç için göndermek zorunda kaldılar' şeklinde kullanabilir. Bu durum aynı zamanda, Türkiye içinde de, bir çok çevrede, 'Gittik. Kendimizi gereksiz yere küçük duruma düşürdük. Ermeniler yine diyalogun aksine dünyanın her yanında bunu kullanacak ve soykırım iddialarını daha güçlü seslendirecek'
Unutmayalım ki, 'Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önündeki en büyük engel, Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu Ermeni politikalarıdır'.
Bu politikalarda hiçbir değişiklik olmadığını, Ermenistan'ın sahte soykırım yalanıyla Türk tarihini ve Türk milletini en ağır insanlık suçuyla mahkum etmek için uluslararası planda hayasız bir karalama kampanyası yürütüyor. Ermenistan'ın, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve sınırlarını tanımadığını, Anayasasında ve bağımsızlık bildirisinde ifadesini bulan ''Türkiye'den toprak taleplerinden vazgeçmediği” bir gerçektir.
'Ermenistan'ın PKK terör örgütü ile ilişkileri ve teröre desteği de bilinmektedir. Kuzey Irak'ta yuvalanan terör örgütü sözde yöneticilerine siyasi sığınma hakkı verecek ülkelerin başında Ermenistan'ın geldiğinin basına da yansıdığı hatırlanacaktır. Azerbaycan topraklarının yaklaşık dörtte biri üzerindeki Ermeni askeri işgali de aynen devam etmektedir.
Bu gerçekler ortadayken Türkiye'nin Ermenistan'ın peşinden koşmasının ve ilişkilerin düzeltilmesi için ricacı konumuna sokulmasının siyasi, ahlaki, meşru ve anlaşılabilir bir izahı ve gerekçesi olamayacaktır. Bu haysiyet kırıcı bir durumdur.
Türkiye'den de "Sınırlar açılabilir" diye ifade… İşgalci ve terörist Ermenistan' sevindirmiştir. İşgalci ve terörist Ermenistan, Azerbaycan'ın topraklarını işgalden, Türkiye'ye karşı toprak iddialarından ve tüm dünyaya kabul ettirmeye çalıştığı soykırım yalanlarından vazgeçmediği sürece, bu ülkenin dahil olacağı hiçbir birliğin içinde yer alınmayacağı gibi, bu konu gündeme dahi getirilemez. Bu aşamada, Sayın Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin onurunu ve haysiyetini zedeleyecek böyle bir davranış içine girmeyeceğine olan ümidimizi korumak istiyoruz.'
Iğdır da bulunan sivil toplum örgütleri olarak, bir maç vesilesiyle Türkiye, Ermenistan ile yeni bir ilişki düzeni içine girme maksadındadır. Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isteriz.
Azerbaycan toprağı, Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Biz de bu tablo karşısında demekteyiz ki Ermenistan'a, 'Seninle komşuluk ilişkilerimizi geliştirmek isteriz ama bir bekleyişimiz var; Türkiye'nin ulusal sınırlarını tanıdığını beyan edeceksin, soykırım iddiasından vazgeçeceksin, Yukarı Karabağ'daki işgaline son vereceksin, ondan sonra seninle dost olacağız.
Azerbaycan halkı, iktidarıyla, muhalefetiyle, tüm kesimleriyle Türkiye'nin gerçek dostudur. 'Biz iki devlet, bir milletiz...' Gerçekten bizim tarihi, kültürel, siyasi nedenlerle çok yakın ve sıcak ilişki içinde olduğumuz Azerbaycan Türk'ünü kırmak yaralamak Ermenistan'ı mutlu edecektir. Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isteriz.
Sayın Cumhurbaşkanı Erivan'a gitmemeli. Çünkü orası düşman bir ülke. Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin düşmanıdır. Biz iki devlet bir milletiz. Ne zaman Karabağ problemi çözülür ve işgal edilmiş topraklar koşulsuz geri verilir o zaman görüşmeler yapılabilir.
Son söz olarak diyoruz ki, Unutmayınız ki, daha dün Azerbaycan ve Türk bayraklarını yere atıp çiğneyen yakan Ermeniler değilmiydi.? Dünden bugüne ne değişti ki…Sayın Cumhurbaşkanı Erivan'a maça gitmemelidir.
“Sayın Cumhurbaşkanının Ermenistan'a yapacağı ziyaret Azerbaycan Türk'ünü yürekten yaralayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ermenistan politikasına ilişkin vereceği her kararın kardeş ve dost Azerbaycan'a hiçbir şekilde zarar vermeyecek, incitmeyecek ve rencide etmeyecek kararlar olmasını ummaktayız.
Yakın tarihimizde Ermeni terör örgütü ASALA'nın 37 Türk diplomatını katletmesine, Türkleri soykırım yapmakla suçlayanlar neden sessiz kaldılar? İnsan hakları savunucuları bu olayları görmüyor mu?
Ya Ermenistan'ın Azerbaycan'ın yüzde 25 topraklarının işgalini niye kimse görmek istemiyor?
Türkiye'yi 'Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile köşeye sıkıştırmak isteyen ülkelerle karşılıklı çıkar ilişkisi içinde olan Ermenistan, dış politika hedefinin 'Sözde Ermeni Soykırımı' iddialarını Türk Devletine kabul ettirmek olarak belirlemiştir. Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda ülkemizin 12 ili de yer almaktadır. Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağının resmi de vardır, Ermenistan Milli Marşında "topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün öldürün" denmektedir"
Türk Milletini "Sözde Ermeni Soykırımı" yapmakla suçlayanlar asıl Ermeni'lerin dün Anadolu'da, bugün Azerbaycan'da yaptıklarına bakmaları gerektiğini vurgulayan bildiride Ermenilerin Azerbaycanda yaptığı 21 YY vahşetine de değinerek şunları kaydettiler: "26 Şubat günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanı sıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla siyah bir sayfadır.
1988 yılında başlayan Ermenistan Azerbaycan savaşında üç yüz bini Ermenistan'dan olmak üzere bir milyondan fazla Azerbaycan Türkü Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarından göçe zorlandı. Bu insanlar şimdi soğukta, kışta, aç, yoksul, sefalet içinde çadırlarda yaşamaktadırlar.
Burada dünya kamuoyuna seslenmek istiyoruz. 85 yıl öncesinin olaylarıyla ilgilenme cesaretini gösterenler, Ermeni'lerin çok yakın geçmişimizde Karabağ'da yaptıkları vahşetleri niye görmüyorlar?
Ya Ermeni'lerin 1992 yılında Hocalı 'da yaptığı vahşete ne ad verilmeli? Bu vahşet soykırım değil mi?
Türkiye yıllardır uluslararası alanda asılsız Ermeni soykırımı iddialarına karşı mücadele veriyor. Çünkü dünyanın dört bir yanında Erivan ve Ermeni diasporası güdümünde ortaya atılan iddiaların başta ABD olmak tüm dünyada resmen tanınması amaçlanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan'a giderse ileride Ermeni diasporası bunu, 'Bize karşı o kadar ezikler ki, Cumhurbaşkanlarını bile Erivan'a bir maç için göndermek zorunda kaldılar' şeklinde kullanabilir. Bu durum aynı zamanda, Türkiye içinde de, bir çok çevrede, 'Gittik. Kendimizi gereksiz yere küçük duruma düşürdük. Ermeniler yine diyalogun aksine dünyanın her yanında bunu kullanacak ve soykırım iddialarını daha güçlü seslendirecek'
Unutmayalım ki, 'Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önündeki en büyük engel, Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu Ermeni politikalarıdır'.
Bu politikalarda hiçbir değişiklik olmadığını, Ermenistan'ın sahte soykırım yalanıyla Türk tarihini ve Türk milletini en ağır insanlık suçuyla mahkum etmek için uluslararası planda hayasız bir karalama kampanyası yürütüyor. Ermenistan'ın, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve sınırlarını tanımadığını, Anayasasında ve bağımsızlık bildirisinde ifadesini bulan ''Türkiye'den toprak taleplerinden vazgeçmediği” bir gerçektir.
'Ermenistan'ın PKK terör örgütü ile ilişkileri ve teröre desteği de bilinmektedir. Kuzey Irak'ta yuvalanan terör örgütü sözde yöneticilerine siyasi sığınma hakkı verecek ülkelerin başında Ermenistan'ın geldiğinin basına da yansıdığı hatırlanacaktır. Azerbaycan topraklarının yaklaşık dörtte biri üzerindeki Ermeni askeri işgali de aynen devam etmektedir.
Bu gerçekler ortadayken Türkiye'nin Ermenistan'ın peşinden koşmasının ve ilişkilerin düzeltilmesi için ricacı konumuna sokulmasının siyasi, ahlaki, meşru ve anlaşılabilir bir izahı ve gerekçesi olamayacaktır. Bu haysiyet kırıcı bir durumdur.
Türkiye'den de "Sınırlar açılabilir" diye ifade… İşgalci ve terörist Ermenistan' sevindirmiştir. İşgalci ve terörist Ermenistan, Azerbaycan'ın topraklarını işgalden, Türkiye'ye karşı toprak iddialarından ve tüm dünyaya kabul ettirmeye çalıştığı soykırım yalanlarından vazgeçmediği sürece, bu ülkenin dahil olacağı hiçbir birliğin içinde yer alınmayacağı gibi, bu konu gündeme dahi getirilemez. Bu aşamada, Sayın Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin onurunu ve haysiyetini zedeleyecek böyle bir davranış içine girmeyeceğine olan ümidimizi korumak istiyoruz.'
Iğdır da bulunan sivil toplum örgütleri olarak, bir maç vesilesiyle Türkiye, Ermenistan ile yeni bir ilişki düzeni içine girme maksadındadır. Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isteriz.
Azerbaycan toprağı, Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Biz de bu tablo karşısında demekteyiz ki Ermenistan'a, 'Seninle komşuluk ilişkilerimizi geliştirmek isteriz ama bir bekleyişimiz var; Türkiye'nin ulusal sınırlarını tanıdığını beyan edeceksin, soykırım iddiasından vazgeçeceksin, Yukarı Karabağ'daki işgaline son vereceksin, ondan sonra seninle dost olacağız.
Azerbaycan halkı, iktidarıyla, muhalefetiyle, tüm kesimleriyle Türkiye'nin gerçek dostudur. 'Biz iki devlet, bir milletiz...' Gerçekten bizim tarihi, kültürel, siyasi nedenlerle çok yakın ve sıcak ilişki içinde olduğumuz Azerbaycan Türk'ünü kırmak yaralamak Ermenistan'ı mutlu edecektir. Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isteriz.
Sayın Cumhurbaşkanı Erivan'a gitmemeli. Çünkü orası düşman bir ülke. Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin düşmanıdır. Biz iki devlet bir milletiz. Ne zaman Karabağ problemi çözülür ve işgal edilmiş topraklar koşulsuz geri verilir o zaman görüşmeler yapılabilir.
Son söz olarak diyoruz ki, Unutmayınız ki, daha dün Azerbaycan ve Türk bayraklarını yere atıp çiğneyen yakan Ermeniler değilmiydi.? Dünden bugüne ne değişti ki…Sayın Cumhurbaşkanı Erivan'a maça gitmemelidir.