Onların akıttıkları mübarek kanlarla bu cennet vatanda huzur içinde yaşadık ve bu güzel toprakları onların hatıraları ile anıtlaştırdık.
Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği için verilen kutsal savaşta kaybettiğimiz şehitlerimiz için yurdumuzun her köşesinde abide gibi diktiğimiz şehit kabirleri ile vatanımız şehitler yurduna döndü.
Hemen hemen her şehit, arkasında sevgi, özlem ve hasret dolu mektuplar ve anılar bırakmıştır. Şehitlerimizi anmak, onları kitaplarda yaşatmak, Milletimize "milli bir vasiyet" olarak görüp, geleceğimiz olan gençlere intikal ettirmek onurlu bir görevdir.
İnanıyorum ki; vatan için ölene, savaşana ve bedel ödeyene toplumumuzun minnet duyguları çok yüksek ve canlıdır.Harbin acımasızlığına karşın, cehennemi ateş ortasında cepheden veya çatışma alanından yazılan ve çoğu adresine ulaşmayan, belki de kendinden önce şahadet haberinin gittiği kan, gözyaşı, ateş ve barut kokusuna karışmış sevgi, aşk, hasret ve duygu yüklü mektupları ve onların içindeki derin anlamı mevcuttur.
Tarihimizi taçlandıran ve onurlandıran bir "edebi yadigâr" olan şehitlerimizin gerçek değerinin, ancak kalplerin üstünde saklanarak ve hatırasına sadık kalınarak yaşatılabileceği unutulmamalıdır.
Üzerinde özgürce yaşadığımız cennet vatanımızın hangi zorluklar aşılarak ve kimlerin aydınlık geleceği adına hayatlarını ve hayallerini feda ettiklerini her zaman düşünmek mecburiyetindeyiz.
Son yolculuklarına törenler düzenleyerek, ağıtlar yakılarak uğurladığımız şehitlerimize gerçek anlamda görevlerimizi yerine getiriyor muyuz? Onları hak ettikleri anlam ve derinlikte anıyor, hatıralarına saygı ve sevgi gösterebiliyor muyuz?
Bireysel ve mahalli duyarlılıklar dışında milletçe görevimizi yeterince yerine getirdiğimizi ifade edemeyiz.
Kaybettiğimiz kahraman şehitlerimizin acılarını, törenlerde oluşan öfke ile geçici bir süre için değil, kalıcı ve toplumun bütününü kavrayan derin bir anlamla anmak ve hatırasını yaşatmak, ciddi bir ihtiyaç ve anlamlı bir görev olmuştur.
Şehitlerimizi her zaman yâd etmek, onları minnetle anmak, genç kuşaklarının her zaman belleğinde tutmalarını sağlamak; amacıyla İstiklal Savaşında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta Kore’de, Kıbrıs’ta ve Terörle mücadelede Şehit ve Gazi olan Iğdırlılar ile Iğdır’da görev yaparken şehit ve gazi olan Mehmetçiklerimizin, polislerimizin isim ve biyografilerini 2009 Yılında hazırladığım “Iğdırlı Şehit ve Gazilerimiz” isimli kitapta toplamaya çalıştım. Gençlerimizin bu tür çalışmaları daha ileriye götüreceklerine inanıyorum.
Vatan sevgisi kavramı kuru bir lâftan ibaret değildir. O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyar ve hissederiz. Söz açılınca hemen coşarız. Ona kötü söz söylenmesine tahammül edemeyiz. Biz vatansever bir milletiz. Düşmanlarımız bizim zor durumda kaldığımızda vatanımız için neler yaptığımızı çok iyi bilirler.
Vatanını seven kişiler gerekirse mallarını ve canlarını feda etmekten çekinmezler. Bizler, bu güzel vatan için canlarıyla ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin evlâdıyız. Vatana olan sevgimizi ancak onun uğrunda yapacağımız çalışmalarla ispatlayabiliriz. Yaşı, cinsi, görevi ne olursa olsun herkesin bu güzel vatan için yapması gereken işler vardır.
Tarihi şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız vatan, millet ve inançları uğrunda her türlü zorluğa göğüs germiş, gerektiğinde canlarını vermekten çekinmemişlerdir. Bizler de Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki belirttiği gibi sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz:
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”
Bu vatan uğruna kanlarını akıtan şehit ve gazilerimizin huzurunda minnetle eğiliyorum.
Ziya Zakir ACAR
Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği için verilen kutsal savaşta kaybettiğimiz şehitlerimiz için yurdumuzun her köşesinde abide gibi diktiğimiz şehit kabirleri ile vatanımız şehitler yurduna döndü.
Hemen hemen her şehit, arkasında sevgi, özlem ve hasret dolu mektuplar ve anılar bırakmıştır. Şehitlerimizi anmak, onları kitaplarda yaşatmak, Milletimize "milli bir vasiyet" olarak görüp, geleceğimiz olan gençlere intikal ettirmek onurlu bir görevdir.
İnanıyorum ki; vatan için ölene, savaşana ve bedel ödeyene toplumumuzun minnet duyguları çok yüksek ve canlıdır.Harbin acımasızlığına karşın, cehennemi ateş ortasında cepheden veya çatışma alanından yazılan ve çoğu adresine ulaşmayan, belki de kendinden önce şahadet haberinin gittiği kan, gözyaşı, ateş ve barut kokusuna karışmış sevgi, aşk, hasret ve duygu yüklü mektupları ve onların içindeki derin anlamı mevcuttur.
Tarihimizi taçlandıran ve onurlandıran bir "edebi yadigâr" olan şehitlerimizin gerçek değerinin, ancak kalplerin üstünde saklanarak ve hatırasına sadık kalınarak yaşatılabileceği unutulmamalıdır.
Üzerinde özgürce yaşadığımız cennet vatanımızın hangi zorluklar aşılarak ve kimlerin aydınlık geleceği adına hayatlarını ve hayallerini feda ettiklerini her zaman düşünmek mecburiyetindeyiz.
Son yolculuklarına törenler düzenleyerek, ağıtlar yakılarak uğurladığımız şehitlerimize gerçek anlamda görevlerimizi yerine getiriyor muyuz? Onları hak ettikleri anlam ve derinlikte anıyor, hatıralarına saygı ve sevgi gösterebiliyor muyuz?
Bireysel ve mahalli duyarlılıklar dışında milletçe görevimizi yeterince yerine getirdiğimizi ifade edemeyiz.
Kaybettiğimiz kahraman şehitlerimizin acılarını, törenlerde oluşan öfke ile geçici bir süre için değil, kalıcı ve toplumun bütününü kavrayan derin bir anlamla anmak ve hatırasını yaşatmak, ciddi bir ihtiyaç ve anlamlı bir görev olmuştur.
Şehitlerimizi her zaman yâd etmek, onları minnetle anmak, genç kuşaklarının her zaman belleğinde tutmalarını sağlamak; amacıyla İstiklal Savaşında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta Kore’de, Kıbrıs’ta ve Terörle mücadelede Şehit ve Gazi olan Iğdırlılar ile Iğdır’da görev yaparken şehit ve gazi olan Mehmetçiklerimizin, polislerimizin isim ve biyografilerini 2009 Yılında hazırladığım “Iğdırlı Şehit ve Gazilerimiz” isimli kitapta toplamaya çalıştım. Gençlerimizin bu tür çalışmaları daha ileriye götüreceklerine inanıyorum.
Vatan sevgisi kavramı kuru bir lâftan ibaret değildir. O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyar ve hissederiz. Söz açılınca hemen coşarız. Ona kötü söz söylenmesine tahammül edemeyiz. Biz vatansever bir milletiz. Düşmanlarımız bizim zor durumda kaldığımızda vatanımız için neler yaptığımızı çok iyi bilirler.
Vatanını seven kişiler gerekirse mallarını ve canlarını feda etmekten çekinmezler. Bizler, bu güzel vatan için canlarıyla ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin evlâdıyız. Vatana olan sevgimizi ancak onun uğrunda yapacağımız çalışmalarla ispatlayabiliriz. Yaşı, cinsi, görevi ne olursa olsun herkesin bu güzel vatan için yapması gereken işler vardır.
Tarihi şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız vatan, millet ve inançları uğrunda her türlü zorluğa göğüs germiş, gerektiğinde canlarını vermekten çekinmemişlerdir. Bizler de Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki belirttiği gibi sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz:
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”
Bu vatan uğruna kanlarını akıtan şehit ve gazilerimizin huzurunda minnetle eğiliyorum.
Ziya Zakir ACAR