Peki dünyanın gözü önünde Gazzede yapılan katliam zulüm vahşet
karşısında sözde o insan hakları örgütü mensupları neredeler daha hiç
kimseden bir ses çıkmadı.
Bizim terör konusunda çıkmadığı gibi Gazze içinde çıkmayacak işte bu sözümün altını çiziyorum. Dünya'yı öyle bir hale getirdiler ki böylesine insan hakları konusunda düşünen bir insan, insan olduğuna utanır. Sayın Iğdır'lılar hatırlayanlar vardır 1974-76 Yıllarında Alman'ların tıpkı bizde olduğu gibi onlarında başına Bader Maynhof adında bir terör musallat oldu.
Yine her zamandaki sistemleri ile iki yıl sürmeden Bu örgütün bütün mensuplarını tutuklayarak korkunç işkencelere tabi tuttular çok yakın bir zaman içersinde bunları yok ettiler. Henüz davaları sonuçlanmadan güya birer, birer intihar ettiler.
İşte size sözde insan hakları hemen bu insan hakkı "Solingende" "Mölnde" yakılarak öldürülen mağdurların haklarını savunmazlar, aksine tutuklu şüpheliler hakkında hemen faaliyetlerine başlayarak tutukluları savunmaya başladılar suçları sabit görüldüğü halde savunmalarına devam ettiler temize gönderme vesaire, yani ölen İnsanları veya ailesinin hakları onları ilgilendirmiyor, onlar için öldüren suçluların Hakları önem arz etmektedir.
Sevgili okuyucularım terör konusunda kırk bine yakın vatandaşımızı kurban verdik, bunun 15 binine yakını Asker ve polis mensuplarımızdır şimdi sözde bu insan haklarına soruyorum siz ölen öldürülen insanların mı haklarını, onları sinsice pusu kurarak öldürenlerinmi haklarını savunuyorsunuz.
İşte Avrupanın ve onların insana bakışları insan hakları budur.
Türkiye Cumhuriyeti Avrupalının bu niyetini biran önce kavramalıdır. Avrupanın uyum yasaları adı altında çok özveride bulunuyoruz. Verdiklerimiz vereceklerimiz beni bir vatandaş olarak kuşkulandırıyor eğer Türkiye Avrupalının ayağını Diyarbakır’dan kesmezse bunun çok zararını çekeriz, verdiklerimiz gider, giden geri gelmez.
Ey siyasetciler bizi yönetenler Avrupalı’ya yaslanarak Diyarbakır’dan bu çatlak sesleri neden duymamazlıktan geliyorsunuz.
Bugün Güney doğu bölgesindeki yer altı kaynaklarını kendi malı gibi gören yarın diyecek ki ben Ankaradan gelen Valiyi istemem daha sonra ben burada Türk polisi istemem benim kendi polisim olmalıdır daha sonra benim kendi askerim olmalıdır.
Ey Türkiyeyi yönetenler Diyarbakırdakiler yarın bu dediklerimi belki diyeceksiniz yok canım daha neler, peki bunları demiyeceklerinin diyemiyeceklerinin garantisi varmı kim diyebilir, var işte onun içindirki kuşkuluyum bu isteklerin ardı arkası kesilmeyecek 20 yıl geriye bakın 30 veya 40 yıl öncesine bakın bu istenilenlerin hiç birisinin olmadığını göreceksiniz işte bunun için kuşkuluyum.
Gündüz Varol 12.2.2009 IĞDIR
Bizim terör konusunda çıkmadığı gibi Gazze içinde çıkmayacak işte bu sözümün altını çiziyorum. Dünya'yı öyle bir hale getirdiler ki böylesine insan hakları konusunda düşünen bir insan, insan olduğuna utanır. Sayın Iğdır'lılar hatırlayanlar vardır 1974-76 Yıllarında Alman'ların tıpkı bizde olduğu gibi onlarında başına Bader Maynhof adında bir terör musallat oldu.
Yine her zamandaki sistemleri ile iki yıl sürmeden Bu örgütün bütün mensuplarını tutuklayarak korkunç işkencelere tabi tuttular çok yakın bir zaman içersinde bunları yok ettiler. Henüz davaları sonuçlanmadan güya birer, birer intihar ettiler.
İşte size sözde insan hakları hemen bu insan hakkı "Solingende" "Mölnde" yakılarak öldürülen mağdurların haklarını savunmazlar, aksine tutuklu şüpheliler hakkında hemen faaliyetlerine başlayarak tutukluları savunmaya başladılar suçları sabit görüldüğü halde savunmalarına devam ettiler temize gönderme vesaire, yani ölen İnsanları veya ailesinin hakları onları ilgilendirmiyor, onlar için öldüren suçluların Hakları önem arz etmektedir.
Sevgili okuyucularım terör konusunda kırk bine yakın vatandaşımızı kurban verdik, bunun 15 binine yakını Asker ve polis mensuplarımızdır şimdi sözde bu insan haklarına soruyorum siz ölen öldürülen insanların mı haklarını, onları sinsice pusu kurarak öldürenlerinmi haklarını savunuyorsunuz.
İşte Avrupanın ve onların insana bakışları insan hakları budur.
Türkiye Cumhuriyeti Avrupalının bu niyetini biran önce kavramalıdır. Avrupanın uyum yasaları adı altında çok özveride bulunuyoruz. Verdiklerimiz vereceklerimiz beni bir vatandaş olarak kuşkulandırıyor eğer Türkiye Avrupalının ayağını Diyarbakır’dan kesmezse bunun çok zararını çekeriz, verdiklerimiz gider, giden geri gelmez.
Ey siyasetciler bizi yönetenler Avrupalı’ya yaslanarak Diyarbakır’dan bu çatlak sesleri neden duymamazlıktan geliyorsunuz.
Bugün Güney doğu bölgesindeki yer altı kaynaklarını kendi malı gibi gören yarın diyecek ki ben Ankaradan gelen Valiyi istemem daha sonra ben burada Türk polisi istemem benim kendi polisim olmalıdır daha sonra benim kendi askerim olmalıdır.
Ey Türkiyeyi yönetenler Diyarbakırdakiler yarın bu dediklerimi belki diyeceksiniz yok canım daha neler, peki bunları demiyeceklerinin diyemiyeceklerinin garantisi varmı kim diyebilir, var işte onun içindirki kuşkuluyum bu isteklerin ardı arkası kesilmeyecek 20 yıl geriye bakın 30 veya 40 yıl öncesine bakın bu istenilenlerin hiç birisinin olmadığını göreceksiniz işte bunun için kuşkuluyum.
Gündüz Varol 12.2.2009 IĞDIR