“İlimizde Mazot ticareti kapandıktan sonra Iğdır Ticaret Odası Başkanı olarak yeni arayışlara girdik, yanı başımızdaki Ermenistan, Gürcistan ve İran üzerinden çok miktarda ihracat yapıldığını bilmekteydik. 47 kişilik bir işadamı grubuyla Erivan’a iş görüşmeleri yapmaya resmi yollardan Gürcistan üzerinden gittik. Bizimle giden iş adamlarımızdan hala Ermenistan’a ihracat yapanlar mevcuttur. Orada bu gezimizi Ermeni medyası istismar etmek istedi, fakat bizler bunlara fırsat vermedik.
Erivan’da bir basın toplantısında en az on’a yakın medya kuruluşu vardı. Muhabirler bizlere soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz? dediklerinde benim ve arkadaşlarımın yanıtı ‘soykırım diye bir olay olmamıştır. Soykırım Hocalı’da yapıldı’ dedik. Bizlere yine sınır kapıları ne zaman açılacak sorusunu yönettiler. Bizlerin yanıtı ise şöyle oldu. ‘Türkiye’nin ulusal bir politikası vardır. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadıktan sonra işgal ettiğiniz Azerbaycan topraklarını terk etmediğiniz müddetçe bu kapılar açılamaz.’ Ben bunu söyler söylemez etrafımızdaki muhabirler hemen dağıldı. Yanımızdaki Ermeni muhataplarımız bizleri bırakıp kaçtı, iki gün sonra kendileriyle ancak iş görüşebildik.
Iğdır’a geldikten sonra aradan 8 ay gibi bir zaman geçti ve birileri hemen cadı kazanını kaynatmaya başladı. Sayın Belediye Başkanımız Nurettin Aras 11-02-2009 tarihli Güven gazetesine verdiği demecinde ‘Ermenistan’la kurduğu ilişkilerden ötürü Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından bizim desteğimizle düşürüldü’ demiştir. Bu doğrudur. Sayın Başkanımız Nurettin Aras, seçtirdiği yeni Ticaret odası yönetimi yanına alarak Nahçivan’a sayın Talibov’a götürüp bağlılıklarını sunarak, Iğdır’da bir güç gösterisinde bulunmuştu.
Tabiî ki başkanın bu jesti Azerbaycan’da MAKBUL KARŞILANDI, bunun meyvelerini hala toplamaktadırlar. Aslında bu iş bir belediye başkanına yakışmayan bir iştir. Bunu yaptıktan sonra ne diyeceksin. Yıllarca konuşmadık, Ticaret odası seçimlerine 6 ay kala iş yerime geldi gönlümü aldı. Hata ettiğini söyledi. Dolduruşa geldim dedi. Barıştık sık, sık işyerimde bir araya geliyorduk, sayın başkanın bana yaptığı kötülüğü Iğdır’lı bildiği için bana çok tavır koyan arkadaşlarım oldu. Ben ise mizacım gereği kimseye karşı dargın kalamadığımdan sayın başkanla tekrar barıştık. Bana yapılan bütün haksızlığı ve hakareti görmezden geldim, ama düşünemedim ki şimdiki başkan Kamil Arslan’la kırgınlığından dolayı benimle barışmış gibi yaptı ve samimiyetine inandırdı. Kamil Arslan ile olan kırgınlığından dolayı bana tekrar Ticaret Odası başkanlığına adaylığını koy, ben seni bütün gücüm ile destekleyeceğim dedi.. Başımızın bağı olan kutsal kitaba and olsun ki, buna benimle orada olan arkadaşlarımda şahittir. Bunlar Nizamettin Sam, Enver Tuncer, Yusuf Açık , Yılmaz Karadağ , Özcan Mis, Niyazi Aras, vs. şahittirler. Şimdide diyormuş ki, ‘Iğdır’da da bir Allah’ın kulu Ticaret odasında yapılan seçimlerde oyunu şuna, buna ver dediğimi söyleyemez. Ben kimseye oyunu ona, buna ver dememişim’ demektedir. Beni desteklediğine bir Iğdır şahittir. Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu.
Ben bir Azeri Türküyüm, Azerbaycan’ımızı çok seviyorum, halkıma da ihanet etmedim, etmem de, her ne kadar bana başkan Güven gazetesinde güya beni Ermenilerle kurduğum ilişkiler nedeniyle devirdiğinden söz ediyor. Şimdi ise kendisi Ermenistan kapılarının açılması için gazetelere demeçler vermektedir. Beni Ermenistan ile ilişki içinde gösteren sayın başkan kendisi AKP’nin politikası doğrultusunda Ermenistan kapıları sonuna kadar açılmalıdır diyormuş, Azerbaycan medyasının yazdığına göre. Adama sormazlar mı beni Ermenistan ile ilişki içinde gösteren sayın Başkan, kendisi hangi ilişkiler içinde.
Ben Ermenicede bilmem, benim yaptığım sadece Ticaret erbabının başkanı olarak onların önünü açmak olduğu için bu bir iş gezi idi . Bu konu yanlış lanse edildi, tabiî ki Iğdır da ben başkanın yönlendirmesiyle zorla zulüm gördüm ve iftiraya maruz kaldım. Benimde sayın başkanla takışacak ne maddi gücüm var, nede kalabalık ailem var, bende halkıma güveniyorum sandıkta bir ders versinler, versinler ki bakalım el mi yaman, bey mi yaman…” dedi
Ticaret Odası eski Başkanı Tayyar Oral, Ticaret odası seçimiyle ilgili son günlerde yaşanan gelişmeleri gün ışığına çıkarma adına yaptığı basın açıklaması ile gündeme damgasını vurmuştur…
Tayyar Oral, başımızın bağlı olduğu Kur-an’a yemin ederek yaşadıklarını söylüyor, Nurettin Aras ise benim hiçbir dahilim yok diyor…
Bu çok ciddi bir çelişki…
Biri Allah’ın kutsal Kitabı üzerine yemin ederken, diğeri gazetelere demeç vererek benim bu işte bir dahilim yok diyor…
Bizler gazeteci olarak yaşanan gelişmeleri elbette ki takip ettik… Dün Tayyar Oral’ı halk içinde Ermeni işbirlikçisi olarak suçladığını söyleyen Nurettin Aras’a sormak lazım… Madem Tayyar Oral kötü bir insandı, madem Ermeni yanlısıydı 6 aydır neden işyerinden dışarı çıkmıyordunuz…
Tayyar Oral’ı ve beraberinde Ermenistan’a gidenleri o gün acımasızca suçluyordunuz. Şimdi ise yanınızda gezdiriyorsunuz…
Bunlar sizin yarattığınız çelişkiler değilmi.?
Erivan’da bir basın toplantısında en az on’a yakın medya kuruluşu vardı. Muhabirler bizlere soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz? dediklerinde benim ve arkadaşlarımın yanıtı ‘soykırım diye bir olay olmamıştır. Soykırım Hocalı’da yapıldı’ dedik. Bizlere yine sınır kapıları ne zaman açılacak sorusunu yönettiler. Bizlerin yanıtı ise şöyle oldu. ‘Türkiye’nin ulusal bir politikası vardır. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadıktan sonra işgal ettiğiniz Azerbaycan topraklarını terk etmediğiniz müddetçe bu kapılar açılamaz.’ Ben bunu söyler söylemez etrafımızdaki muhabirler hemen dağıldı. Yanımızdaki Ermeni muhataplarımız bizleri bırakıp kaçtı, iki gün sonra kendileriyle ancak iş görüşebildik.
Iğdır’a geldikten sonra aradan 8 ay gibi bir zaman geçti ve birileri hemen cadı kazanını kaynatmaya başladı. Sayın Belediye Başkanımız Nurettin Aras 11-02-2009 tarihli Güven gazetesine verdiği demecinde ‘Ermenistan’la kurduğu ilişkilerden ötürü Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından bizim desteğimizle düşürüldü’ demiştir. Bu doğrudur. Sayın Başkanımız Nurettin Aras, seçtirdiği yeni Ticaret odası yönetimi yanına alarak Nahçivan’a sayın Talibov’a götürüp bağlılıklarını sunarak, Iğdır’da bir güç gösterisinde bulunmuştu.
Tabiî ki başkanın bu jesti Azerbaycan’da MAKBUL KARŞILANDI, bunun meyvelerini hala toplamaktadırlar. Aslında bu iş bir belediye başkanına yakışmayan bir iştir. Bunu yaptıktan sonra ne diyeceksin. Yıllarca konuşmadık, Ticaret odası seçimlerine 6 ay kala iş yerime geldi gönlümü aldı. Hata ettiğini söyledi. Dolduruşa geldim dedi. Barıştık sık, sık işyerimde bir araya geliyorduk, sayın başkanın bana yaptığı kötülüğü Iğdır’lı bildiği için bana çok tavır koyan arkadaşlarım oldu. Ben ise mizacım gereği kimseye karşı dargın kalamadığımdan sayın başkanla tekrar barıştık. Bana yapılan bütün haksızlığı ve hakareti görmezden geldim, ama düşünemedim ki şimdiki başkan Kamil Arslan’la kırgınlığından dolayı benimle barışmış gibi yaptı ve samimiyetine inandırdı. Kamil Arslan ile olan kırgınlığından dolayı bana tekrar Ticaret Odası başkanlığına adaylığını koy, ben seni bütün gücüm ile destekleyeceğim dedi.. Başımızın bağı olan kutsal kitaba and olsun ki, buna benimle orada olan arkadaşlarımda şahittir. Bunlar Nizamettin Sam, Enver Tuncer, Yusuf Açık , Yılmaz Karadağ , Özcan Mis, Niyazi Aras, vs. şahittirler. Şimdide diyormuş ki, ‘Iğdır’da da bir Allah’ın kulu Ticaret odasında yapılan seçimlerde oyunu şuna, buna ver dediğimi söyleyemez. Ben kimseye oyunu ona, buna ver dememişim’ demektedir. Beni desteklediğine bir Iğdır şahittir. Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu.
Ben bir Azeri Türküyüm, Azerbaycan’ımızı çok seviyorum, halkıma da ihanet etmedim, etmem de, her ne kadar bana başkan Güven gazetesinde güya beni Ermenilerle kurduğum ilişkiler nedeniyle devirdiğinden söz ediyor. Şimdi ise kendisi Ermenistan kapılarının açılması için gazetelere demeçler vermektedir. Beni Ermenistan ile ilişki içinde gösteren sayın başkan kendisi AKP’nin politikası doğrultusunda Ermenistan kapıları sonuna kadar açılmalıdır diyormuş, Azerbaycan medyasının yazdığına göre. Adama sormazlar mı beni Ermenistan ile ilişki içinde gösteren sayın Başkan, kendisi hangi ilişkiler içinde.
Ben Ermenicede bilmem, benim yaptığım sadece Ticaret erbabının başkanı olarak onların önünü açmak olduğu için bu bir iş gezi idi . Bu konu yanlış lanse edildi, tabiî ki Iğdır da ben başkanın yönlendirmesiyle zorla zulüm gördüm ve iftiraya maruz kaldım. Benimde sayın başkanla takışacak ne maddi gücüm var, nede kalabalık ailem var, bende halkıma güveniyorum sandıkta bir ders versinler, versinler ki bakalım el mi yaman, bey mi yaman…” dedi
Ticaret Odası eski Başkanı Tayyar Oral, Ticaret odası seçimiyle ilgili son günlerde yaşanan gelişmeleri gün ışığına çıkarma adına yaptığı basın açıklaması ile gündeme damgasını vurmuştur…
Tayyar Oral, başımızın bağlı olduğu Kur-an’a yemin ederek yaşadıklarını söylüyor, Nurettin Aras ise benim hiçbir dahilim yok diyor…
Bu çok ciddi bir çelişki…
Biri Allah’ın kutsal Kitabı üzerine yemin ederken, diğeri gazetelere demeç vererek benim bu işte bir dahilim yok diyor…
Bizler gazeteci olarak yaşanan gelişmeleri elbette ki takip ettik… Dün Tayyar Oral’ı halk içinde Ermeni işbirlikçisi olarak suçladığını söyleyen Nurettin Aras’a sormak lazım… Madem Tayyar Oral kötü bir insandı, madem Ermeni yanlısıydı 6 aydır neden işyerinden dışarı çıkmıyordunuz…
Tayyar Oral’ı ve beraberinde Ermenistan’a gidenleri o gün acımasızca suçluyordunuz. Şimdi ise yanınızda gezdiriyorsunuz…
Bunlar sizin yarattığınız çelişkiler değilmi.?