TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Tam manasıyla egemen, toprak bütünlüğü olan bir Filistin devletinin kurulması Orta Doğu barışının kapısıdır. O kapı açılmadan Orta Doğu’ya barış gelmeyecektir. Onun için Filistin’in masum halkının haklarını ve Filistin devletinin egemenlik haklarını sonuna kadar savunmak da bizim hem kardeşlik vazifemiz hem de insanlık vazifemizdir" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Macaristan temaslarına devam ediyor. Kurtulmuş, Macaristan Ulusal Meclisi Başkanı Laszlo Köver ile Macaristan Maarif Okulları yeni binasının açılış törenine katıldı. Törende, Türkiye-Macaristan Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, TBMM Katip Üyeleri AK Parti Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez ve CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, TBMM İdare Amiri MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu ile Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Özdil de yer aldı. Açılış öncesinde TBMM Başkanı Kurtulmuş ile Macaristan Ulusal Meclisi Başkanı Köver, okul bahçesine fidan dikerek can suyu verdi.
Törenin açılışında, öğrencilerin oluşturduğu koro, Türkiye ve Macaristan milli marşlarını okudu. Konuşmaların ardından Türkiye Maarif Vakfı tanıtım videosu izlendi, okul öğrencileri tarafından halk dansları sergilendi, ayrıca öğrenciler tarafından Türkçe ve Macarca şarkılar söylendi.
Daha sonra Macaristan Maarif Okulları yeni binasının açılışı, TBMM Başkanı Kurtulmuş ve Macaristan Ulusal Meclisi Başkanı Köver ile milletvekilleri tarafından kurdele kesilerek yapıldı.
"Aslında Macarlar ve Türkler birbirlerinin amca çocuklarıdır"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, törende yaptığı konuşmada, okulun hayırlı olmasını dileyerek, yapımında emeği geçenlerle açılmasında her türlü kolaylığı gösteren Macar hükümet ve devlet yetkililerine teşekkür etti.
Türkiye ve Macaristan’ın tarih boyunca çok önemli kökleri ve benzerlikleri olan, aynı soydan gelen iki millet olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Aslında Macarlar ve Türkler birbirlerinin amca çocuklarıdır. Dolayısıyla aynı milletin iki farklı kolunun bugün iki ayrı devlet olarak temsil edildiği halkların bir yerde birleşmesinin de ifadesi olan bu güzel eğitim yuvasının açılışı bizim için de bir iftihar vesilesidir" diye konuştu.
Maarif Vakfı’nın, 70 bine yakın öğrencisi olan ve Asya’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve dünyanın dört bir yanında dünya çocuklarının eğitimine katkı sunan önemli bir kültürel diplomasi kuruluşu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Böyle bir kuruluşun dost ve kardeş Macaristan’da Macar milletinin çocuklarına hizmet ediyor olmasından da iftihar ediyoruz. Macaristan’da Türkiye’nin diğer kültürel diplomasi kurumlarının faaliyetlerinin önemli olduğunu ifade etmek isterim. Yunus Emre Enstitümüz bunlardan biridir. İnşallah en kısa zamanda şu andaki tarihi binasındaki restorasyonu tamamlayarak Türk dili ve kültürünün Macar halkına da yayılması ve öğretilmesi konusunda önemli hizmetleri gerçekleştirecektir. Bir başka kültürel diploması kuruluşumuz ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımızdır. Macar gençlerinin eğitimini desteklemek amacıyla burslar veriyor ve böylece çok sayıda Macar gencinin Türk üniversitelerinde eğitim görmesine katkıda bulunuyor. Biz bu kültürel diplomasi kurumlarımız vasıtasıyla Macaristan’da da hizmetlerimizi artıracağız. Bu okulun da Türk-Macar dostluğunun alametifarikası olan Macar gençlerinin güçlü eğitim almalarına vesile olan önemli bir kuruluş olacağına canıyürekten inanıyorum."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye ile Macaristan’ın çok az ülkenin arasında var olan dostane, yakın ve samimi ilişkilere sahip olduğunu ve her alanda bu ilişkileri güçlendirdiklerini belirterek, hükümetler arasında var olan ilişkileri parlamentolar arasında da artırarak sürdüreceklerini söyledi.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın Anadolu’daki merkezinin Türkiye, Avrupa’daki merkezinin ise Macaristan olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Orta Asya’dan Kafkaslar’a, Türkiye’ye, Balkanlar’a ve Avrupa’ya kadar uzanan bu coğrafyada yaklaşık 300 milyon nüfusa ve dünyanın, Asya ile Avrupa arasında en stratejik konumuna sahip olan Türk Devletleri Teşkilatı, öyle inanıyorum ki özellikle dengelerin tamamen bozulduğu günümüz dünyasında barışın, istikrarın, dostluğun ve gelişmenin önemli merkezlerinden birisi olacaktır. Macaristan, bu açıdan baktığınızda 300 milyonluk Türk Devletler Teşkilatı’nın uç karakoludur, uç merkezidir, kültürel ve siyasi merkezidir. Bu bakımdan Macaristan ile hem Türkiye’nin hem de Türk devletlerinin dostluğuna çok özel bir önem verdiğimizi ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Macaristan’ın gerek Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sırasında gerekse ondan önceki süreçlerde Türkiye’ye her platformda destek verdiğini ve en fazla çifte standarda muhatap kaldığı AB süreçlerinde de Türkiye’nin yanında yer aldığını belirtti.
"O kapı açılmadan Orta Doğu’ya barış gelmeyecektir"
Dünyanın gerilimlerin, çatışmaların, büyük mücadelelerin, bölgesel ve küresel savaşların hükümran olduğu bir döneme girdiğini söyleyen Kurtulmuş, "Gücü elinde bulunduranların dünyada kuralı da kendi başlarına koymaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz. Öyle olduğu için de dünyanın her yerinde bu çatışmalar ne yazık ki eksik olmuyor" dedi.
Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın bölgedeki en önemli çatışma alanlarından biri olduğunu belirten Kurtulmuş, bu savaşta yüzbinlerce insanın kaybedildiğine, şehirlerin yerle bir olduğuna, her iki ülkenin de milyarlarca dolarla ifade edilebilecek büyük bir maddi kayba uğradığına işaret etti.
Türkiye’nin başından itibaren Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların bir an evvel sonlandırılmasını, adil ve kararlı bir barışın temin edilebilmesini hem bölge dengeleri hem küresel dengeler bakımından çok önemli gördüğünü vurgulayan Kurtulmuş, "Bunun için iki ülke arasındaki tarafsız arabuluculuk rolümüzle belli bir noktaya geldik, anlaşma da neredeyse paraf edildi. Nihai anlaşma yapılacakken 2022 yılının Mart ayında maalesef bazı ülkeler istemediği için savaş bugüne kadar uzadı. Şimdi ümidimiz Ukrayna-Rusya arasında kalıcı adil bir barışın temin edilmesi ve Avrupa kıtasının üstünde dolaşan bu kara bulutların en kısa süre içerisinde dağıtılmasıdır" ifadelerini kullandı.
İsrail’in Filistin üzerindeki saldırgan, tahakkümcü tavrının ve yaklaşık 70 bin masum insanın ölümüyle neticelenen soykırımın bir an evvel nihayete erdirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bir an evvel adil ve kalıcı bir barışın sağlanarak Filistinlilerin kendilerine ait olan topraklara sahip çıkmasının da hem Orta Doğu barışı için hem dünya barışı için en önemli adım olacağına inanıyoruz" dedi.
Türkiye olarak her platformda masum ve mazlum Filistin halkının temsilcisi olmaya devam edeceklerini bildiren Kurtulmuş, "1967 öncesi sınırlarda tam manasıyla egemen, toprak bütünlüğü olan bir Filistin devletinin kurulması Orta Doğu barışının kapısıdır. O kapı açılmadan Orta Doğu’ya barış gelmeyecektir. Onun için Filistin’in masum halkının haklarını ve Filistin devletinin egemenlik haklarını sonuna kadar savunmak da bizim hem kardeşlik vazifemiz hem de insanlık vazifemizdir" diye konuştu.
"Her iki ülke de geçmişe değil, geleceğe doğru bakan ülkelerdir"
Türkiye ve Macaristan arasındaki ilişkilerin artarak devam etmesini sağlayacaklarını kaydeden Kurtulmuş, iki ülkenin sahip olduğu ortak değerlere ilişkin örnekler verdi.
Budapeşte’deki Gülbaba Türbesi’nin sadece tarihi bir ziyaretgah olmadığını ifade eden Kurtulmuş, Gülbaba’nın Macaristan’da yaydığı dostluk, kardeşlik, barış ve insanlık ikliminin Macaristan topraklarında ve bu geniş coğrafyada egemen olması temennisinde bulundu.
Tekkenin her zaman insanlık değerlerini hatırlatan büyük abidevi bir eser olarak Budapeşte’deki yerini kıyamete kadar korumasını dileyen Kurtulmuş, Galiçya Şehitliği, Estergon ve Vişegrad’daki Osmanlı’nın ayak izlerinin sadece tarihte gerçekleşen olayları hatırlatmadığını, aynı zamanda bugünün Türk ve Macar dostluğunu da en güzel şekilde ortaya koyduğunu anlattı.
Macaristan’da yerleşik Türk halkıyla Anadolu kıtasında yerleşik Türk halkı arasında çok kuvvetli benzerlikler bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Her şeyden evvel aile değerlerine son derece bağlı iki millet olduğumuzu ifade etmek isterim. Aynı şekilde inançlarına, geleneklerine, geleneksel değerlerine de sonuna kadar sahip çıkan, onları da yaşatmak için gayret sarf eden iki millet olduğumuzun altını çizmek isterim. Her iki ülke de geçmişe doğru değil, geleceğe doğru bakan ülkelerdir. Her iki halk da kökü mazide olan ati kavramına göre hareket eden, yani geçmişten aldıkları sağlam değerlerle geleceğe doğru güçlü bir şekilde hareket etmek için mücadele eden milletlerdir. Ümit ediyorum, tarih, tarih boyunca getirdiğimiz, biriktirdiğimiz bu kültürel zenginlik bize ileride de çok büyük destek olacak, Türkiye ve Macaristan el ele, gönül gönüle daha güçlü yarınlar için birlikte hareket edecektir."
Kurtulmuş, açılışı yapılan Maarif Okulu’nun güzel bir eğitim yuvası olmasını temenni etti, emeği geçenlere teşekkür etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: