Ayşe Gölçek, yaptığı açıklamada şunları söyledi:“Neredeyse her yeni güne, ülkemizin dört bir tarafından kadınların feryadı ile başlamaktayız. Hâlbuki bizim medeniyetimiz, annenin ayaklarının altına cenneti koyan, ülke yönetiminde Hakanın yanında hatuna da yer veren bir medeniyettir. Atatürk “Türk kadını ayaklar altında sürünmeye değil omuzlarda yükselmeye layıktır”demiştir.Böyle bir medeniyetten gelen bir toplumda, bugün kadınların içinde bulundukları durum gerçekten bizim için çok acıdır. Ülkemize ve milletimize bunun yakışmadığını çok iyi biliyor, toplumda kadına bakış açısının medeniyetimizle örtüşerek yeniden ortaya konulmasının gerektiğini düşünüyoruz.
Siyasetçilerden, iş dünyasına, yöneticilerden sokaktaki vatandaşa kadar herkesin üstüne düşen görevler olduğuna inanıyor ve herkesin sorumluluğunu yeterince getirmesi gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. En çok mobbinge uğrayan ve amir baskısına maruz kalanlar kadın çalışanlarımızdır. Süt izinlerinde ve doğum izinlerinde bir takım artışlar olsa da beklentiden uzaktır. Ağır iş yükü, son gelmek bilmeyen nöbetlerin en çok yorduğu ve tükenmişlik sendromuna ittiği yine kadın kamu görevlileridir. Ailesine vakit ayıramayan, çocuğuna kreş bulmak için binbir sıkıntıya maruz kalan kadınlarımız.Vekil Ebe/Hemsire, Kamu dışı ASM çalışanı ve 4B gibi Kadrosuz kölelik sisteminde çalıştırılan kadınlarımız...İş yaşamlarındaki zorlukların aile yaşamlarını etkilediği kadın kamu çalışanlarımızın bu sorunlarının çözülmesi için mutlaka somut adımlar atılmalıdır.
Bu anlamda kamuda çalışan kadınların sorunlarının çözümü ve yaşadığı sıkıntıların giderilmesi içinde idarecileri ve hükümeti uyarıyoruz. Kadın kamu çalışanları özelliklede sağlık alanında hizmet veren kadınlarımız en fazla şiddete ve mobbinge uğrayan, ötekileştirmeyle karşı karşıya kalanlardır.Kreş ve lojman gibi eksikliklerin giderilmediği kadın çalışanların güvenliğinin sağlanamadığı bir ortamda çalışan kadınların yüzünün gülmesi mümkün değildir.
Tüm bu duygu ve düşünceler çerçevesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Kutlarız.”
Siyasetçilerden, iş dünyasına, yöneticilerden sokaktaki vatandaşa kadar herkesin üstüne düşen görevler olduğuna inanıyor ve herkesin sorumluluğunu yeterince getirmesi gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. En çok mobbinge uğrayan ve amir baskısına maruz kalanlar kadın çalışanlarımızdır. Süt izinlerinde ve doğum izinlerinde bir takım artışlar olsa da beklentiden uzaktır. Ağır iş yükü, son gelmek bilmeyen nöbetlerin en çok yorduğu ve tükenmişlik sendromuna ittiği yine kadın kamu görevlileridir. Ailesine vakit ayıramayan, çocuğuna kreş bulmak için binbir sıkıntıya maruz kalan kadınlarımız.Vekil Ebe/Hemsire, Kamu dışı ASM çalışanı ve 4B gibi Kadrosuz kölelik sisteminde çalıştırılan kadınlarımız...İş yaşamlarındaki zorlukların aile yaşamlarını etkilediği kadın kamu çalışanlarımızın bu sorunlarının çözülmesi için mutlaka somut adımlar atılmalıdır.
Bu anlamda kamuda çalışan kadınların sorunlarının çözümü ve yaşadığı sıkıntıların giderilmesi içinde idarecileri ve hükümeti uyarıyoruz. Kadın kamu çalışanları özelliklede sağlık alanında hizmet veren kadınlarımız en fazla şiddete ve mobbinge uğrayan, ötekileştirmeyle karşı karşıya kalanlardır.Kreş ve lojman gibi eksikliklerin giderilmediği kadın çalışanların güvenliğinin sağlanamadığı bir ortamda çalışan kadınların yüzünün gülmesi mümkün değildir.
Tüm bu duygu ve düşünceler çerçevesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Kutlarız.”