Şimdi ise, beş yıl öncesinden çok daha farklı bir noktada oluşumuz nedeniyledir ki; “Iğdır’ı Türkiye’nin parlayan yıldızı” olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Son yıllardaki hızlı nüfus artışı ve olağanüstü yapılanma bunun işareti değil midir?
Şu anda Iğdır Havaalanı uluslararası (havalimanı) nitelikte yapılmakta olup, en geç Nisan 2010’da tümüyle tamamlanarak hizmete açılması beklenmektedir.
Son ve çok önemli bir gelişme olarak; Kafkas ülkelerini Iğdır üzerinden Avrupa’ya hatta dünyaya bağlayacak “demir yolunun” da yapılmasıyla Iğdır coğrafyasının önemi daha da artmış olacaktır.
Söz konusu demir yolu bölgemiz ve ülkemiz için yüzyılın büyük projelerinden biridir. 2014 yılında tamamlanması öngörülen bu proje için “Iğdır'ın kaderinin değişeceğini” vurgulayan Belediye Başkan Vekili Sn. Hüseyin MALK’a tamamen katılmaktayım.
İlimiz karayolundaki geliştirmeler (iyileştirmeler) bir yandan sürdürülmektedir.
Artık, Nahçivan, İran ve Iğdır sınırlarında “Serbest Bölge” kurulması kaçınılmaz bir sürece girmiştir. Bölgemizdeki bu yatırımlarının temel nedeni de bu bölgede kurulması düşünülen ve tüm Kafkasya’yı kapsayacak serbest bölge için birer hazırlık ve alt yapı çalışmaları değil midir?
Ulaşım sorunun çözülmesi ve Serbest Bölgenin kurulmasıyla Iğdır’da ticaret, sanayi, ve hizmetler sektörüne hızlı gelişmeler beklenmelidir. Haliyle büyük firmalar da yatırımlarını bölgeye aktaracak, Iğdır tarihinde görmediği kadar yatırımla buluşacaktır.
Geriye kalıyor “Ağrı Dağı’nın turizme açılması” konusu. Yukarı belirtilen yatırımların gerçekleşmesi ve bölgeye yoğun insan akışıyla birlikte Avrupa’nın en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın turizm açılmasına yönelik güçlü bir talep ve baskı ortaya çıkacak, dağın turizme açılması hem kolaylaşacak hem de hızlanacaktır.
Ağrı Dağı’nın turizme açılması, turizm yatırımlarını bölgemize yönlendirecek, İlimiz ve Ülkemizin “turizm gelirlerinde” artış olacak, bölgemize ekonomik canlılık gelecektir. Kişi başına yıllık milli geliri 2.000-3.000 Dolar olan Iğdır, bu utancından kurtulup ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sunan önemli bir ticaret merkezi durumuna gelecektir.
Özet olarak; kara, hava ve demir yolu ile ülkemizin ekonomik merkezlerine ve dünyaya güçlü bir şekilde bağlanmış, alt yapı sorunlarını çözmüş, Serbest Bölgesini kurmuş, komşu ülkelerle ekonomik ilişkilerini geliştirmiş, Ağrı Dağı’nı turizme açmış bir Iğdır’ı düşünün! Böyle bir Iğdır, Türkiye için parlayan yıldız olmaz mı hiç?
Ne var ki; başta etkili ve yetkililerimiz olmak üzere, Iğdır’ı bu geleceğe hazırlamakta herkese büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Bundan kaçınmamalıyız.
Iğdır’ı bu büyük geleceğine hep birlikte hazırlamalıyız.
Artık gelinen noktada “Iğdırlıyım” ya da “Iğdır’ı çok seviyorum” demek yetmiyor. Bu kuru sözlerin Iğdır’a yararı da katkısı da yoktur. Unutmayalım ki, Iğdır bizden kuru söz yerine yukarıda sıralanan sorumluluklarınızı gerçekleştirmemizi bekliyor.
Bu gün için bu iddiam (öngörüm) abartılı gelebilir ama; on –onbeş yıl sonrasının Iğdır’ı Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır. Zaman bunun en güçlü tanığı olacaktır...İslam ÇANKAYA
Şu anda Iğdır Havaalanı uluslararası (havalimanı) nitelikte yapılmakta olup, en geç Nisan 2010’da tümüyle tamamlanarak hizmete açılması beklenmektedir.
Son ve çok önemli bir gelişme olarak; Kafkas ülkelerini Iğdır üzerinden Avrupa’ya hatta dünyaya bağlayacak “demir yolunun” da yapılmasıyla Iğdır coğrafyasının önemi daha da artmış olacaktır.
Söz konusu demir yolu bölgemiz ve ülkemiz için yüzyılın büyük projelerinden biridir. 2014 yılında tamamlanması öngörülen bu proje için “Iğdır'ın kaderinin değişeceğini” vurgulayan Belediye Başkan Vekili Sn. Hüseyin MALK’a tamamen katılmaktayım.
İlimiz karayolundaki geliştirmeler (iyileştirmeler) bir yandan sürdürülmektedir.
Artık, Nahçivan, İran ve Iğdır sınırlarında “Serbest Bölge” kurulması kaçınılmaz bir sürece girmiştir. Bölgemizdeki bu yatırımlarının temel nedeni de bu bölgede kurulması düşünülen ve tüm Kafkasya’yı kapsayacak serbest bölge için birer hazırlık ve alt yapı çalışmaları değil midir?
Ulaşım sorunun çözülmesi ve Serbest Bölgenin kurulmasıyla Iğdır’da ticaret, sanayi, ve hizmetler sektörüne hızlı gelişmeler beklenmelidir. Haliyle büyük firmalar da yatırımlarını bölgeye aktaracak, Iğdır tarihinde görmediği kadar yatırımla buluşacaktır.
Geriye kalıyor “Ağrı Dağı’nın turizme açılması” konusu. Yukarı belirtilen yatırımların gerçekleşmesi ve bölgeye yoğun insan akışıyla birlikte Avrupa’nın en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın turizm açılmasına yönelik güçlü bir talep ve baskı ortaya çıkacak, dağın turizme açılması hem kolaylaşacak hem de hızlanacaktır.
Ağrı Dağı’nın turizme açılması, turizm yatırımlarını bölgemize yönlendirecek, İlimiz ve Ülkemizin “turizm gelirlerinde” artış olacak, bölgemize ekonomik canlılık gelecektir. Kişi başına yıllık milli geliri 2.000-3.000 Dolar olan Iğdır, bu utancından kurtulup ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sunan önemli bir ticaret merkezi durumuna gelecektir.
Özet olarak; kara, hava ve demir yolu ile ülkemizin ekonomik merkezlerine ve dünyaya güçlü bir şekilde bağlanmış, alt yapı sorunlarını çözmüş, Serbest Bölgesini kurmuş, komşu ülkelerle ekonomik ilişkilerini geliştirmiş, Ağrı Dağı’nı turizme açmış bir Iğdır’ı düşünün! Böyle bir Iğdır, Türkiye için parlayan yıldız olmaz mı hiç?
Ne var ki; başta etkili ve yetkililerimiz olmak üzere, Iğdır’ı bu geleceğe hazırlamakta herkese büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Bundan kaçınmamalıyız.
Iğdır’ı bu büyük geleceğine hep birlikte hazırlamalıyız.
Artık gelinen noktada “Iğdırlıyım” ya da “Iğdır’ı çok seviyorum” demek yetmiyor. Bu kuru sözlerin Iğdır’a yararı da katkısı da yoktur. Unutmayalım ki, Iğdır bizden kuru söz yerine yukarıda sıralanan sorumluluklarınızı gerçekleştirmemizi bekliyor.
Bu gün için bu iddiam (öngörüm) abartılı gelebilir ama; on –onbeş yıl sonrasının Iğdır’ı Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır. Zaman bunun en güçlü tanığı olacaktır...İslam ÇANKAYA