Tuzluca Belediye düğün salonunda yapılan panele Iğdır Üniversitesi
Rektörü Prof Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Belediye Başkanı Ahmet Sait
Sadrettin Türkan, Rektör Yrd. Prof. Erdoğan Küçüköner, Emniyet Amiri
Barış Gökdemir, J. Yüzbaşı İsmail Öztürk, Hoşhaber Belediye Başkanı
Osman Toka katıldı.
Panelin açılış konuşmasını Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz yaparak Iğdır Üniversitesi hakkında bilgi vererek “Artık Iğdır'da da bilim adamları vardır. Her türlü eğitim üzerine paneller düzenlenebilir. Üniversitemiz, bulunduğu bölgenin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenecek, sosyal ve kültürel tesislerinden,
Kütüphanelerinden halkın yararlanmasına izin verecek, çeşitli etkinlikler ve eğitim faaliyetleri düzenleyerek bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına gereken katkıyı yapacaktır.
Böyle bir amaç için bugün buradayız. Biraz sonra Üniversitemizden bazı Öğretim üyelerimiz, Batıda olmayan ve bizde olan önemli bir varlığımız olan Aile'den bahsedecekler." dedi.
Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan'da “İnsanoğlu, doğduğu andan ölünceye dek, öğrenmeye, algılamaya ve izlemeye uygun olarak yaratılmıştır. Hele hele ilk emri ve ilk ayeti 'Oku' olan Kur'an'a tabii, biz Müslümanların hayatımızın her alanında eğitimi ön planda tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Büyük savaşçı ve ilk çocuk Müslüman olan Hz Ali 'bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum demişti.' Son peygamberimiz olan Hz Muhammed (S.A.V) "ilim Çin'de de olsa gidin alın" demişti.." şeklinde konuştu.
Panel Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Resul Öztürk başkanlığında devam etti. Panalistler, Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Mehmet Ünal Aile İçi iletişim konusuna değinerek şunları söyledi: "İletişim; kişilerarasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir terimdir. İletişim, her şeyden önce bir duygu ve düşünce alışverişi olduğu için kişiler, çevresindekilerle kurmuş olduğu ilişkilerde dikkatli ve duyarlı olmalıdır. Aile, başlangıçta evlilikle oluşan bir müessesedir. Evlilik ise iki karşı cinsten insanın bir araya gelerek oluşturduğu, toplumsal bir kurumdur. İki insan birlikte yaşamak için bir araya geldiği zaman, alışılagelmiş davranışlarını değiştirmek zorundadır. Evliliğin sürekliliği ve aile kurumunun devamlılığı için, karı-kocanın davranış ve konuşmalarını karşılıklı olarak yeniden düzenlemeleri gerekmektedir.
Aile içi iletişim unsurları; Anne-Baba-Çocuk ilişkisi, Anne-Baba ilişkisi, Anne-Çocuk ilişkisi, Baba-Çocuk ilişkisi, Kardeşler Arası ilişkiler, Aile Büyükleri İle Çocuk ilişkileri, Anne-Baba ile Aile Büyükleri Arasındaki ilişkilerdir. İletişim, aile içerisinde yaşayan kimselerin sosyal ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle iletişimin teknik ve yöntemlerini aile üyeleri, özelliklede anne-baba mutlaka öğrenmelidir. Böylece ailede daha sıcak ilişkiler kurulacaktır."
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç Dr.İbrahim Akgün, Ailede Çocuk Eğitimi konusuna değinerek, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın eğitimi üzerinde durmak zorundayız..Çocuklar, devamlı annelerinin yanında kaldığından, çocuğun yetiştirilmesinde büyük bir pay, annelerin üzerindedir.Çocuk eğitiminde annenin rolü nasıl olmalıdır? Büyüklerine karşı mutlaka saygılı davranmalıdır. Annelerin yarıdan fazlasının, çocuğunun kendi onaylamadığı kişilerle arkadaşlık ettiğinde; çocukla konuşarak ikna etme yöntemini seçtiği görülmektedir. Kentlerde yaşayan anneler, kırsal kesimde yaşayanlara oranla ikna yöntemine daha fazla başvurmaktadırlar. Annelerin çoğu, çocuğunu arzu ettiği şekilde yetiştirme biçimine uygun olarak yetiştirebildiğini, geri kalanı ise, bunu gerçekleştiremediğini düşünmektedirler. Bu konudaki eğilimler, toplam çocuk sayısıyla ilişkilidir. Çocuk sayısı arttıkça, çocuğunu istediği gibi yetiştiremediğini düşünen annelerin oranı artmaktadır.Çocuklar, geleceğimizin teminatıdırlar. Onları iyi bir şekilde eğitmeye çalışalım. Bir toplum, ne kadar kültürlü olursa, daima ilerler ve lider bir toplum olma özelliği kazanır." dedi.
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr.Necmettin Şeker ise "Kaybolan Aile Değerlerimiz" konusuna değindi Şeker, "Asırlardır millet hayatımızı düzenleyen sayamadığımız güzellikteki bu ve benzeri değerleri kaybettikçe çok şey kaybediyoruz. Ne sevincimizi, nede üzüntümüzü yeterince paylaşmıyoruz. Oysaki "sevinçlerin paylaşıldıkça çoğaldığını, üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığını" hepimiz biliyoruz. Çoğu zaman selamlaşmıyoruz bile. Günaydın, iyi günler, hayırlı işler demek sanki ağır geliyor insanımıza. Oysa güler yüzle, tebessümle selamlaşmak, iyi günler, hayırlı işler temennisiyle işe başlamak ayrı bir haz ve huzur verir insana. Sahip olduğumuz nimete şükrün, zahmete sabrın azalmasıyla, anlıyoruz ki; sabır ve şükür kavramları da, kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimiz arasına girmiş bulunmaktadır. Var olanın kıymetini bilmek ve bunları yaşamak ve yaşatmak elbette güzel ve değerlidir" görüşlerine yer vedi..
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr Bayram Demir'de "Aile Kurumu ve Evlilik " Aile ve evlilik kurumunda ortaya çıkan değişiklikler olumlu olduğu kadar olumsuz sonuçlara da yol açabilmektedir. Günümüzde boşanmaların kolaylaşması, ayrılmış eşlerin toplum tarafından daha kabul edilir olması, eşlerde; evliliğin getirdiği sıkıntılara katlanma, birlikteliği korumak için daha fazla çaba gösterme, zor dönemlerde daha derinlikli ve destekleyici ilişkiler kurabilme isteğini ve eğilimini zayıflatmaktadır. Evlilik daha önceleri, sosyal uyum ve bütünlemeyi hedefleyen, daha çok iş bölümünü esas alan sosyo-ekonomik bir kurum niteliğindeyken, bugünkü evliliklerin kuruluşunda daha çok sevgi, aşk, beğeniler, anlayış birliği gibi psikolojik gereksinmeler daha belirleyici olabilmektedir. Eş seçiminde, eskiden toplum içinde güvenli bir şekilde var olabilme, kabul ve saygınlık bulabilme gibi gereksinmeler belirleyiciyken, bugün, daha bireysel gereksinmeler, aşkı yaşamak, mutlu olmak, eşitlikçi ilişkiler içerisinde kendini bağımsız ve özgür bir şekilde gerçekleştirmek gibi gereksinmeler çok daha belirleyici olmaktadır."dedi.
Daha sonra sunum yapanlara Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan, Rektör Yrd. Prof. Erdoğan Küçüköner, Emniyet Amiri Barış Gökdemir, J. Yüzbaşı İsmail Öztürk, Hoşhaber Belediye Başkanı Osman Toka tarafından plaket verildi.
Panelin açılış konuşmasını Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz yaparak Iğdır Üniversitesi hakkında bilgi vererek “Artık Iğdır'da da bilim adamları vardır. Her türlü eğitim üzerine paneller düzenlenebilir. Üniversitemiz, bulunduğu bölgenin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenecek, sosyal ve kültürel tesislerinden,
Kütüphanelerinden halkın yararlanmasına izin verecek, çeşitli etkinlikler ve eğitim faaliyetleri düzenleyerek bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına gereken katkıyı yapacaktır.
Böyle bir amaç için bugün buradayız. Biraz sonra Üniversitemizden bazı Öğretim üyelerimiz, Batıda olmayan ve bizde olan önemli bir varlığımız olan Aile'den bahsedecekler." dedi.
Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan'da “İnsanoğlu, doğduğu andan ölünceye dek, öğrenmeye, algılamaya ve izlemeye uygun olarak yaratılmıştır. Hele hele ilk emri ve ilk ayeti 'Oku' olan Kur'an'a tabii, biz Müslümanların hayatımızın her alanında eğitimi ön planda tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Büyük savaşçı ve ilk çocuk Müslüman olan Hz Ali 'bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum demişti.' Son peygamberimiz olan Hz Muhammed (S.A.V) "ilim Çin'de de olsa gidin alın" demişti.." şeklinde konuştu.
Panel Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Resul Öztürk başkanlığında devam etti. Panalistler, Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Mehmet Ünal Aile İçi iletişim konusuna değinerek şunları söyledi: "İletişim; kişilerarasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir terimdir. İletişim, her şeyden önce bir duygu ve düşünce alışverişi olduğu için kişiler, çevresindekilerle kurmuş olduğu ilişkilerde dikkatli ve duyarlı olmalıdır. Aile, başlangıçta evlilikle oluşan bir müessesedir. Evlilik ise iki karşı cinsten insanın bir araya gelerek oluşturduğu, toplumsal bir kurumdur. İki insan birlikte yaşamak için bir araya geldiği zaman, alışılagelmiş davranışlarını değiştirmek zorundadır. Evliliğin sürekliliği ve aile kurumunun devamlılığı için, karı-kocanın davranış ve konuşmalarını karşılıklı olarak yeniden düzenlemeleri gerekmektedir.
Aile içi iletişim unsurları; Anne-Baba-Çocuk ilişkisi, Anne-Baba ilişkisi, Anne-Çocuk ilişkisi, Baba-Çocuk ilişkisi, Kardeşler Arası ilişkiler, Aile Büyükleri İle Çocuk ilişkileri, Anne-Baba ile Aile Büyükleri Arasındaki ilişkilerdir. İletişim, aile içerisinde yaşayan kimselerin sosyal ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle iletişimin teknik ve yöntemlerini aile üyeleri, özelliklede anne-baba mutlaka öğrenmelidir. Böylece ailede daha sıcak ilişkiler kurulacaktır."
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç Dr.İbrahim Akgün, Ailede Çocuk Eğitimi konusuna değinerek, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın eğitimi üzerinde durmak zorundayız..Çocuklar, devamlı annelerinin yanında kaldığından, çocuğun yetiştirilmesinde büyük bir pay, annelerin üzerindedir.Çocuk eğitiminde annenin rolü nasıl olmalıdır? Büyüklerine karşı mutlaka saygılı davranmalıdır. Annelerin yarıdan fazlasının, çocuğunun kendi onaylamadığı kişilerle arkadaşlık ettiğinde; çocukla konuşarak ikna etme yöntemini seçtiği görülmektedir. Kentlerde yaşayan anneler, kırsal kesimde yaşayanlara oranla ikna yöntemine daha fazla başvurmaktadırlar. Annelerin çoğu, çocuğunu arzu ettiği şekilde yetiştirme biçimine uygun olarak yetiştirebildiğini, geri kalanı ise, bunu gerçekleştiremediğini düşünmektedirler. Bu konudaki eğilimler, toplam çocuk sayısıyla ilişkilidir. Çocuk sayısı arttıkça, çocuğunu istediği gibi yetiştiremediğini düşünen annelerin oranı artmaktadır.Çocuklar, geleceğimizin teminatıdırlar. Onları iyi bir şekilde eğitmeye çalışalım. Bir toplum, ne kadar kültürlü olursa, daima ilerler ve lider bir toplum olma özelliği kazanır." dedi.
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr.Necmettin Şeker ise "Kaybolan Aile Değerlerimiz" konusuna değindi Şeker, "Asırlardır millet hayatımızı düzenleyen sayamadığımız güzellikteki bu ve benzeri değerleri kaybettikçe çok şey kaybediyoruz. Ne sevincimizi, nede üzüntümüzü yeterince paylaşmıyoruz. Oysaki "sevinçlerin paylaşıldıkça çoğaldığını, üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığını" hepimiz biliyoruz. Çoğu zaman selamlaşmıyoruz bile. Günaydın, iyi günler, hayırlı işler demek sanki ağır geliyor insanımıza. Oysa güler yüzle, tebessümle selamlaşmak, iyi günler, hayırlı işler temennisiyle işe başlamak ayrı bir haz ve huzur verir insana. Sahip olduğumuz nimete şükrün, zahmete sabrın azalmasıyla, anlıyoruz ki; sabır ve şükür kavramları da, kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimiz arasına girmiş bulunmaktadır. Var olanın kıymetini bilmek ve bunları yaşamak ve yaşatmak elbette güzel ve değerlidir" görüşlerine yer vedi..
Iğdır Üniversitesi İlahiyat fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr Bayram Demir'de "Aile Kurumu ve Evlilik " Aile ve evlilik kurumunda ortaya çıkan değişiklikler olumlu olduğu kadar olumsuz sonuçlara da yol açabilmektedir. Günümüzde boşanmaların kolaylaşması, ayrılmış eşlerin toplum tarafından daha kabul edilir olması, eşlerde; evliliğin getirdiği sıkıntılara katlanma, birlikteliği korumak için daha fazla çaba gösterme, zor dönemlerde daha derinlikli ve destekleyici ilişkiler kurabilme isteğini ve eğilimini zayıflatmaktadır. Evlilik daha önceleri, sosyal uyum ve bütünlemeyi hedefleyen, daha çok iş bölümünü esas alan sosyo-ekonomik bir kurum niteliğindeyken, bugünkü evliliklerin kuruluşunda daha çok sevgi, aşk, beğeniler, anlayış birliği gibi psikolojik gereksinmeler daha belirleyici olabilmektedir. Eş seçiminde, eskiden toplum içinde güvenli bir şekilde var olabilme, kabul ve saygınlık bulabilme gibi gereksinmeler belirleyiciyken, bugün, daha bireysel gereksinmeler, aşkı yaşamak, mutlu olmak, eşitlikçi ilişkiler içerisinde kendini bağımsız ve özgür bir şekilde gerçekleştirmek gibi gereksinmeler çok daha belirleyici olmaktadır."dedi.
Daha sonra sunum yapanlara Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan, Rektör Yrd. Prof. Erdoğan Küçüköner, Emniyet Amiri Barış Gökdemir, J. Yüzbaşı İsmail Öztürk, Hoşhaber Belediye Başkanı Osman Toka tarafından plaket verildi.