İslam büyüklerinden bir çoğu ile birlikte, Yezid’in veliaht tayin edilmesine razı olmadığını belirtti.Muaviye’nin yerine geçen oğlu Yezid,Medine valisi aracılığıyla,Hüseyin’in kendisine bağlanmasına çalıştı.Kabul ettiremediği için Hüseyin’e karşı suikast teşebbüslerine girişti.Mekke’ye gelen Hüseyin ,EMEVİ idaresinden hiç memnun olmayan Irak ve özellikle KUFE halkından davet mektupları aldı.Bu çağrılara uyarak Mekke’den hareket etti.Hac törenini tamamladıktan sonra,Irak’a gitti.
Hüseyin yanına aile efradını ve kendisi ile birlikte gelmek isteyenleri almıştı. Bu hareketin sonucunun ne olacağını anlayan bazı kimseler, Hüseyin’in de tavsiyesi ve izni ile yolda kafileden ayrıldılar. Irak’a yakın bir yerde, Kufe valisi Ubeydullah’ın gönderdiği bir devriye kuvvetinin kumandanı olan HÜRR ve askerleriyle karşılaşan kafile Fırat’a yakın kurak ve ıssız bir çöl bölgesi olan KERBELA’da konakladı. Tarihler, 2 Muharrem 680’i gösteriyordu. Muharremin 3. günü, Kufe Valisinin görevlendirdiği(bazı vaatlerle kandırdığı) Sa’d İbni Ebi Vakkas Oğlu Ömer’in kumandasında bir kuvvet Kerbela’ya geldi. Bu askeri kuvvetin sayısı sonradan gelenlerle birlikte 30 bine ulaştı. Hüseyin’in yanındakiler ise kadın ve çocuklar dışında iki yüzü bulmuyordu. Muharrem ayının yedisinden itibaren, Hüseyin ve yanındakilerin Fırat’tan su almaları önlendi. Ömer, Muharrem ayı’nın dokuzuncu günü savaşa kalkıştıysa da, Hüseyin’in baba bir kardeşi olan Ebul-Fazl Abbas, bir günlük mühlet aldı. Muharrem ayının onuncu günü (AŞURA günü),sayı bakımından pek çok farklı olan iki taraf arasında savaş başladı.
Emevilerden bazıları Hüseyin’in kuvvetlerine katıldı. İkindiye doğru Hüseyin ve yakınları şehit düştü. Bunların arasında, Hüseyin’in kardeşleri, Kamer-i Bani Haşim ve Bab-ul Havaic diye anılan Ebul-Fazl Abbas, Hüseyin’in oğlu Ali Ekber, İmam Hasan’ın on bir yaşındaki oğlu Kasım vardı. Hüseyin altı aylık çocuğu küçük Ali Asgar’ı düşman saflarının karşısına götürdü ve kendisini Yezid’e biat etmediği için suçlu saydıklarını, fakat bu küçük çocuğu niçin susuz bıraktıklarını sordu. Ali Asgar, Hüseyin’in kucağında iken Hurmala bin Kahil tarafından ok atılarak şehit edildi. Hasta olarak yatan ve İmameti devam ettireceği için Hüseyin tarafından savaşa girmesine izin verilmeyen oğlu Ali’den(Zeynelabidin,Seyyid-üs Sacidin) başka kimse kalmayınca,Hüseyin,kadın ve çocukları kız kardeşi Zeynep ile Ali’ye emanet etti. ’’HAK YOLUNDA ÖLMEK, YÜK ALTINA GİRMEKTEN EVLADIR’’anlamında bir beyit okuyarak savaş meydanına girdi.
Düştü Huseyin atından sabra-yi Kerbelaya/ Cibril var haber ver Sultan-ı Enbiyaya Hüseyin yapılan bir saldırıda atından düşürüldü, Peygamber, evladının pürü pak vücuduna yetmişe yakın kılıç darbesi, ok ve mızrak saplandı. Sinan bin Enes Nahai onun o mübarek boynuna ve göğsüne mızrak sapladı. Bir rivayete göre Nahai, daha yaygın bir rivayete göre de Zilcevşen oğlu Şimr, onun Nur saçan başını bedeninden ayırdı. Ubeydullah bin Ziyad’ın emri üzerine Hüseyin’in cesedi atlara çiğnetildi. Şam’a gönderilen Hüseyin’in başına Yezid taraftarlarınca eziyet edildi. Kız kardeşi Zeynep ve aile fertlerinden sağ kalanlarda prangalara vurulup Yezidin karşısına çıkarıldılar.
Hz.Hüseyin’in Türbesi Irak’ta Kerbela’dadır. Kerbela olayı İslam tarihinde bir kırılma noktası olmuştur.Alemlere rahmet olarak gönderilen,Peygamber efendimizin ciğer pareleri ne acıdır ki Müslüman oldukları iddia edilen, Muaviye oğlu Yezid tarafından hunharca şehit edilmişlerdir.Aşura 1400 yıldır yeryüzünün en büyük matemidir.5.İmam Muhammed Bakır’ın söylediği gibi ’’HER GÜN AŞURA HER YER KERBELA’’dır.
Kültür & Sanat
Yayınlanma: 07 Eylül 2019 - 00:00
YERYÜZÜNÜN EN BÜYÜK MATEMİ HER GÜN AŞURA HER YER KERBELA
Öğretim Görevlisi Sözer AKYILDIRIM Iğdır Üniversitesi ‘’Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. AHZAP SURESİ.33.AYET ‘’ HÜSEYİN,Hz Muhammed’in torunu,Ali ile Fatma’nın küçük oğlu;Ehlibeytin ve Aliabanın beşinci üyesi,on iki imamın üçüncüsüdür.Medine 625 yılında doğmuş,Kerbela 680’de Muharrem ayının 10.günü şehit edilmiştir.Künyesi Ebu Abdullah’dır.En ünlü lakabı ŞEHİD’dır.Şehitler Ulusu anlamında SEYYİD-UŞ-ŞUHEDA veya Farsça ŞAH-I ŞEHİDAN diyede anılır.Ahzap suresinin 33.ayetinde övülür.Bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur ‘’Hüseyin bendendir ve ben Hüseyin’denim’’diye anılmıştır.Babasının ve daha sonra ağabeyinin sağlığında onlara yardımcı oldu.Ağabeyinin (Hz.Hasan) Şehadetinden sonra Muaviye’nin İslam Halifeliğini tanımadığı halde onun ölümüne kadar fiilen siyasi hayata karışmadı.
Kültür & Sanat
07 Eylül 2019 - 00:00
İlginizi Çekebilir