Türkiye'nin en yüksek zirvesi olan Ağrı Dağı, 5137 metre yüksekliğiyle dikkat çekerken, dağın %67'si Iğdır sınırları içinde yer alıyor. Ancak, mevcut dağcılık rotası yalnızca Doğubayazıt'tan veriliyor ve bu durum, Iğdır'ın turizm potansiyelinin kullanılmaması anlamına geliyor.
Her gün dünyanın çeşitli ülkelerinden Ağrı Dağı’na çıkış yapmak için gelen dağcı sayısı 80 ile 150 arasında değişiyor. Bu dağcıların kişi başı ödedikleri ücret 10 bin TL ile 15 bin TL arasında. Bu rakamlar, Doğubayazıt yöre halkına sadece dağcılık faaliyetlerinden günlük yaklaşık 1 milyon TL gelir sağlıyor. Yıllık olarak hesaplandığında ise bu rakam 365 milyon TL’ye ulaşıyor. Üstelik bu gelir, turistlerin bölgedeki alışverişleri ve diğer harcamaları hariç tutulduğunda bile büyük bir ekonomik katkı sağlıyor.
Iğdırlı dağcılar ve esnaf, bu ekonomik potansiyelin neden Iğdır’da değerlendirilmediğini sorguluyor. Ağrı Dağı'nın Iğdır tarafındaki güzergahının da dağcılara açılması durumunda, bu bacasız fabrika benzeri turizm faaliyeti Iğdır'a da önemli bir ekonomik katkı sağlayabilir. Ayrıca, bölgenin kültürel ve doğal güzelliklerinin tanıtılması, turistlerin Iğdır’da daha fazla vakit geçirmelerini teşvik edebilir.
Iğdır'dan açılacak dağcılık rotasının başlangıç ve kamp yerlerinin İl Özel İdaresi tarafından yaptırılıp işletilmesi öneriliyor. Tuz Mağarası'nda olduğu gibi, İl Özel İdaresi'nin bu alanların işletmesini üstlenmesi, bölgesel turizmin geliştirilmesi açısından önemli bir adım olabilir. Bu şekilde, hem güvenli ve düzenli bir dağcılık rotası sağlanmış olacak hem de yerel ekonomiye katkı artırılacaktır.
Iğdır halkı, bu konuda yetkililerden açıklama ve çözüm bekliyor. Dağın Iğdır tarafında da güvenli ve resmi rotaların oluşturulması, hem bölgesel ekonomiyi canlandırabilir hem de Iğdır'ın turizmdeki yerini sağlamlaştırabilir.
Yorumlar 16
Kalan Karakter: