Karşı Pencere

    Kadına şiddeti ele aldık, kadınlar günümüzü de kutladık, ancak bu konuların dışarıdan nasıl göründüğüne, erkeklerin dünyasına nasıl yansıdığına bakmadık.    Oysa, olayları ve sorunları sadece kendi istek ve ihtiyaçlarımız açısından değerlendirmeden, çok boyutlu düşünüp, duruma karşı pencereden de bakma cesaretini göstermeliyiz.    Yazar Buket Uzuner’in, gazeteci Balçiçek Pamir İlter’e yaptığı açıklama, durumun erkek cephesinde çokta parlak görünmediğini gösteriyor. Buket Uzuner’e yöneltilen ‘’Dünyanın birçok ülkesinde organizasyonlara katılan ünlü yazar, kendisine "Günde 5 kadının öldürüldüğü bir ülkede kadın yazar olmak nasıl bir şey?" sorusu oldukça can sıkıcı.    Yazarımız konuyla ilgili olarak bakın ne diyor ‘’Elbette kadın cinayetlerinin yüksek olmasına çok üzülüyorum. Ortada savunulacak hiçbir şey yok. Ancak bütün Türk erkeklerinin barbar gösterilmesi kanıma dokunuyor. Ben buna Türk olmasam da bozulurdum. Çünkü bütün diye bir şey yok, genelleme yanlış. Avusturya'da katıldığım AB ile ilgili bir toplantıda da bana "Siz AB'ye girdiğinizde bizim kızlarımızı, karılarımızı öldürecek misiniz?" diye soruldu. Eskiden suçu tamamen onların cahilliğine verirdim. Ancak orada yaşayınca hep kötü haberlerin öne çıkarıldığını gördüm. Bizim de kendimizi sanatla anlatmamız lazım.    Buket Uzuner’e katılmamak mümkün mü? Açıkçası bende ülkeme ve Türk erkeklerinin tamamına insani değerlerden yoksun kişiler olarak bakılmasından rahatsızlık duydum.   Ha, ‘’kol kırılsın yen içinde kalsın’’ demiyorum, kadına şiddet uygulayan hasta ruhlu adamları bir kaşık suda boğmak istiyorum o ayrı, ancak konunun bütün erkeklere mal edilmesi de canımı sıkıyor.    Bu örneklerden yalnızca biri. Ne yazık ki hemen hemen her konuda o çok gelişmiş, demokratik olduğunu belirten ülkeler bizi her konuda eleştirme, içişlerimize karışma, yönetme ve yönlendirme hakkını kendilerinde görüyorlar. Biz de buna izin veriyoruz.    -Yüzyıllardır emperyalizmle, sömürge olarak kullandıkları uluslara barbarlıkların en büyüğünü onlar yapmadılar mı?    - Hadi onu bırakın, yakın tarihte kendi çıkarları uğruna, dünyanın her yerinde iç savaş çıkaran, Afganistan ve Irak’a saldıran onlar değil miydi?    -Çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden masum insanların ölümüne neden olmadılar mı? Kızların, kadınların ırzına geçerek, onurları ile oynamadılar mı?    Bunlar yaşanırken neredeydiler?    Kadına şiddet yalnız bizim sorunumuz değil, bütün dünyanın sorunu, Avrupa ülkelerinde, İrlanda ve İsveç’te konunun uzmanları konuyu tartışıp, nerede yanlış yapıldığını bulmaya çalışıyor.    Çünkü sorun gelişmiş, az gelişmiş ülke, ekonomik, sosyal ve kültürel statü ile ilgili değil, sorun bana göre ‘’VİCDAN SAHİBİ BİREY’ olarak  yetiştirilememekle ilgili.    Sahip olmak için değil, şahit olmak için geldiğimiz Dünyada kadını,  erkeğiyle, genci, yaşlısıyla hepimizin İNSAN olarak yaşamayı becerebileceğimiz günler dileğiyle.    Sevgiyle daima.    Neşe Sofuoğlu