Su sorunu hakkındaki basın açıklamasında Dr. Sinan OĞAN, Ünlendi Barajı, Iğdır’ın serbest organize sanayi bölgesi ve sınır kapıları ile ilgili Iğdır için önemli olan diğer noktalara da değindi. Ayrıca, konuşmasından sonra OĞAN, gazeteciler tarafından kendisine yöneltilen sorulara da cevap verdi.
MHP Iğdır Milletvekili Dr. Sinan OĞAN’ın basın mensuplarına dağıtılan konuşma metni ise şöyle;
“Öncelikle hepinize başarılı bir hafta diliyorum. Arkadaşlar, sizin de son dönemlerde son derece sık bir şekilde haberini yaptığınız bir konu var; HES’ler. İşte, bu HES olarak da dile getirdiğimiz hidroelektrik santralleri, Türkiye’nin her tarafında çevresine etkileri hesaplanmadan yapılıyor. Su kaynaklarının özensiz kullanımı sonucunda Türkiye’de birçok yerde yaşanan su kıtlığının bir örneğini de ben size çok uzaklara gitmeden kendi seçim bölgem Iğdır’dan vereceğim. Iğdır’da çiftçiler, bölgede yapılan HES’ler sonucunda zor günler yaşamakta, susuzluk yüzünden Iğdır Ovası kavrulmaktadır. Iğdır halkı zaten toprak kanallar nedeniyle verimli sulama yapamazken, artık verimliyi bir kenara bırakın sulama bile yapamaz hale gelmiştir. Bir diğer deyişle ifade etmek gerekirse, su kaynaklarının özelliklerini göz ardı ederek HES yapacağım diye AKP, Iğdır’da tarımın suyunu çıkartmıştır. Oyuncak ettiğiniz öğretim sistemindeki coğrafya kitaplarında Iğdır’da pamuk yetiştirildiği yazıyordu; şimdi o kitapları yazanları da bu duruma sebep olanları da memleketime çağırıyorum; “Gelin, görün! Iğdır’da pamuk kaldı mı?” Iğdır’daki çiftçilere HES projeleri adeta “pes” dedirtti.
Örneğin, Gülsan Şirketler Grubu tarafından yapılan Sefaköy Barajı ve HES, bölgenin tüm su kaynaklarının dağılımını alt üst etmiştir. Aras Nehri’nin üzerinde bulunmakta olan 21.250.000 metreküp depolama hacimli bu baraj Iğdır’ın su ihtiyacının büyük bölümünü kullanmaktadır. Yine yapılan diğer HES projeleri ile bölgedeki en büyük zenginliklerden biri olan kuş cennetleri zarar görecektir. Üç kıtanın göç yolunda olan Iğdır’daki bu doğal zenginliği, dünyanın dört bir yanından akademisyenler, belgesel yapımcıları incelemeye gelmektedir. Dünyada Iğdır’ın adının duyurulmasıyla ilgili bu önemli durum da yine maalesef yapılması planlanan HES projelerinin kurbanı olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
Iğdır’da son yıllarda tarım ürünlerinin çeşitliliği bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azaldı. Bir yerde su olmayınca oraya ne ekerseniz ekin, verim alamazsınız, hasat kaldıramazsınız. Şu an bir milletvekili olabilirim; fakat ben de bir çiftçi çocuğuyum ve çiftçilerin umudunu bağladığı topraklardan gelir elde edemeyince nasıl bir duruma düşeceğini çok iyi bilirim. Iğdır’da yıllardır hasretle beklenen Ünlendi Barajı’nın kaç bekçi emekli ettiğini de çok iyi bilirim. Ünlendi Barajı’nı yaparak, Iğdır’daki tarım sorununu çözmek yerine Iğdır’ın yarasına tuz bastınız, çevresini HES’lerle kuşatarak onu işgal etmeye çalıştınız.
Iğdır’ın sınır ticaretini öldüren, Iğdır’ın gümrüklerini adeta fiili uygulamalar ile kapatan, Iğdır’ın hakkı olan Serbest Organize Sanayi Bölgesini başka illere kaydıran ve tek umut kapısı olarak elinde tarım kalan Iğdır halkının şimdi elinden bunu da aldınız.
AKP iktidarı döneminde Iğdır’da artan hava kirliliğini, meclis kürsüsünden birçok defa dile getirdik. Iğdır’ın içtiği arsenikli suyla ilgili sorunu onlarca kez TBMM’den söyledik. Kağızman’da bulunan HES ile ilgili durumu yetkili müdürlüklerinize ilettik. Soru önergeleri verdik; ama soru önergeleri herhalde artık bakanlıklar tarafından hesaba alınmıyor. Hala durum aynı. Benim Iğdırlı vatandaşım zehir içiyor, benim Iğdırlı vatandaşım tarla sulayamıyor. Hep söyledim, bir daha söylüyorum; Iğdır’ı tecrit ederek, Iğdır’ı mahrum ederek hiçbir yere varamayacaksınız.”
MHP Iğdır Milletvekili Dr. Sinan OĞAN’ın basın mensuplarına dağıtılan konuşma metni ise şöyle;
“Öncelikle hepinize başarılı bir hafta diliyorum. Arkadaşlar, sizin de son dönemlerde son derece sık bir şekilde haberini yaptığınız bir konu var; HES’ler. İşte, bu HES olarak da dile getirdiğimiz hidroelektrik santralleri, Türkiye’nin her tarafında çevresine etkileri hesaplanmadan yapılıyor. Su kaynaklarının özensiz kullanımı sonucunda Türkiye’de birçok yerde yaşanan su kıtlığının bir örneğini de ben size çok uzaklara gitmeden kendi seçim bölgem Iğdır’dan vereceğim. Iğdır’da çiftçiler, bölgede yapılan HES’ler sonucunda zor günler yaşamakta, susuzluk yüzünden Iğdır Ovası kavrulmaktadır. Iğdır halkı zaten toprak kanallar nedeniyle verimli sulama yapamazken, artık verimliyi bir kenara bırakın sulama bile yapamaz hale gelmiştir. Bir diğer deyişle ifade etmek gerekirse, su kaynaklarının özelliklerini göz ardı ederek HES yapacağım diye AKP, Iğdır’da tarımın suyunu çıkartmıştır. Oyuncak ettiğiniz öğretim sistemindeki coğrafya kitaplarında Iğdır’da pamuk yetiştirildiği yazıyordu; şimdi o kitapları yazanları da bu duruma sebep olanları da memleketime çağırıyorum; “Gelin, görün! Iğdır’da pamuk kaldı mı?” Iğdır’daki çiftçilere HES projeleri adeta “pes” dedirtti.
Örneğin, Gülsan Şirketler Grubu tarafından yapılan Sefaköy Barajı ve HES, bölgenin tüm su kaynaklarının dağılımını alt üst etmiştir. Aras Nehri’nin üzerinde bulunmakta olan 21.250.000 metreküp depolama hacimli bu baraj Iğdır’ın su ihtiyacının büyük bölümünü kullanmaktadır. Yine yapılan diğer HES projeleri ile bölgedeki en büyük zenginliklerden biri olan kuş cennetleri zarar görecektir. Üç kıtanın göç yolunda olan Iğdır’daki bu doğal zenginliği, dünyanın dört bir yanından akademisyenler, belgesel yapımcıları incelemeye gelmektedir. Dünyada Iğdır’ın adının duyurulmasıyla ilgili bu önemli durum da yine maalesef yapılması planlanan HES projelerinin kurbanı olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
Iğdır’da son yıllarda tarım ürünlerinin çeşitliliği bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azaldı. Bir yerde su olmayınca oraya ne ekerseniz ekin, verim alamazsınız, hasat kaldıramazsınız. Şu an bir milletvekili olabilirim; fakat ben de bir çiftçi çocuğuyum ve çiftçilerin umudunu bağladığı topraklardan gelir elde edemeyince nasıl bir duruma düşeceğini çok iyi bilirim. Iğdır’da yıllardır hasretle beklenen Ünlendi Barajı’nın kaç bekçi emekli ettiğini de çok iyi bilirim. Ünlendi Barajı’nı yaparak, Iğdır’daki tarım sorununu çözmek yerine Iğdır’ın yarasına tuz bastınız, çevresini HES’lerle kuşatarak onu işgal etmeye çalıştınız.
Iğdır’ın sınır ticaretini öldüren, Iğdır’ın gümrüklerini adeta fiili uygulamalar ile kapatan, Iğdır’ın hakkı olan Serbest Organize Sanayi Bölgesini başka illere kaydıran ve tek umut kapısı olarak elinde tarım kalan Iğdır halkının şimdi elinden bunu da aldınız.
AKP iktidarı döneminde Iğdır’da artan hava kirliliğini, meclis kürsüsünden birçok defa dile getirdik. Iğdır’ın içtiği arsenikli suyla ilgili sorunu onlarca kez TBMM’den söyledik. Kağızman’da bulunan HES ile ilgili durumu yetkili müdürlüklerinize ilettik. Soru önergeleri verdik; ama soru önergeleri herhalde artık bakanlıklar tarafından hesaba alınmıyor. Hala durum aynı. Benim Iğdırlı vatandaşım zehir içiyor, benim Iğdırlı vatandaşım tarla sulayamıyor. Hep söyledim, bir daha söylüyorum; Iğdır’ı tecrit ederek, Iğdır’ı mahrum ederek hiçbir yere varamayacaksınız.”