Geçmişin izlerini taşıyan her taş, her mezar ve her anıt; yalnızca birer yapı değil, bir milletin hafızasıdır. Bu hafta Bakü’nün kalbinde, kalbimize dokunan bir durakta bulduk kendimizi: Şehitler Hiyabanı. Orada, yıllar önce toprağa düşen kardeşlerimizin huzurundaydık. Sessiz, sade ama yürek burkan bir hüzünle yürüdük o kutsal alanda. Ve elimizde birer kırmızı gülle eğildik anıta...
Gül koyduk; çünkü sözler yetmezdi.
1990 yılının kara ocak gecesi… Sovyet tanklarının Bakü sokaklarında açtığı yaralar hâlâ kapanmamış. Her isim, her fotoğraf, her yaş birer hayat… O gecenin şafağında bağımsızlık uğruna toprağa düşen gençler, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar… Onlar sadece Azerbaycan'ın değil, aynı zamanda bir milletin onuru oldular.
Bizler işte bu onurun önünde saygıyla eğildik.
Türk milleti için “bir millet, iki devlet” sözü hamasi bir söylemden ibaret değil. Bu topraklar, kaderi, sevinci ve hüznü ortak iki halkın bağrında birlikte attığı bir kalp gibi... Gül koyduk çünkü o kalp hâlâ çarpıyor. Her ne kadar sınırlarımız ayrı olsa da, yüreğimizin haritası birdir.
Şehitlerin adı okunurken rüzgâr usulca eserken, bir çınar ağacının altında başımız eğik durduk. Sessizliğin dili vardı orada. Bu sessizlikte bir çığlık, bir dua, bir vefa saklıydı.
Bugün Türkiye’de herhangi bir Anadolu şehrinde bir Azerbaycan bayrağı dalgalandığında nasıl içimiz kabarıyorsa, Bakü’de bir Türk bayrağı gördüğümüzde de aynı gurur damarlarımızda dolaşıyor. Çünkü bu kardeşlik, sadece diplomatik protokollerde değil; toprağa düşen askerlerin, kurşunların gölgesinde birleşen yüreklerde büyüdü.
O yüzden gül koyduk.
O gül, bir anma değil; bir söz, bir yemin, bir hatıradır.
Şehitler Hiyabanı’ndan ayrılırken aklımda tek bir cümle yankılanıyordu:
“Unutmadık, unutmayacağız…”
Ve her yıl, her nesil, o kırmızı gülleri taşımaya devam edecek. Çünkü vefa, en az zafer kadar değerlidir.
Azerbaycan’da bulunan Türk Şehitliği’ne de güller koyduk.
Şehitlikte 1918 yılında Rus Ordusu tarafından işgale uğrayan Azerbaycan'a yar- dım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'ndan şehit olan 1130 askerimiz yatmaktadır. Bu askerlerimizin anısına Bakü Milli Meclisi karşısında 15 Eylül 1999'da yaptırılmıştır.
“Bir millet, iki devletiz; kalbimiz bir, yasımız bir.
Uğrunda can verdiğiniz bu topraklarda, hatıranız daima yaşayacak.
Türk'ün şanlı evlatları, ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun.”
Minnet ve dualarla...
Azerbaycan Diaspora Komite Başkanı Sayın Fuad Muradov başkanlığında Zafer Anıtı’na güller koyduk.
“27 Eylül – Vatan uğruna toprağa düşen kahramanların günü.
Zaferin adı Karabağ, bedeli şehit kanı...Bu güller, minnetimizin sessiz dili, dualarımızın rengidir.
Unutmadık, unutmayacağız.”
Ruhunuz şad olsun, kahramanlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: