204 İşçi Güneş’te, Güneş’ten Haber Bekliyor
Iğdır Belediyesi tarafından işten çıkarılan işçiler, yaklaşık 20 gündür geri dönüş eylemlerini devam ettiriyorlar.
Belediye binası önünde kurulan çadırda, 40-45 derece sıcağın altında sabahtan akşama kadar beklemekte olan işçiler, geri dönmek için eylemlerini sürdürüyorlar.
Hani işe alınanlar zengin çocukları, torpilliler falan deniliyordu ya, Allah aşkına, ihtiyacı olmayan bir kişi bunca eziyeti sineye çekebilir miydi? Bizim toplumumuzu anlamak gerçekten zor. Daha önce de yazmıştım, bu kişilerin yerine başkaları alınsaydı da yine dedikodu bundan farklı olmayacaktı. Ama geride bıraktığımız aylarda yapılan dedikodular, atılan iftiralar, inanın bu toplumun değerlerini yitirdiğini göstermektedir.
Şöyle ki, birileri işe girdi ben neden giremedim deyip, tabir yerindeyse pireye kızıp yorganı yakmak, nefret ve öfkeyle etrafa saldırmak bizim topluma yakışan bir davranış biçimi değildir. Biz niye böyle olduk, hangi ara kalbimiz bu kadar katılaştı, doğrusu anlamış değilim. İşe alımlarda sınav yapılmadı, mülakat olmadı, torpilliler işe alındı deyip, işten çıkarılan kişilerin üzüntüsüne sevinmek kusura bakmayın, hiç ahlaki değildir.
Sevgili okuyucular, belediyeye yapılan alımların hangisi bugüne kadar sınavla alındı? Hangisi KSS’den alındı? Hepimiz biliyoruz ki belediyeler siyasi yerlerdir, yapılan işler de siyasi tercihlere göre şekillenir. Alınanlar zengin çocuklarıymış... İyi de hangi zenginin çocuğu saatlerce, günlerce onca sıcağın altında bu eziyete katlanabilir? Hani para ile işe girilmişti, niye kimse gidip para verdiği kişiye benim paramı geri ver demiyor?
Belediye Başkanı Mehmet Nuri Güneş yaptığı açıklamada şöyle demişti: “Düne kadar işçi hakları için eylem yapardım, bugün işçilerin çıkarılmasına imza atıyorum.” İyi de Sayın Güneş, bu çelişki sizi rahatsız etmiyor mu? İnsan hakları, işçi hakları, demokrasi vs. gibi söylemler sadece partinize üye olanlar için mi geçerli?
Belediyenin bütçesini gerekçe gösterip işçi çıkardığınızı söylediniz. Peki bu eylemi gerçekleştirdiğinizde şirket elemanı statüsündeki diğer işçilerden neden çıkarmadınız? Yani biri eski, biri yeni diye bir şey yoktur. Statü olarak hepsi işçidir. Madem maaş ödeme sıkıntısı yaşanıyorduysa bu daha önce alınan işçiler için de geçerli olmalıydı. Burada bir ayrımcılık yok mudur?
Sürekli eleştirdiğiniz kayyumlar görevi devraldıklarında sizlerin işe aldıklarınızdan kaçını işten çıkardılar?
Sevgili Dostlar, Bana Sorulduğunda Şöyle Cevaplıyorum:
Ben belediye başkanı seçilseydim ve benden önce bu kişileri DEM Parti işe alsaydı, namusum ve şerefim üzerine hiç kimseyi işten çıkarmaz, hiçbir kadına da sokakta cadde süpürttürmezdim. Öncelikle kendimizle çelişmemeliyiz. Siyasi olarak fikir ayrılıkları olsa da, toplumun değer yargıları kesinlikle bir tarafa itilmemelidir. 204 işçi günlerdir güneş altında Başkan Güneş’ten olumlu bir adım beklemektedir. Ancak onca insan göz ardı edilmekte, görmezden gelinmekte ve yok hükmünde sayılmaktadır.
Bu, toplumsal birliktelikten uzak, insani değerlerden uzak, kin ve nefret duygularını kabartan bir davranış şeklidir. İnsanın içi ve dışı bir olmalıdır. Yani anlayacağınız, yapılan bu olumsuz davranış bu halkı birbirinden uzaklaştırmaz. Ama gözü yaşlı bir kitlenin her daim hafızasında olursunuz. Unutulmasın ki siyasi fikir ayrılıkları olsa da, kayyum döneminde kendi seçilemediği koltuğa kayyum olarak oturmamıştır. Hakkına rıza göstermiş, siyasi ayrışmayı kişiselleştirerek bundan nemalanma yolu aramamıştır. İstisnalar kaideyi bozmaz. Bireysel anlamda yapılan olumsuz davranışlar kesinlikle toplumsal olmamıştır, olmayacaktır da.
Belediye’den çıkarılan 204 işçi bu toplumun yıllar geçse de hafızasından çıkmayacaktır. Siyasi hırs uğruna yapılan bu acımasız uygulama eminim ki günü geldiğinde pişmanlıklarla yad edilecektir. DEM Parti olarak attığınız demokrasi, hukuk, hakların kardeşliği, birlikte yönetme gibi sloganların inandırıcılığı kesinlikle olmayacaktır. AK Parti’ye, MHP’ye yaptığınız eleştirileri kendinizin yapıyor olması, söyledikleriniz ile eylemlerinizin tezat oluşturduğunu ortaya koymakta ve sizin inandırıcılığınızı ortadan kaldırmaktadır.
Gelin bu olumsuz durumu tatlıya bağlayarak insanları işinden, aşından, ekmeğinden etmeden işçileri işlerine iade edin, bu olumsuz hava tatlıya bağlanmış olsun. Şunu da belirtmekte yarar görüyorum, elbette işten atılan bu kişiler açlıktan ölmeyeceklerdir. Ama her birinin aileleri ile birlikte bu olumsuz durum bir ömür boyu hafızalarından silinmeyecektir.
Usulsüzlükle alınmış kişileri savunmanız ne kadar doğru ? Belediye başkanı koltuğunda olmadan ben olsaydım şöyle yapardım böyle yapardım demeniz kolay. Sizin desteklediğiniz kisilerin kayyım eliyle belediyeyi ne kadar zarara uğrattığı ortada. Bırakın da Belediye de Başkanı da işini yapsın. Halkı galeyana getirmeye ve huzursuzluk çıkarmaya çalışmayın.
Gerçekten yazınız açıklayıcı ve aydınlatıcı olmuş, toplum olarak birbirimizi ne kadar çekemediğiniz ortada bizler iyi bir millet değiliz yazıklar olsun bizlerr