Son günlerde toplumumuzda en dikkat çekici maddelerinden biri barış sürecidir. Bu barış süreci son zamanlarda dünya gündemini işgal etse de, bölgemizdeki ülkeleri ilgilendirse de,, ülkemizde çok daha önemli bir durum arz etmektedir. Toplumsal barış ve gündemde olan barış süreci, konuşulmaya başlandığı günden bu yana, insanlarımızın ve halkımızın yüreğine su serpmektedir. Bölgemizdeki çekişmeler, çatışmalar, savaşlar ister istemez ülke olarak bizleri de etkilemektedir.
Kürtler ve Türkler tarihin derinliklerinde bu güne kadar, hep birlikte, aynı ilişki içinde olmuşlardır. Dün de öyle idi bu gün de öyledir. Birbirinden kopuk yaşamamışlar. Ne yazık ki son zamanlarda, bu ilişkiler, siyasi, etnik ve sosyal yönden zedelenmeye çalışılsa da, her iki toplumun, sağduyulu ilişki ve davranışlar bu zedelenmelerin önünü kesmektedir. Bunun en bariz örneği bu gün konuşulan ve sonuca bağlanmak istenen, çözüm ve barış sürecidir. Bu sürecin uzamadan bir an önce hayata geçirilmesi, Kürt ve Türk halkının arzusudur temennisidir. Bu ülkenin, bu ülke insanlarının toplumsal barışa ihtiyaçları vardır. İlişkilerimizi, doğru ve olumlu davranışlarla, art niyetsiz, sözde değil, özde geliştirirsek ve bu davranışlarımızı hayata geçirirsek, işte o zaman toplumsal barışa kavuşmuş oluruz. Dünün Kürt sorunu, bu gün çözüm sürecine dönüşmüştür. Dünün etnik ve inkâr politikaları bu gün varlık politikalarına dönüşmüştür.
Bu topraklarda, ta Mezapotamyadan, Anadoluya kadar, Kürtler ve Türkler hep var olmuşlardır ve birlikte yaşamışlardır, birlikte yaşamaya devem etmektedirler. O günden bu güne kadar bir takım olumsuz hareket ve davranışlar olsa da asla birbirinden kopmamışlardır, kopamamışlardır. İnanıyorum ki bu barış süreci, bu birlikte yaşamayı daha da kuvvetlendirecektir, kaynatıp kaynaştıracaktır. Kürtler ve Türkler Türkiye coğrafyasının her yerinde her karışında kaynaşmış ve harmanlaşmışlardır.
Çevremizde yaşanan ya da yaşanacak olan olaylar, bu sürece balta vurmamalıdır. Bu süreç birtakım yıkıcı ve yok sayıcı suni senaryolarla baltalanmamalıdır. Suriye’nin, Iranın, Irakın, Kürtlerinin ve Türklerinin, yaşadıkları y ad yaşayacakları olumsuz olaylar ve gelişmeler Türkiye’nin Türklerine ve Kürtlerine yansıtılmamalıdır. İnsancıl tutum ve davranışlarda da Türkiye her zaman ve her yerde bu iki toplumun yanındadır ve koruyucusudur. Çünkü kan bağı vardır soy bağı vardır. Herkes kendi evinden ve ailesinden sorumludur. O sorun, o evin içinde değil de, dışarıdan çözülmeye çalışılırsa, işte o zaman sorunlar daha çok çözümsüzlüğe sürüklenir. Ne demişler; “ Öğüt veren çok olur, ekmek veren az olur” Dağdaki silahlar yakıldı. Bağdaki ayrıştırıcı, kışkırtırcı, zihniyetler de yakılmalıdır ki; Bu süreç sağlıklı ve memnun edici, söz, davranış ve uygulamalarla hayata ve yaşama geçirilebilsin. Bu nedenle diyorum ki; Bu sürece ve barışa balta vurmayalım. Eğer vurulacak bir balta varsa, bu balta barışa ve çözüme değil, Bu sürece ve barışa çomak sokmak isteyen zihniyetlere vurulmalıdır.
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği.
BARIŞI BALTALAMAYALIM
Yayınlanma :
21.08.2025 12:30
Güncelleme
: 21.08.2025 12:30
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: