Cahil bir gencin hırsa kapılıp arabasını tartıştığı gençlerin
üzerine sürerek iki kardeşin ölümüne yol açması ve bu olayı bahane
ederek doğu kökenli vatandaşlarımızın evlerine ve işyerlerine
saldırılması kabul edilecek bir davranış değildir.
Milletimizi biri birine düşürmek, etnik çatışma çıkarmak, vatanımızı bölmek ve böylece bize hükmetme planlarını daha rahat uygulamak isteyen dış güçler, yıllardır bu sinsi emellerini gerçekleştirmek için gayret etmektedirler.
Her türlü yola başvurmuşlardır. Fakat yinede milletimizi karşı karşıya getirmeye güçleri yetmemiştir. Bölücü Terör örgütünün zulmünden kaçan Güneydoğulu vatandaşlarımız, Batı şehirlerindeki kardeşlerine doğru koşmuşlardır. Bu gayet normaldir. Bu ülke hepimizindir. Hakkâri’de, Şırnak’ta canı yanan bir vatandaşımızın acısını içimizde hissetmezsek millet olma vasfını kaybetmişiz demektir. Marmara Depreminde, Yolova’da, Adapazarı’nda insanlarımızın enkaz altında kalmaları Diyarbakırlıların, Batman’lıların yüreğini yaralamadığını iddia etmek mümkün müdür?
Altın ova’da evi veya işyeri taşlanan Güney doğu’lu bir vatan daşımızın Nevşehirli Mustafa’nın dayısı, Çankırılı Osman’ın teyze si veya Trabzonlu Temel’in dedesi olmadığından emin misiniz? Kim kimi taşlıyor. Kim kimi nereden kovuyor. Siz çıldırdınız mı?
Doğrudur, Bu ülkeye saldıran, devletimizi bölmek isteyen, güvenlik güçlerimizi şehit eden bölücü Terör örgütü vardır. Siz zannediyor musunuz ki, bunlar Kürt halkının menfaatini savunanlardır. Asla. Onlar Türk Devletine ve Milletine karşı tarihte yapılan yüzlerce saldırıda olduğu gibi kullanılan zavallılardır. Bu devlet ve bu millet var oldukça bu saldırılarda bitmeyecektir. Fakat çirkin emellerine de hiçbir zaman ulaşamayacaklardır.
Daha dün şehit düşen 15 fidanımızın doğum yerlerine bir bakınız lütfen. Diyarba kırlı Hakkı ARAN, Siirtli Davut İLBAŞ, Osmaniyeli Selçuk CAN birlikte içmediler mi şahadet şerbetini.
Birliği mize beraberli ğimize karşı kurulan tuzaklara çok dikkat etmek durumundayız. İnsanları guruplara bölmek, etnik yapısına, kökenine göre değerlendirmek yasalarımıza göre suç olduğu gibi, çağ dışı bir yaklaşımdır. Bu tür uygulamalar cahiliye devrinde ve üçüncü dünya ülkelerinde görülür. Siyasi çıkarları uğruna insanımıza siz şu guruptansınız, siz de falan etnik yapıdansınız gibi yaklaşanlar olabilir. Bunun bize ne faydası var. Onlara fırsat vermeyelim.
Burası Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Ulu Önderin ifade ettiği gibi “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” Ne bu ülkeyi bölmeye, ne de kardeşliğimize halel getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Gürcistan’ın başına gelenler küçük ve güçsüz ülke olmasından dolayıdır. Ey büyük ve güçlü Türkiye’nin aziz milleti, aklımızı başımıza alalım. Bizi de önce küçültüp sonra yutmak istiyorlar. Kenetlenelim, güçlenelim. Dostlarımızı sevindirelim, düşmanlarımızı değil. Bu ülke hepimize yeter.
Milletimizi biri birine düşürmek, etnik çatışma çıkarmak, vatanımızı bölmek ve böylece bize hükmetme planlarını daha rahat uygulamak isteyen dış güçler, yıllardır bu sinsi emellerini gerçekleştirmek için gayret etmektedirler.
Her türlü yola başvurmuşlardır. Fakat yinede milletimizi karşı karşıya getirmeye güçleri yetmemiştir. Bölücü Terör örgütünün zulmünden kaçan Güneydoğulu vatandaşlarımız, Batı şehirlerindeki kardeşlerine doğru koşmuşlardır. Bu gayet normaldir. Bu ülke hepimizindir. Hakkâri’de, Şırnak’ta canı yanan bir vatandaşımızın acısını içimizde hissetmezsek millet olma vasfını kaybetmişiz demektir. Marmara Depreminde, Yolova’da, Adapazarı’nda insanlarımızın enkaz altında kalmaları Diyarbakırlıların, Batman’lıların yüreğini yaralamadığını iddia etmek mümkün müdür?
Altın ova’da evi veya işyeri taşlanan Güney doğu’lu bir vatan daşımızın Nevşehirli Mustafa’nın dayısı, Çankırılı Osman’ın teyze si veya Trabzonlu Temel’in dedesi olmadığından emin misiniz? Kim kimi taşlıyor. Kim kimi nereden kovuyor. Siz çıldırdınız mı?
Doğrudur, Bu ülkeye saldıran, devletimizi bölmek isteyen, güvenlik güçlerimizi şehit eden bölücü Terör örgütü vardır. Siz zannediyor musunuz ki, bunlar Kürt halkının menfaatini savunanlardır. Asla. Onlar Türk Devletine ve Milletine karşı tarihte yapılan yüzlerce saldırıda olduğu gibi kullanılan zavallılardır. Bu devlet ve bu millet var oldukça bu saldırılarda bitmeyecektir. Fakat çirkin emellerine de hiçbir zaman ulaşamayacaklardır.
Daha dün şehit düşen 15 fidanımızın doğum yerlerine bir bakınız lütfen. Diyarba kırlı Hakkı ARAN, Siirtli Davut İLBAŞ, Osmaniyeli Selçuk CAN birlikte içmediler mi şahadet şerbetini.
Birliği mize beraberli ğimize karşı kurulan tuzaklara çok dikkat etmek durumundayız. İnsanları guruplara bölmek, etnik yapısına, kökenine göre değerlendirmek yasalarımıza göre suç olduğu gibi, çağ dışı bir yaklaşımdır. Bu tür uygulamalar cahiliye devrinde ve üçüncü dünya ülkelerinde görülür. Siyasi çıkarları uğruna insanımıza siz şu guruptansınız, siz de falan etnik yapıdansınız gibi yaklaşanlar olabilir. Bunun bize ne faydası var. Onlara fırsat vermeyelim.
Burası Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Ulu Önderin ifade ettiği gibi “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” Ne bu ülkeyi bölmeye, ne de kardeşliğimize halel getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Gürcistan’ın başına gelenler küçük ve güçsüz ülke olmasından dolayıdır. Ey büyük ve güçlü Türkiye’nin aziz milleti, aklımızı başımıza alalım. Bizi de önce küçültüp sonra yutmak istiyorlar. Kenetlenelim, güçlenelim. Dostlarımızı sevindirelim, düşmanlarımızı değil. Bu ülke hepimize yeter.