Bu insanların birbirlerine olan saygı ve sevgisinin yanı sıra hayvanlara, doğaya ve çevreye karşı olan adalet duygusu da çok yüksekmiş. Bu diyar, "çiçekler ülkesi" olarak da adlandırılırmış. Hatta Hz. Nuh Peygamber'in, tufan sonrası zulme, küfre ve günaha bulaşmış kavimden kurtulmak için masum insanları gemiye alıp yeni bir başlangıç için özellikle bu toprakları tercih ettiği, rivayetler arasında yer alırmış.Rivayete göre, Tanrı tarafından bu iyi insanlara Ağrı Dağı ile Aras Nehri arasında, içinden ırmakların aktığı, rengârenk kelebeklerin ve kuşların uçuştuğu, binlerce çeşit çiçeğin açtığı, yaz kış meyvesi bitmeyen kayısı ağaçları ve birçok yabani meyveyle birlikte kurtla kuzunun birlikte oynadığı bir cennet bahçesi bahşedilmiş. Bu hikaye, kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa anlatılırmış.Ancak zamanla çevreye ve tabiata karşı olan adalet duygusunun azalması sonucunda, Ağrı Dağı'nın gazaplanarak sarsılmasıyla bu cennet bahçesinin toprak altına çekilerek kaybolduğuna inanılırmış.Mitolojiye göre, Iğdır, Nahçıvan, Erivan, Van ve Tebriz yöresinde, kısacası Ağrı Dağı'nın dört bir yanında yaşayan insanlarda İrem (Cennet) Bağlarıyla ilgili yaygın bir inanç vardır. Hangi dinden, dünya görüşünden, yaşam tarzından ve inanıştan olursa olsun, bu dağın etrafında yaşayan tüm insanlar doğaya ve birbirlerine karşı adil oldukları zaman, bu "Cennet Bahçesi"nin yüce yaratan tarafından onlara yeniden bahşedileceğine inanırlar.Iğdır, Nahçıvan, Erivan, Van ve Tebriz bölgelerinde Nevruz kutlamaları kapsamında geleneksel olarak her yıl yapılan, "Tabiat Günü" olarak da adlandırılan “Tabiatla Barış Bayramı” bu inanca verilebilecek en belirgin örneklerden biridir. Nevruz Bayramı’nın yedinci ve son aşaması olan bu bayramın ritüelleri, hem doğaya hem de tüm canlılara duyulan sevgiyle birebir örtüşmektedir.
Araştırmacı : Coşkun OluzAli Polat
Araştırmacı : Coşkun OluzAli Polat
Çok teşekkürler bilgi için