eskiden prinç üretiminin en yoğun olduğu yer olarak bilinmektedir
piknik ve mesire yeri olarak gidebileceğiniz en güzel yerlerden biridir.
TUZLUCA MESİRE YERLERİ: Doğu Karadeniz yaylalarını andıran bu
ilçemizde doğal güzelliklere , tabi su kaynaklarına, zengin çiçek
çeşitlerine balık ,yabani hayvan türleri, işlenmiş taş parçaları ve
tarihi kalıntılara rastlamanız mümkündür. bunları Hamurkesen Kelekli,
Çiçekli, Üçkaya(Ekerek) Gaziler Demirsıkan, Tuzluca tuz mağaraları,
Tekaltı dağı, Karataş, köroğlu mağarası ve setterhan tepesi olarak
sıralayabiliriz..
DÜNYA DİNLERİNİN ANASI IĞDIR AĞRI DAĞI : Müslüman , Hiristiyan,
Katolik, Zerdüşt, Ateşperest gibi bir çok dinin ve medeniyetlerin
merkezi olarak bilinen Ağrı Dağı, çeşitli geleneklerde farklı şekilde
adlandırılmıştır. Yakut dilinde “Ağr”, Selçuklu Türkleri’nde “Eğri
Dağ”, bazen de “Ağır Dağ”, İranlı’larda “Kûh-ı Nûh”, Araplar’da Büyük
Ağrı’ya “Cebelü’l-hâris”, Küçük Ağrı’ya ise “Cebelü’l-huveyris”
isimleri verilmiştir. Ermeniler bu dağa “Massis” veya “Masik” derken,
bu dağın dört bir etrafında asırlardan beri yaşayan (Tebriz Maku
Nahçivan Erivan, Kars, Iğdır) gibi eski Azerbaycan Türkleri bu dağ çift
olduğu için karı kocaya benzeterek büyüğüne ER (koca) küçüğüne ise
AVRAT (arvat) ERARVAT yani karıkoca ismini vermişlerdir, Batı
coğrafyacıları bu dağa “Ararat”demektedirler.
MÖ Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak kabul edilen ve
Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in (Tevrat) beş
kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle geçmektedir: “Ve
gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine
oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi de, Tevrat’ta
geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından
kaynaklanmıştır.
ARAS NEHRİ: Yörede bu nehirle ilgili çeşitli efsaneler
anlatılmaktadır. kimi yazarlar asırlar boyu tek dili konuşan bu
coğrafyayı tek vucuda benzeterek Aras nehrini ise bu vucudun kan
damarlarına benzetmiştir, kimi şairler onu ayrılıkçı vaist olmakla
suçlamış, kimileride arası birbirinden ayrı düşen halkların göz
yaşlarının oluşturduğu kutsal bir nehir olarak nitelendirmişlerdir.
bölge halkı özelikle culfa nahçivan bölgesinde yaşayan halk her yıl
Nevruz bayramında bu nehrin etrafında toplanarak bayramlaşıp hasret
giderirler, bu geleneğin geçmişten yakın günümüze kadar hala Dize
köyü il Erivanın halçalı köyü arasında Aras nehri sed üzerindede
yaşatıldığı söylenmektedir.
ZERDÜŞ TAPINAĞI: Ağrı dağı korhan yaylası mevki Ahura buzulu
aşağısında bu tarihi yapıtlara sıkça rastlamanız mümkündür, yapıtlar
hakkında resmi kaynaklarda herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmamakta
olup, yöre halkı tarafından eski ateşperest Türklerden kalma zerdüşt
tapınma merkezleri olarak adlandırılmaktadır,
ZERDÜŞTLÜK: Dinler arasında, tek tanrı inanışına yer vermesi
bakımından, en dikkat çekicisi Zerdüştilik 'tir. Bu din, adını
kurucusundan alır. Bu dine, dayandığı tek tanrı Ahura Mazdah 'a
nispeten “Mazdeizm” de denir, zerdüştlük dinini kısaca 3 kelimeyle
özetlemek mümkündür İyi düşün, İyi konuş, İyi işler yap. Zerdüştlerin
sayısı Bugün 40.000 'ni İran 100.000 'i Hindistan 'da olmak üzere
yaklaşık 200.000 kadar olup geriye kalan büyük bölümü İngiltere, ABD,
Pakistan, Kanada’da yaşamaktadır. Zerdüşt 'ün doğumu, M.Ö. 570 olarak
tahmin edilmektedir. Zerdüşt, İran dinleri üzerinde önemli bir etki
bırakmıştır. Tektanrılı bir inanç telkin ettiği için onu bir peygamber
olarak kabul edenler bulunduğu gibi, ona bir hakim veya şaman olarak
bakanlar da vardır. Gatha 'lar diye adlandırılan kutsal metinler ona
dayandırılır.
Zerdüşt, Yüce Tanrı olarak telkin ettiği Ahura Mazdah ile yakın
irtibatı bulunduğunu ilan etti. Ona göre alemlerde mücadele eden,
İyilik ve Kötülük diye adlandırılan iki asli ruh (ilkine “Spenta
Mainyu”, ikincisine “Angra Mainyu” denilir) var idi. Ahura Mazdah 'ın
bu iki ruhla alakasını bugün pek iyi bilemesek de O, iyilikle
beraberdir. İnsanoğlu, bu iki ruh arasından birini seçmeye mecburdur ve
seçimi onun kaderini etkileyecektir.
KOÇBAŞLI MEZAR TAŞLARI: Hemen hemen Iğdır Ovası''ndaki bütün eski
mezarlıklarda bulunan koç başlı mezarlar, Karakoyunlu-lar döneminden
kalmadır. Bu mezar taşları yiğit ve kahraman kişiler ile genç yaşta
ölen delikanlıların mezarlarına dikilirdi. ığdır mezarlıklarında
gördüğümüz bu tarihi mezar taşları ayrıca karakoyunlu melekli taşburun
dize cennetabat yaycı küllük hakmehmet kuzeyden kasımcan oba alikamerli
amarat necefali kadıkışlak Akyumak gibi küylerimizin yanısıra nahçivan
ve tebriz bölgelerinde rastlamak mümkündür.
KORHAN METEOR ÇUKURLARI : ığdır il merkezinden yaklaşık 35 km
uzaklıkta Karakoyunlu Korhan yaylası sınırları içerisinde yer alan bu 3
çukur göktaşının düşmesiyle meydana gelmiş önemli bir cazibe
merkezidir. Çukurların etrafında bir çok işlenmiş taşlar ve ateşperest
Türklerden kalma bir çok zerdüş tapınma merkezine rastlamanız
mümkündür, zengin doğa manzarasıyla ve dünyanın hiçbir yerinde
rastlayamayacağınız çiçek florasıyla bir renk cümbüşü olan bu yer aynı
anda üç devleti görme (iran,nahçivan,ermenistan gibi) imkanıda sunuyor
sizlere fotoğraf düşkünleri ve yürüyüşü sevenler içinde ideal bir yerdir
AHURA ÖREN YERİ : Dünya dinlerinin anası olarakta adlandırılan Ağrı
Dağı, eteklerinde bulunan Ahura (Yenidoğan), günümüzden 2200 yıl önce
Artaksiyaslılaf tarafından bir dini ibadet merkezi olarak kurulmuştur.
Ancak; 1840''ta meydana gelen deprem nedeniyle, dağdan yuvarlanan büyük
kayalar ve çamur, köyü örterek yok etmiştir. Burada, halen eski
değirmen taşları su ve sandık tağlarla birlikte eski bir köy yerleşim
mezarlığı bulunmaktadır.
IĞDIR ANIT VE MÜZESİ : 01 AĞUSTOS - 1997 tarihinde yapımına
başlanmış ve 05 EKİM 1999 tarihinde açılışı yapılmıştır. 1.3 Hektar
alan üzerine oturtulmuştur. Yerden yüksekliği 43.50 metredir. Halen
Türkiye’nin en yüksek Anıtıdır. Alt kısmı 350 m alanı ile Müze üst
kısımı 5 kılıçtan oluşan Anıttan ibarettir.Anıtın kılıçlarının
granitleri Çin’den, diğer mermer, granit, taş, seramik gibi malzemeler
Türkiye’nin diğer bölgelerinden getirilmiştir.Çanakkaledeki Şehitlik
Anıtı ile, paralellik arz eder. En eski Türk Devletinden
Cumhuriyetimize kadar geçen evre kılıçların kabzalarında tunç döküm
rölyeflerle anlatılmaya çalışılmıştır.Arkasındaki Ağrı Dağı ile bir
tablo oluşturur. Müzede; 1915-1918 tarihleri arasında Bölgede yaşayan
Ermeni vahşetinden geriye kalan ve toplu mezarlardan çıkarılan
belgeler, fotoğraflar ve diğer metaryeller sergilenmektedir.
IĞDIR KORGANI (KALESİ) Kale, Büyük Ağrı Dağı'nın
eteklerindebulunmaktadır. Savunmaya elverişli sarp kayalıklar üzerinde
ve kervan ticaret yolununen iyi şekilde kontrol altında tutulabileceği
bir konumda yer alan Iğdır Korganı,XI. yüzyılda Oğuz Türkleri
tarafından kurulmuştur. Dağ yamaçlarında "KızKalesi" ve onun 200 m.
kadar aşağısında "Oğlan Kalesi" adı verileniki kale kalıntısı
bulunmaktadır. Sürmeliden Büyük Ağrı Dağı'na doğru gidenilk çağın
kervan yolu, bu iki kale arasından geçer ve Ahura yönünde uzanarakKüçük
ve Büyük Ağrı Dağları arasındaki Serdarbulak Geçidi'nden
Beyazıt'a(Doğubeyazıt) doğru giderdi. Iğdır Korga-nı'nda, o devirlerden
kalma bir değirmenharabesi de bulunmaktadır.
Iğdır AKUD
Yorumlar
Kalan Karakter: