Başkanlığını Emekli Büyük Elçi Hulusi Kılıç’ın yaptığı kongreye Türkiye’den ve Yurt dışından çok sayıda akademisyen katıldı. Kongre Katılımcıları arasında Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mahire Hüseyinova, Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Diğdem Siyez ve Azerbaycan Milletvekili Gülşen Paşayeva’da birer konuşma yaparak, kongreye katılım sağladılar.
Öğretim Görevlisi Sözer AKYILDIRIM tebliğinde özetle şunları söyledi:
Doğu Anadolu bölgesi, tarihimize 93 harbi olarak geçen, Osmanlı-Rus harbinde (1877-1878) uzun yıllar Rus işgal altında kalmış, birinci dünya savaşı sonrasında Rusya’da Sosyalist Ekim Devrimi gerçekleşince, Rus, ordusu topraklarımızdan çekilmiştir. Anadolu’da bağımsız Ermenistan kurma düşüncesinde olan Ermeniler batılı Emperyalist devletlerin desteğini de alarak silahlandılar. Yüzlerce sene Türk milleti ile iyi komşuluk ilişkileri içinde olan Ermeniler silahlı çeteleriyle Doğu Anadolu bölgesinde Şehirleri, kasabaları, köyleri bastılar. Türklerin yaşadıkları yerler yağmalandı, yakıldı, insanlar acımazsızca vahşice katledildiler. Iğdır’da, Revanda, Nahçıvan’da binlerce insan yerlerinden yurtlarından sürüldü. Kimisi ailesinin tümünü kaybetti, kimileri yalnız ve çaresizce yolunu ve yönünü bilemden kaçtı. Sağ kalmayı başaranlar Güney Azerbaycan’a sığındılar, kimileri de Aras nehrinin sularında kayboldular. Bu kara yıllar tarihimize kaça kaç olarak geçmiştir.
Doğu Harekâtı, TBMM’nin askeri ve diplomatik meşrutiyetini pekiştiren dönüm noktasıdır. Kazım Karabekir Paşanın Doğu Cephesinde zafer kazanması ile Ankara hükümeti kuvvetlerini Batı Cephesine kaydırmıştır. Kazım Karabekir Paşa ve TBMM Orduları komutasında Ermeniler bölgeden temizlenmiş, düşman Aras nehrinin dışına atılmış aynı Zamanda Nahçıvan’daki soydaşlarımızda Ermeni Çetecilerin katliamından kurtarılmıştır
Sarıkamış-Kars -Gümrü hattındaki Türk Ordusunun Zaferi, 3 Aralık 1920 tarihli Gümrü Antlaşması akabinde Moskova (16 Mart 1921) ve Kars (13 Ekim 1921) antlaşmalarıyla Doğu sınırı milletlerarası anlaşmalarla teyit edilmiştir. Ermenilerin yenilgisi, Doğu Anadolu’da yaşayanların özgürlüklerine kavuşması, Millî Mücadelenin stratejik dengesini Anadolu lehine kalıcı biçimde değiştirmiştir. Böylece, doğuda güvenli bir arka bölge oluşturulmuş; lojistik akış, asker sevki ve siyasal tanınma süreçleri aynı eksende ilerleyebilir hale gelmiştir.




