Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "6 Şubat sabahı gözyaşları içerisinde evladını, çocuğunu, yakınını kaybeden annelerimizin oradaki babalarımızın hüzünlerini bugün o teslim ettiğimiz Aralık ayında teslim edeceğimiz 500 bin konutla birlikte o hüznün yerini sevinci, o üzüntünün yerini kucaklaşmanın kardeşliğin aldığını hep birlikte göreceğiz. Biz orada 500 bin konutu değil 600 bini de aşan yeni yuvayı teslim etmek için gün sayıyoruz. Biz orada şu an sosyal konutlarıyla birlikte sosyal konutlarıyla birlikte 680 bin konut yapıyoruz" dedi.
Bakan Kurum, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı.
Kurum, depremi siyaset konusu yapmanın kaybedilen vatandaşlara da, yeni yuvalarına kavuşan vatandaşlara da hürmetsizlik olduğunun altını çizerek, "Şu ana kadar teslim ettiğimiz 350 bin konutu bir ay sonra tamamlanacak 453 binden fazla konutuyla, iş yeriyle, sosyal donatısıyla teslim edilecek. Yuvaları yok sayan sözler o eserleri inşa eden işte bu arkamda oturan gece gündüz ailesinden sevdiklerinden ayrı 200 bin mimarla, mühendisle, işçiyle gece gündüz çalışan işçinin emeğine haksızlıktır, saygısızlıktır. Afetin ilk gününden itibaren de biz bir taraftan işlerle uğraştık, bir taraftan çalışmalar yaptık, bir taraftan da bu algılara, bu yalanlara cevap vermeye gayret gösterdik. Afet’in ilk gününden bu yana ne yapıldı ve sonuçta ne oldu? Ben size kitabın ortasından söyleyeyim. Deprem olunca işte şimdi bittiler dediler. Bu enkazın altında kalırlar dediler. Yapamazlar, bitiremezler dediler. Ama hamdolsun işte bu arkadaşlarımla orada yaşayan 14 milyon afetzede kardeşimizle el ele verdik. Hamdolsun konutlarımızı bitirdik. Teslim ettik. 6 Şubat sabahı gözyaşları içerisinde evladını, çocuğunu, yakınını kaybeden annelerimizin oradaki babalarımızın hüzünlerini bugün o teslim ettiğimiz Aralık ayında teslim edeceğimiz 500 bin konutla birlikte o hüznün yerini sevinci, o üzüntünün yerini kucaklaşmanın kardeşliğin aldığını hep birlikte göreceğiz. Biz orada 500 bin konutu değil 600 bini de aşan yeni yuvayı teslim etmek için gün sayıyoruz. Biz orada şu an sosyal konutlarıyla birlikte sosyal konutlarıyla birlikte 680 bin konut yapıyoruz" dedi.
"Yıl sonunda da hak sahiplerimizin tamamı evlerine geçecek"
Konteyner kentlerle ilgili olarak Kurum, "Şu an hali hazırda konteyner kentlerde kalan hak sahibi vatandaşımız 41 bin. Bu vatandaşlarımızın 29 bin 900’üne ev çıkmış. Ancak ev çıkmasına rağmen belli sebeplerden ötürü ama oradaki komşuluk ama oradaki ihtiyaçlar belli sebeplerden ötürü kendi tercihleriyle veya başka nedenlerle evlerine geçmiyorlar. Yani bu ne demek? 30 bin deseniz orada oturan sadece ve sadece 11 bin hak sahibi var. Diğerleri kiracı, ihtiyaç sahibi. Ne yapalım? Onları sokağa mı atalım? O evler teslim edildikçe şu an Adıyaman’da kira 8 bin liraya dolaşıyor. Kilis’te 7 bin lira. Gaziantep’te 8-10 bin lira. Osmaniye’de Hatay’da yeni teslim edilen konutlarla birlikte 8 bin liralara düşüyor. Ve vatandaşımız konutlar bittikçe yerleşiyor. Yıl sonunda da hak sahiplerimizin tamamı evlerine geçecek" ifadelerini kullandı.
"Rezerv alan bölge için bir seçenek değil, zaruriyettir, zorunluluktur"
Kurum rezerv alan konusunda, "Rezerv alan bölge için bir seçenek değil, zaruriyettir, zorunluluktur. Çünkü siz eğer rezerv alanda iş yapmazsanız o şehri yok edersiniz. Antakya kalmaz. Adıyaman kalmaz. Malatya kalmaz. Biz çok rahat bir şekilde şehrin dışında bunları yapabilir miyiz? Biz zoru seçtik. Çünkü o şehirleri tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle hep birlikte ayağa kaldıracağız dedik. O yüzden de zor olanı yapmak her babayiğidin harcı değildi. Biz hamdolsun o zor alanı başardık. Milletimizle birlikte başardık. Devletimizin araziyi yolları belli, mevzuat da belli. Biz vatandaşımızın istediği alanlarda hiç kimseye zorla rezerv alan ilan etmiyoruz. Zorla da orada iş yapmıyoruz. Çoğunluk ne diyorsa çoğunluğa uyuyoruz. Ve istemedikleri hiçbir alanda da projemiz gerçekleşmiyor" şeklinde konuştu.




