Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkez binasında düzenlenen AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı Eğitim Programı’na katıldı.

Erdoğan, hem düşünen hem proje üreten hem de ürettiği projeyi uygulayan, sözlerini lafta ve rafta bırakmayan bir kadro olduklarını söyleyerek, sadece Türkiye’yi düşündüklerini, Türkiye’nin menfaatleri için mücadele ettiklerini ve Türkiye’nin geleceğini inşa ettiklerini söyledi.

Küresel ekonominin koronavirüs salgınıyla yaşadığı şokun etkilerini hala atlatamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ticaret zincirinin kırılan halkaları henüz tam manasıyla onarılamadı. Dünyada bir ara son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon ile üretim ve istihdam meselesi birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ediyor. Batılı ülkeler dahil pek çok yerde enflasyonun endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyemeyiz. Nitekim bunun işaretlerini yapılan açıklamalarda yakinen görüyoruz. Enflasyonla mücadelede belli bir aşama kaydeden ülkeler dahi, tedbiri, temkini ve teyakkuz halini elden bırakmıyor. Buna bizim coğrafyamızda yaşanan sıcak çatışmaları da eklemek gerekir. Dördüncü yılına yaklaşan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın ekonomi ve finans piyasalarında yol açtığı tedirginliği hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde Amerika ile Çin arasında son günlerde tekrar kızışan tarife gerilimi de küresel ekonomi üzerinde ilave bir baskı oluşturuyor. Türkiye olarak işte böyle bir atmosferde hem ülkemizi çatışmalardan uzak tutmaya hem 6 Şubat felaketinin yaralarını sarmaya hem de ekonomide belirlediğimiz hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

"İmzaladığımız dörtlü deklarasyonun bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni bir kilometre taşı olmasını ümit ediyorum"

Gazze soykırımını durdurma noktasında dün önemli bir adım atıldığını ve liderler olarak Şarm eş Şeyh’te güçlü bir irade ortaya koyduklarını söyleyen Erdoğan, "ABD Başkanı Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Katar Emiri Şeyh Temim’le birlikte imzaladığımız dörtlü deklarasyonun bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni bir kilometre taşı olmasını ümit ediyorum. Hamdolsun, bugün Gazze’de buruk da olsa çocukların yüzleri gülüyor. Hamdolsun yardım görevlileri şükür secdesi yapıyor. Anneler 2 yıl sonra ilk defa çocuklarını sokağa yukarıdan bomba yağar korkusu olmadan gönderebiliyor. Sadece bunları görmek bile bizim için bahtiyarlıktır. Elbette bunları söylerken şu gerçeği de unutmuyoruz; geride 68 bin şehit, 170 binden fazla yaralı, yıkılmış şehirler, paramparça olmuş hayatlar, yetim ve öksüz çocuklar bırakan soykırımın yol açtığı tahribatı ortadan kaldırmak belki de hiçbir zaman mümkün olmayacak. Annesi, babası ve kardeşi gözlerinin önünde canice katledilen o masum yavrular hayatları boyunca bunun ızdırabını hep yüreklerinde hissedecek" değerlendirmesinde bulundu.

"2 yıllık acının, katliamın ve zulmün ardından Gazze’de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli buluyoruz"

Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılmasının muhtemelen uzun yıllar süreceğini kaydeden Erdoğan, "Olayın inşa süresi bir de ihya süresi var. Türkiye’nin üzerine burada önemli görev düşüyor. Başta Amerika olmak üzere Körfez ülkeleri hep birlikte görüşecek, tartışacak, ne gibi adımlar atacağımızı karara bağlayacağız. 2 yıllık acının, katliamın ve zulmün ardından Gazze’de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli buluyoruz. Şimdi hep beraber Filistin’in yaralarını sarmamız, Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmamız ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmamız gerekiyor. Türkiye olarak bunun için çalışacak, bu anlayışla sürecin her aşamasını yakından takip edeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin istikbali için bu süreci sabırla, basiretle, dirayetle ve suhuletle yönetmeye gayret edeceğiz. Arzumuz dün atılan anlamlı adımın kalıcı ve adil bir barışla taçlanmasıdır. Hiç şüphesiz bunun tek yolu da 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen toprak bütünlüğüne sahip olan bir Filistin devletinin kurulmasıdır" açıklamasında bulundu.

"Bizim birinci önceliğimiz hayat pahalılığı sorununu kökten çözmektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimleri sonrasında uygulanan ekonomi programının etkilerinin görülmeye başlandığının altını çizerek, "Enflasyon başta olmak üzere birçok alanda kayda değer sonuçlar aldık. Şüphesiz önümüzde kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Bizim birinci önceliğimiz hayat pahalılığı sorununu kökten çözmektir. Kuraklık, zirai don ve bölgesel krizler gibi kontrolümüz dışındaki engellere rağmen hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Depremin yaralarını hızla sarmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar kamu olarak cari fiyatlarla 3,6 trilyon liralık yani yaklaşık 90 milyar dolarlık harcama yaptık. Geçen ay Malatya da 304 bininci afet konutumuzun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2025 yılı sonunda da toplamda 453 bin bağımsız bölümü teslim ederek deprem bölgemizi inşallah ayağa kaldırmış olacağız" dedi.

"Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak"

Fatih’te süpürgeli önlem: Hız yapan motosikletliyi durdurmaya çalışan yaşlı adamı böyle darp etti
Fatih’te süpürgeli önlem: Hız yapan motosikletliyi durdurmaya çalışan yaşlı adamı böyle darp etti
İçeriği Görüntüle

Yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatları ile ilgili de çok önemli bir projenin hayata geçirileceğini dile getiren Erdoğan, "Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Vatandaş gelsin kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün bunlara fırsat vermeyip devlet bu sosyal konutları kendisi kiraya verip inşallah samimi olarak ucuz kiralama sürecini biz başlatacağız. Yüzyılın Konut Projesi adını verdiğimiz bu çalışmayla 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Projemizde şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, 3 çocuğu olan ailelerimize, engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Bu projemizde Türkiye’de ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ’miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz. Sosyal konutların bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak bilhassa dar gelirli ailelerimize rahat bir nefes aldıracağız" ifadelerine yer verdi.

"Yaşanan her türlü sıkıntının, ihtiyacın, karşılaşılan her türlü zorluğun farkındayız"

Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklıklarındaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye’nin ekonomisinin büyümeyi sürdüreceğine değinen Erdoğan, "2025’in ilk yarısında yıllık büyümemiz yüzde 3,6 olarak gerçekleşti. Milli gelirimiz yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı. Üretim cephesinde zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı oldu. İmalat sanayimiz son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi. İşsizlik oranımız 28 aydır tek haneli seviyelerde. Bütün bunları umut verici rakamlar olarak görüyoruz. Bu süreçte reel sektörümüzün talep ve beklentilerine de kulaklarımızı asla tıkamıyoruz. Yaşanan her türlü sıkıntının, ihtiyacın, karşılaşılan her türlü zorluğun farkındayız. Ekonomik istikrar programımıza halel getirmeden bu talepleri karşılamaya büyük önem veriyoruz. Hükümet ve siyaset kurumu olarak bizim asli görevimiz sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır hep bunu yaptık, bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız" diye konuştu.

"Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliği giderek kaybediyor"

İktidar olarak sadece küresel ve bölgesel sınamalarla karşılaşmadıklarını söyleyen Erdoğan, "Bunlarla birlikte Türk ekonomisine çelme takmaya adeta ahdetmiş bir ana muhalefet partisi de var. Yolsuzluk operasyonları başlayınca beytülmale çöreklenmiş yankesicileri yargıdan kurtarmak için boykot diye bir şey uydurdular. Kendilerine destek vermeyen hangi marka, kurum, şirket ve basın yayın kuruluşu varsa hepsini bu boykot torbasının içine doldurdular. Mitinglerinde bu markaları yuhalatmaktan hedef göstermeye kadar akıl ve vicdanla bağdaşmayan her şeyi yaptılar. Fakat ne yaptılarsa muvaffak olamadılar. Ülkemiz genelindeki boykot çağrıları diğer bütün işleri gibi hep ellerinde patladı. Milletimiz bunların önünü arkasını düşünmeden yaptıkları ekonomiyi durdurma çağrılarına prim vermedi. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları milli markaları tehdit edip haraca bağlamakmış. Suç örgütleri ile haşır neşir ola ola iyice onlara benzemeye başladılar. Milletimiz artık bunların siyasi parti mi mafya mı olduğunu karıştırır oldu. Önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olur mu? Kendine destek vermeyen herkesi tetikçilerine linç ettiren bir siyasi parti olur mu? Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliği giderek kaybediyor. CHP yönetilmiyor, dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor. Kaptanın ise ne gemi ne de yolcular umurunda. O boş işlerle, boş gündemlerle günü kurtarmanın derdinde. Rakibimiz de olsa biz kimsenin böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Tam tersine biz rakibimizin kalite ve kalibremize uygun olmasını isteriz. Temennimiz CHP’nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır" şeklinde konuştu.

"Halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanını batı başkentlerinde yuhalatmanın adı siyaset değildir, muhalefet etmek hiç değildir"

"Yurtdışına gidince yabancılara kendi ülkelerini şikayet etme alışkanlığını bir türlü bırakamadılar" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Güya başka ülkeleri ziyaretlerinde ana muhalefet partisi gibi değil Türkiye partisi olarak hareket edeceklerdi ama kendi ağızlarından çıkan bu sözü bile tutmadılar. CHP Genel Başkanı’nın son ziyareti bu noktada kelimenin tam anlamıyla bir fecaat oldu. Şahsımızdan bağımsız olarak söylüyorum, bu ülkenin, halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanını batı başkentlerinde yoldaşlarına yuhalatmanın adı kusura bakmasın ama siyaset değildir, muhalefet etmek hiç değildir. Türkiye’nin ana muhalefet partisine ve liderine yakışan; bırakın böyle bir rezalete zemin hazırlamayı, tam aksine buna karşı siper olmaktır. İç siyaset ayrı, dış politika ayrıdır. İçeri ayrı, yurtdışı ayrıdır. Sayın Özel, bunun tefrikini yapmayı maalesef öğrenemedi. Akıl hocalarını değiştirmezse korkarım hiçbir zaman da öğrenemeyecek. İnşallah çok geç olmadan, kendini daha fazla rezil etmeden Türkiye’nin de irtibarına daha fazla zarar vermeden bunu öğrenme fırsatını bulur."

Kaynak: İHA