HZ.HUSEYİNİ ANMAK VE ANLAMAK
Aşura ve Muharrem ayı insanların bütün Müslümanların ortak acısıdır.
Aşura Peygamber Efendimizin torunu, Hz. Hüseyin ve aile efradının Kerbela çölünde feci bir şekilde katledilişlerinin yıldönümüdür.
Bu gün Hak ve batılın, zulüm ile mazlumun yüzleştiği gündür.
Peygamber efendimizin torunu Hz Hüseyin’in, Kerbela da 72 yakınıyla birlikte susuz bırakılarak şehit edilmesinin 1384. Yıldönümü olan aşura gününü ilimizde bir kere daha andık.
Her zaman olduğu gibi Muharrem ayı ile birlikte Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferi mezhebine mensup vatandaşlar için yas ayı başlamış oldu.
İnsanlar inançları gereği muharrem ayına Aşura’ya büyük bir ilgi ve saygı göstermeye devam ettiler…
Vatandaşlar Birlik ve beraberlik sergilediler. Fakat dini hocalar ve deste gurupları arasında birlik yoktu diyebilirim…!!
Demek ki birlik olmayı engelleyen unsurlar çok. Nedense Iğdır da yaşayan Hz. Hüseyin’e gözyaşı akıtanlar tek yumruk olamıyor..!
Bilge Kağan,” Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin!
“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir? ”Çinlilerin tatlı sözlerine ipekli kumaşlarınına kandınız ve Türk Milleti öldünüz”
İşte bunun için bölünmeyelim.…!!! Birlik olmalıyız. Birileri dini hocaların toplum üzerindeki etkinliğini, saygınlığını kırmak için, fitne fesatlık ortaya atarak onların birliğini bozmuştur diyebilirim…!!
10 gün süren Hz.Hüseyin’i anma yas töreninde beni ve çok sayıda vatandaşı rahatsız eden olaylarda vardı bu konuda çok sayı da telefon aldım Bu nedenle yazmaya karar verdim. Birincisi Iğdır’da yaşayan Ehli beyit dostları hiçbir zaman tarikatçı değildir. Olmamıştır. Hepsi laik vatanına bayrağına bağlı milliyetçi insanlardır. Son on yıldır hiçbir camiye dini hocaya bağlı olmayan kim tarafından kurulduğu bilinmeyen deste gurupları içinde tarikatçıların kullandığı kendilerinden geçmelerine neden olan hu çeker gibi hızlı hızlı soluyarak söylenen sözler, rap müziği andıran sözler büyük bir çoğunluğu rahatsız etmiştir.Şehir merkezinde köşe başlarına kurulan deste gurupları, ses cihazlarının çıkardığı gürültü….
Şu gerçeği bilelim ki, İslamiyet hoşgörü dinidir. Kimse kimseyi rahatsız etmez. Kimse senin gibi inanmaya, düşünmeye ve düşünceni paylaşmaya mecbur değildir. Mecbur değilse o zaman yollarda, kurulan ticari stantlarda destelerin hoparlörün sesini sonuna kadar açıp halkı rahatsız etmeye kimsenin hakkı yoktur. ..!!Hastalar, yaşlılar ve çocukların da rahatsız edilmeleri işin cabası. Ayrıca da Muharrem’in ruhuna aykırıdır. Diyebiliriz..!!
Muharrem’in ruhunda başkalarına fikir ve inancını dayatmak yoktur. Böyle davranış düpedüz cahilliğin ve öz güvenini kaybetmenin açık göstergesidir.
Mezarlıkta başvurma kan akıtma Ehli beyit dostlarına yakışmayan bir hareketti….!!
Artık bu geleneği ortadan kaldırmak lazım. Sağduyulu insanlar Kızılay çadırına giderek İmam Hüseyin aşkına kan verdiler. Yapılması gereken de buydu.
Hz. Hüseyin’i anmak onu anlamak, onun fikirlerini yaşatmak, yollarda, sokaklarda, şehrin her yerinde olmadık noktalarda yapılan tuhaf ve basit hareketler midir? Tabi ki asla..!!
Muharrem ayı matem ayıdır diyorsak işi işin ehline bırakmalıyız. Her cami kendi destesini kurmalı ve camilerde dini hocalar Hz.Hüseyin’i Kerbela olayını en iyi şekilde anlatmalıdır.
Birileri, yıllar evvel, camileri boşaltıp caddelere çıkmayı teşvik ettiklerinde bunun sakıncalarını o zaman bazı dini hocalar defalarca dile getirdi, ama birileri bir şey olmaz dediler ve şimdi camileri sokağa boşaltmanın ikiliği çıkarmanın, bölünmeyi gerçekleştirmenin keyfini sürüyorlar. Şimdi de sokaktaki deste guruplarının emri altındalar. Kimse söz geçiremiyor. Kimseyi dinlemiyorlar….!!
Amaçları bölmek parçalamak, İmam Hüseyin’in fikirlerini dik duruşunu gençlere öğretmemektir. Geçen yıl yapılanlar bazı yazar çizer ehli beyit aşığı kişileri de rahatsız etmişti .
Yazılar yazdılar. İmam Hüseyin’in yasını tutmak böyle olmaz aklınızı başka ülkelerin başkentlerine kiraya verenlerle beraber olamayız dediler.
Bazı kişilerle konuştum muharrem ayında aşırıya kaçanların “İNGİLİZ ŞİASI”olduklarını belirttiler.Ne kadar doğru bunlar kim bilmiyorum..!!
Bildiğim tek şey var Iğdır’da yaşayan Azerbaycan Türk’ü gençlerin insanların her geçen gün Türklükten uzaklaştırılıp cemaatleştirildikleridir. İnsanımızın “TÜRKLÜK GURUR VE ŞUURUNDAN, İSLAM AHLAK VE FAZİLETİNDEN” uzaklaştırılmalarıdır…!!
Buradan dini hocalara seslenerek diyorum ki, gelecek yıl camilerinizde kurulan deste guruplarına değişik bir şekilde ilahi, mersiye okumalarına izin vermeyin. Geleneksel Türkçe sözlerle deste gurupları sine vursunlar. Herkes anlasın İmam Hüseyin’i anlatsınlar. Zincirle dövünmeyi de ortadan kaldırırsanız çok iyi olur …
Burada amaç İmam Hüseyin’i anmaksa bilimsel bir şekilde analım. Kahramanlığını, efendiliğini, ahlakını, insancıllığını, İslamiyet’e katkısını zulme baş eğmediğini, dik duruşunu, anlatarak ona layık olalım. Hu çekerek, baş vurarak Hz.Hüseyin’e layık olamayız.Bize yakışanı en iyi şekilde yapalım yanlış anlaşılmalara yer vermeyelim üç beş gencin kafasına göre hareket etmesine de engel olalım.
Aslında dini hoca ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir komite de kurulabilir.. Yeter ki, birlik olunsun yeter ki insanlar nefislerini yensinler kibirden “Ben” demekten kurtulup “Biz” demeyi bilsinler….
Hz. Hüseyin’in davasının ciddiyet ve özelliğini deforme etmeden yapılmasına özen gösterilmeli ehliyetli ve konuyu anlayan kişilerce uygulanmalıdır ki gerçek hedefine ulaşsın. Yoksa emekler heba olur.
Çünkü Hz. Hüseyin’in hedefi, ticarete, şöhrete, çıkar elde etmeye, ün kazanmaya, müşteri bulmaya, birilerine yaranmaya kurban edilmeyecek kadar ulvi ve yüksek bir konudur. İşte o zaman Hz. Abbas (as) çarpar… .!!
Herkesim de ve her fıtratta bazı çıkarcı uyanıkları maalesef toplumu yanlış yerlere götürebiliyorlar. Ama ne yazık ki dinimizde yeri olmayan cemaatlerin ve bazı çıkar gruplarının gaye ve amaçları için insanları yanlışa sürüklediklerine şahit olmuşuz…
İmam Hüseyin’e, Ehlibeyt dostlarına, Türk’ e yakışır nice Muharrem ayına ve Aşura gününe dileği ile……Allah herkesin ibadetini kabul etsin…
