Evet, gittikçe çirkinleşen, kutuplaşan bir seçim atmosferine girmiş bulunuyoruz. Siyasi ve etnik silahlar çekilmiş, ırkçılık mermileri namlulara sürülmüş, ha bire sağa sola ateş edilmektedir. Umarım sıkılan bu mermilerin hep karavana olduğu 31 Mart akşamı anlaşılacaktır.
Tek siyasi sermayeleri ırkçılık olan siyasilerimiz, ne yazık ki içeride ve dışarıda, yıllardır yanan bu ateşi söndürmeye çaba sarf etmeleri gerekirken, ne acıdır ki bu ateşi daha da körükleyerek alevlendirmeye çalışmaktadırlar. Barış, huzur, sevgi ve hoşgörü içinde, dostça, kardeşçe bir seçim havası içinde yaşamak varken, bunca çirkinlik, ötekileştirme, siyasi ve sosyal kirlilik niye! Niye bu pervasız ve patavatsız, çirkin, hakaret dolu, sosyal medya davranışları niye? Niye ha niye?
Kırıcı ve yıkıcı olmaya, düşmanmış gibi davranmanın gereği yoktur. Ne demek Iğdırı ve Iğdır Belediyesini Kürtlerden kurtaracağız. Iğdırı gerçek sahiplerine teslim edeceğiz. Kimden kurtarıyorsunuz Iğdırı? Yunanlılardan mı, Fransızlardan mı, İngilizlerden mi, yoksa Ermenilerden mi? Söyleyin bakalım, kimden? Karabağ, Ağdam, Şuşa, Hocalı Ermeni zulmünden inim nim inlerken, sen kalkmış biz Iğdırı ve Iğdır Belediyesini Kürtlerden kurtaracağız diyorsun.
Sosyal medyada çarşaf çarşaf mesajlar yayınlıyorsun. Sizinle aynı kafada ve kirli, ırkçı düşüncede olan bazı Kürt gençleri de; Biz belediyeyi Azerilerden kurtardık, bundan sonra da onlara teslim etmeyeceğiz diyerek başka bir ırkçılık ve çirkinlik sergilemekteler. Bu gibi söz ve davranışlar toplumu barışa ve huzura değil, aksine huzursuzluğa ve güvensizliğe sürükler. Sözüm ona; Bu düşünceniz siyasi bir çirkinliktir, sosyal bir ayıptır, bindiğiniz dalı kesmektir.
Bu çirkin ve yakışıksız düşünce ve emellerinizi tüm Azeri ve Kürt toplumuna mal edemezsiniz ve onlar adına da asla söz sahibi olamazsınız. Bizim yereldeki ve hatta geneldeki siyasi kavgamız sen ben kavgası olmamalıdır. Dürüst olursak, paylaşımcı olursak, birbirimizi ötelemezsek, birbirimizin varlığını içimize sindirirsek, ha sen belediye başkanı olmuşsun ha ben, bunun bir önemi yok. Önemli olan geçmişten de dersler çıkararak, el ele, el birliği ile birlikte yaşadığımız, birlikte yaşlanacağımız, aynı toprağına birlikte gömüleceğimiz Iğdırımızı, barış, huzur ve yaşanabilir bir Iğdır olarak layık olduğu yere taşımak ve bizden sonra gelecek olan nesillere teslim etmek olmalıdır. Aksi durumda Iğdır sizlerin ve sizler gibi düşünenlerin karanlık düşüncelerinde sağa sola savrularak hep karanlıkta kalacaktır. Bu siyasi karanlığın tek sebebi de sizler gibi düşünenlerin ırkçılığıdır, şovenizmidir ve ötekileştirmeleridir.
Diyorum ya Belediye Başkanlığını ha Kürt Kazanmış ha Azeri bunun önemi yok, önemli olan halka hizmet götürmek, halka eşit hizmet sunumu ile onların mutluluğunu sağlama sorumluluğunu hissetmek olmalıdır. Kanımca bunun en iyi örneğini de Mevcut belediye başkanı Sayın Murat YİĞİT sergilemiştir. Seçilmiş olduğu siyasi partinin yereldeki tüm amaç ve düşüncelerini tarafsız ve art niyetsiz olarak Iğdır kamuoyunun hizmetine sunmuştur.
Geçmişteki belediyecilik anlayışı ve hizmeti ile mevcut belediyenin, belediyecilik ve hizmet anlayışını da siz Iğdırlıların vicdanına bırakıyorum. Yorum sizin.
