Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk Sonsuza Kadar Kalbimizde
Yıl 193∞... Çünkü Atatürk’ün ardında bıraktığı miras, bir takvimin içine sığmayacak kadar büyük, bir ömrün sınırlarını aşacak kadar derindir. Her 10 Kasım sabahı, saat 09.05’te yüreklerimizde aynı sızı, aynı sessizlik yankılanır.
Sirenler çalar, şehirler durur, gözler dolar... Ama o an yalnızca bir anma değil, bir yeniden hatırlayıştır: Biz kimin evlatlarıyız, kimin yolundan yürüyoruz?
Bazı insanlar vardır; yaşadıkları dönemle sınırlı kalmaz, fikirleriyle çağları aşar, milletiyle birlikte ölümsüzleşir. Mustafa Kemal Atatürk işte o insanlardandır.
O, yalnızca bir asker, bir devlet adamı değil; bir milletin kaderini değiştiren, “yeniden doğuşun” adı olmuştur.
Bugün, Türk milleti olarak nefes aldığımız özgürlük, yürüdüğümüz çağdaş yol, onun bize bıraktığı en büyük mirastır.
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir komutan, bir devlet adamı değil; bir milletin küllerinden yeniden doğmasını sağlayan ışığın adıdır.
O, umutların tükendiği yerde bile “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek sonsuzluğu bir millete emanet eden insandır.
Her 10 Kasım’da hüzünle karışık bir gurur dolar içimize. Çünkü onun ektiği tohumlar, bugün hâlâ özgürlüğün, bilimin, çağdaşlığın dallarında filizleniyor. Kadınların gülen yüzünde, çocukların özgürce okula koşuşunda, gençlerin geleceğe umutla bakışında hep o var. O’nun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet, kalbimizin en kıymetli emaneti olarak yaşamaya devam ediyor.
Atatürk’ü anmak, sadece geçmişe dönüp bakmak değildir; geleceğe onun gözleriyle bakabilmektir. Onun azmini, kararlılığını, aklın ve bilimin rehberliğini yaşatabilmektir. Her birimiz, bu ülkenin birer ışığı olarak, onun açtığı yolda yürüdüğümüz sürece Atatürk hep bizimle olacaktır.
Atatürk’ün en büyük armağanı, bir milletin kendi kaderini tayin etme iradesidir. Bugün özgürce düşünebiliyorsak, kendi dilimizde eğitim görebiliyorsak, kendi bayrağımız altında onurla yaşıyorsak, bunu onun vizyonuna borçluyuz.
O’nun bıraktığı her ilke, Türk milletine birer pusula oldu. “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle hem barışın hem insanlığın sesi oldu.
Aradan geçen yıllar, Atatürk’ün büyüklüğünü azaltmadı, aksine her geçen gün daha da büyüttü. Çünkü dünya değişse de, onun öğretileri zamansızdır.
O, yalnızca bir dönemin lideri değil; her çağın yol göstericisi, her Türk evladının gurur kaynağıdır.
Bugün yine saat 09.05’te saygıyla eğilirken, sadece bir lideri değil, bir fikirler bütününü, bir yaşam felsefesini, bir umudu anıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki; Mustafa Kemal Atatürk, sonsuza kadar kalbimizde yaşayacak.