Bir de sineması vardı, bu günkü belediyenin olduğu yerin bitişiğinde, yani, Merkez Karakolunun yanındaki boşluk! Hemen hemen herkesin bir hatırası vardır o sinemayla ilgili… Ayda bir tiyatro gelirdi Iğdır’a, hem de devlet tiyatrosu! Dudak büzmenize gerek yok sevgili gençler, inanmıyorsanız sorun babalarınıza, annelerinize… O sinemada sunulurdu gösteriler. Parası çok olanlar, ileri gelenler locada oturur, sade vatandaşlar da aşağıdaki deri koltuklarda oturur, gösterileri izlerlerdi. Haftanın belirli günleri bayanlara, diğer günler de erkeklere ayrılmıştı.
Sinemanın sahibi Ali Bey, yeni gelen filmlerin afişlerini bazen parası olmayan çocuklara, filmi parasız izleme karşılığında, bazen de sinemanın çalışanlarına, mahallelerde gezdirtirdi. Onlarda ; “Bu gün saat ikide Aras Sinemasında Yıldıray Çınarın…? ….. Filmi oynatılacaktıııırrr.” Diyerek bağırırlardı. Akın akın güle oynaya filmi izlemeye gelen kadınlar, filmin etkisinde kalıp ağlayarak çıkarlardı sinemanın kapısından. Hele filmin en heyecanlı yerinde, bir kopma olduğunda ya da ses kesildiğinde herkes bir ağızdan bağırırdı; “Ses ver Ali Bey ses veeerr.” Hey gidi günler, ne de güzeldi o günlerimiz… eşeği ile dolaşan Bala Hanımı ile, Deli Seferi ile, Erivanlı lokantacı Bayram Emisi ile, limonatacı Laz Alisi ile bir başka güzeldin Iğdır…
Şifa Eczanesinin bitişiğinde Bayram Eminin lokantası vardı. Özellikle akşamüstleri lokantanın önüne çıkardığı mangalının başında, bir yandan kebaplarını şişe dizerken bir yandan da bağırıyordu;
Ocakçıyam şişim yok
Kebapçıyam dişim yok
Bu dünyada keyf eyle
O dünyada işin yok
Bu kebaptan yemezsen
Demek senin aklın yok
Bir süre sonra sırtındaki süslü püslü, musluklu limonata damacanası ile oradan geçen Laz Ali, Bayram Eminin sözlerini duyunca bu sefer de o bağırıyordu…
Bunu yapan iki kişi
Biri erkek biri dişi
Usta yapar çırak satar
Satamazsam dayak atar
Paraları tıkır tıkır cebe atar
İç ağam iç, buz gibi limonatadan iiiiçç
Havası ile, suyu ile, o güzelim bahçeleri ile, çok renkli insanları ile, gezip dolaştığımız Iğdırımızdan eser kalmamış şimdi. Belki şehir karanlıkta idi, belki yollar tozlu, çamurlu idi, belki herkes tezek, odun yakıyordu ama ben gine de ahhh eski Iğdır diye hayıflanıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: