Hz. Hüseyin matemini yaşadığımız bu günlerde hepimizin içinde bir burukluk olduğu muhakkaktır... Iğdır Belediye Meydanına kurulan çadır, Aşura matemini her an hissetmemize vesile olmakta, Hz. Zeynep''i hatırlatmaktadır... Kerbelanın eşsiz ve kahraman Anası Zeynep, Hz. Hüseyin ve 72 Şühedanın şehadetinden sonra bütün yetimleri bir çadırda topladı. Elinde kılıç sabaha kadar kadın ve kızların başında nöbet tuttu... Bir ana düşünün ki, iki Oğlunu, Hz. Hüseyin, Hz. Abbas gibi kardeşlerini, Yiyenlerini ve yakınlarını şehit vermiş, ama geride kalanlara sahip çıkmak için dimdik ayakta duruyordu... O gece saçları ağaran, Heymesi-Çadırı yakılan Zeynep, haykırışıyla Kerbela’yı bu günlere taşıdı…
Kerbela hadisesinde Hz. Zeynep ismi beni en çok etkileyen isim olmuştur… Kadın başına üstlendiği görev tarif edilemez ölçülerdedir… Açlık ve susuzluktan perişan olan Kerbela şehitlerinin acısına mı yansın, geride kalan yetim, kimsesiz, çaresiz, aç ve yine susuz esirlere mi yansın Zeynep? Karşıdaki düşman acımasız, kadın, çocuk dinlemiyor… Hz. Hüseyin’in kızı Rugeyya’nin kulağındaki küpesini kulağını kopararak alıyor, Hz. Peygamber evlatlarına acımasız davranıyor, kırbaçlayarak Yezit’in sarayına götürüyorlardı…
Vahşi Muaviye’nin, Vahşi oğlu Yezit ve binlerce ordusu tarafından katledilen Hz. Hüseyin ve 72 yaveri 10 Muharrem Aşura günü Dünya Müslümanları tarafından dualarla anılacak, Yezit ve yandaşları da yine lanetle yad edileceklerdir…
Iğdır Gün Işığı Derneği tarafından geleneksel olarak Belediye Meydanında kurulan Çadır, Hz. Zeynep’in Kerbela da ki çadırını simgelemektedir…
Hz. Hüseyin ve beraberindekiler, Küfe’ye gitmek üzere vardıkları Kerbela çölünde, 1 Muharrem günü Yezit ve binlerce ordusu tarafından muhasaraya alınmış, Küfe yolcusu kervan yolları kesildiği için Fırat Nehri ‘ne de yakın olması hasebiyle Kerbela’da konaklamışlardır… Hz. Hüseyin ve beraberindekiler Kerbela’nın kızgın güneşinde muhasaraya alınmış, Fırat nehrinden su almalarına müsaade edilmemiştir… Susuz günlerin geçmek bilmediği günlerde Yezit, Hz. Hüseyin’e elçiler göndererek kendisine biat etmesini istemekteydi…
Hz. Hüseyin, Yezit’e biat etmeyeceğini belirtiyor, Yezit’in bir zülümkar olduğunu, Hz. Peygamber makamına yakışır işler yapmadığını, İslam’a zarar verdiğini söylüyordu… Hz. Hüseyin: “Madem öyle geri döneyim” dediğinde, Yezit: “Asla geri dönemezsin, ya biat edeceksin, ya da öleceksin” cevabı yolladı. Bunun üzerine Hz. Hüseyin: “Ceddim Resulullah’ın dini benim kanımla ayakta kalacaksa, ey kılıçlar doğrayın beni” diyerek savaş kararı aldı…
10 Muharrem Aşura günü Hz. Hüseyin’de Kahramanca savaşıp şehit olduktan sonra, tüm yetimleri bir araya toplayan Hz. Zeynep, yanan çadırları birbirine bağlayarak bir çadır oluşturdu ve yetim kadın ve kız çocuklarını orada muhafaza etmeye başladı…
1 Muharrem’den başlayarak 10 Muharrem Aşura gününe kadar, halk Akşam namazını müteakip Camiler’de hocaların günün anlam ve önemine ilişkin yaptıkları konuşmaları dinlemekte, camiler dağıldıktan sonra deste gurupları çadır etrafında toplanarak geç saatlere kadar ilahiler okuyup yas matemini idrak etmektedirler…
BAŞSAĞLIĞINA GELDİK
Cami programları bittikten sonra Çadıra gelen Hz. Hüseyin dostları bir anlamda, Hz. Hüseyin’in bacısı Hz. Zeynep’e başsağlığına gelmektedirler…
Tarifi olmayan bir acının dimdik ayakta duranı yalnızca Zeynep’ti… Çok ağır bir sorumluluk yüklenmişti Zeynep, hem yetimlere sahip çıkacak, hem de şehitlere… Daha da önemlisi esir olarak götürüldüğü her yerde Kerbela vakasını anlatacak ve günümüze kadar gelmesine vesile olacaktı…
1400 yıllık matemin bizlere ulaşmasına vesile Hz. Zeynep’e bir kez daha, bir kez daha baş eyiyorum…
Zeynep''in Heymesi
Cabbar Şıktaş
Yorumlar