İyilik… İnsan yüreğinde filizlenen, karşılık beklemeden yapılan en güzel davranışlardan biridir. Hayatım boyunca herkese yardım etmeye, el uzatmaya çalıştım. Karşılık beklemedim, teşekkür bile istemedim. Ama bazen iyilik ettiklerimden nankörlük gördüm. Yine de kalbim kırılmadı; çünkü biliyorum ki iyilik, yapanın yüreğini güzelleştirir.
Hayatta bazı şeyler vardır ki karşılık beklemeden yapılır… Adı iyiliktir.
Gün gelir bir tebessüm olur, gün gelir bir el uzatış… Ama bilirim ki, iyilik yapan kaybetmez; bazen hemen, bazen yıllar sonra karşılığını mutlaka alır.
Ben de ömrüm boyunca herkese yardım etmeye çalıştım. Karşılık beklemedim. İyilikten vazgeçmedim. Çünkü YÜREĞİM İREVANDA KALDI ROMANININ KAHRAMANI babaannem Seriye, bana hep şunu öğretti:
“Balam, kul bilmese Allah bilir. Unutma, Allah bilen yahcıdır.”
               Geçtiğimiz günlerde torunum parkta kaydıraktan üç metre yükseklikten düştü. Büyük bir panikle kucakladım, hastaneye yetiştirmeye çalışırken ben de yere kapaklandım. Tam o anda, adeta bir melek gibi Şengül isimli bir kadın yardıma koştu. Hastane hastane dolaştı, tam 5 saat yanımızdan ayrılmadı. İnanıyorum ki Allah onu bize gönderdi.
Yıllar önce ben de, kucağında çocuğuyla ağlayarak koşan bir kadını arabamla hastaneye yetiştirmiş, çocuğun havale geçirmesini önlemiştim. Belki de o gün ettiğim iyiliğin karşılığıydı bugün yaşadığım mucize… Torunum bu kazadan hiçbir zarar görmeden kurtuldu.
O yüzden diyorum ki; iyilik edin, hayır dua alın.
Bir gün o dua, karşınıza hayat kurtaran bir el olarak çıkar.
Bir hayır dua, yüzlerce kaza ve belayı def eder.
Bu süreçte yanımızda olan Dr. Alpaslan Erol’a, Mustafa Gülbetekin’e ve bizi arayıp soran tüm dost ve akrabalara gönülden teşekkür ediyorum.
İyilikten vazgeçmeyin… Çünkü sonunda hep iyiler kazanır.
Unutmayın…
İyilikten vazgeçmeyin.