Belediye İşçileri, Mobing, Taciz ve İddialar
Sevgili okuyucular,
Yerel seçimlerin ardından Iğdır’da hiç bitmeyen tartışma, belediyeye alınan işçiler konusudur. Kayyum belediye döneminde yaklaşık 300 işçi alımı gerçekleştirildi. 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde yapılan bu işçi alımları, çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.
Seçim öncesi işe alınamayan bazı kişiler, zengin çocuklarının işe alındığını iddia etti ve bu durum seçim sonuçlarını bile etkiledi. Seçim sonrası da devam eden bu tartışmalar, toplumda huzursuzluğa ve bölünmüşlüğe yol açtı. Şimdi ise kadınlarımızın ve çocuklarımızın taciz edildiği iddiaları gündemde.
Eğer bu kişiler gerçekten zengin çocuklarıysa ve iddia edildiği gibi taciz ediliyorlarsa ya da parkta, bahçede çalışmayı kabulleniyorlarsa, neden çalışmaya devam ediyorlar? Demek ki zengin çocuğu değil, ihtiyaç sahipleridir. Zenginlerse gidip evlerinde oturup babalarının parasını yerlerdi. Öncelikle ne istediğimizi bilmemiz gerekir. Elbette hatalar olmuştur; çok ihtiyaçlı birileri işe girememiş olabilir. Ancak bu durum, toplumsal kindarlık ve hoşgörüsüzlükle karşılanmamalıdır.
Toplum olarak ne istediğimizi bilmeliyiz. Maalesef bizler, dümeni elinden kaçırmış kaptan gibi dalgaların etkisiyle bilinmeze doğru sürükleniyoruz. Sosyal medyada veya bizzat görerek serzenişte bulunan arkadaşlara şunu söylemek isterim: Iğdır Belediyesini DEM Parti kazandı diye dünyanın sonuymuş gibi hareket etmek doğru değildir. Bu ülkede kanunlar, yasalar, toplum bilinci ve insani ilişkiler var. Hiç kimse, hiç kimsenin onurunu ve namusunu aşağılayacak bir davranışta bulunamaz. Buna müsaade eden de zaten namus, şeref ve haysiyet yoktur.
DEM’li belediye meclis üyelerinin ve bazı görevlilerin mobing uyguladığı, işten çıkmasını sağlamak için baskı yaptığı, her gün çalışma yerini değiştirdiği gibi iddialar sadece söylentiden ibarettir. Eğer böyle bir durum varsa, yasal haklar kullanılmalı ve somut delillerle konu gündeme getirilmelidir. İddia ile toplum içine nifak tohumu ekmek ve toplumu kutuplaştırmak, bu şehre ihanetten başka bir şey değildir.
Belediye Başkanı Mehmet Nuri Güneş, ilk toplantısında, emekçilere üstüne vazife olmayanların söz dediğini işittim ve bilinsin ki ilk önce o üzerine vazife olmayanlarla mücadele edeceğim demişti. Mehmet Nuri Güneş fikir olarak benimle aynı fikirde olmayabilir. Hatta zıt kutuplarda siyasi düşünceye de sahip olabiliriz. Ancak şunu belirtmeliyim ki Mehmet Nuri Güneş, bir işçiyi işten çıkarmak veya ona mobing uygulamak gibi basit işlerle uğraşacak bir yapıya sahip değildir. Belki de bazı DEM’li meclis üyeleriyle bu konuda anlaşamıyordur.
DEM’li meclis üyelerinin içinde siyasi hırsla hareket edenler mutlaka vardır. Ancak tamamı böyledir deme hakkına kimse sahip değildir. Hiçbir meclis üyesinin çalışan personel üzerinde herhangi bir emir verme yetkisi yoktur. Çalışan personelin görev yetkileri kanunla belirlenmiştir ve Belediye Başkanı, başkan yardımcıları, birim müdürleri, kısım şefleri dışında hiç kimse talimat veremez, keyfi iş yaptıramaz.
Eğer bir personel kendisine yapılan baskılara işten çıkarılma korkusuyla sesini çıkarmıyor ve dışarıda serzenişte bulunuyorsa, bu sadece sözden ibaret olarak değerlendirilir. Çünkü ortada bir delil, bilgi veya belge olmadan kimse kimse hakkında yorum yapamaz. Ancak sosyal medyada isimsiz kahramanlar her şeyi yazabilirler.
Bilindiği gibi, konuyla alakalı sendikanın şikayeti üzerine Ankara’dan bir müfettiş geldi ve birçok kişiyi ifadeye çağırdı. İfadede ne denildiğini veya ifadeye çağrılıp gitmeyenlerin kimler olduğunu bilmiyorum. Bildiğim şudur ki, birileri kendi söylemesi gereken sözü, başkasının söylemesini istiyor.
Öncelikle, yukarıda sıraladığım gibi amiri dışında birisi çalışana müdahale ediyorsa ve çalışan da buna sessiz kalıyorsa, bu tamamen kişinin sorunudur. Dışarıda konuşulanların çoğu dedikodudan ibarettir. Mesela, 150-170 kişinin işten çıkarılacağı söylentisi dolanıyor. Bir gazeteci olarak bunun nesini yazayım? Bir fiil oluşmadan, yetkili kişilerin ağzından böyle bir açıklama duymadan nasıl yazmamı önerirsiniz?
Toplumu gereksiz yere germenin bir anlamı yoktur. Şu an itibariyle devletin valisi ile belediye başkanı her gün şehirle alakalı istişareler yapmakta ve şehrin sorunları ile ilgili fikir alışverişinde bulunmaktadırlar. Bu konular gündemde olsa, şehrin valisi mutlaka müdahale eder ve olumsuzlukları giderir diye düşünüyorum.
Konuyu fazla dağıtmaya gerek yok. İnsanlar birbirlerine saygılı olmak zorundadırlar. Lütfen toplumu gerecek, insanları aşağılayacak, onları onursuz veya şerefsiz gibi ithamlardan uzak duralım.
Parayı kime vermişse belediyeye girenler gitsinler onların kapısında beklesinler torpililer siz okadar yok torpil yok yok bilmem zengin değildiler diyin belediyeye sadece kendilerinden bazılarını alıp kimi kandiracginizi zannediyorsunuz Nurettin başkanın eline koluna sağlık torpilli birinine yapilacak en iyi şeyi yaptı Allah bizim hakkımızı yiyip bide pişkin pişkin eylem yapan bu torpillilerin hepsinin belasını versin biz 87 puanla atanmayalim beyfendiler hanım efendiler akp binasinda torpille belediyeye girsinler