Biz Birbirimizi Sevmiyoruz
Kurtlar Vadisi dizisinin Zaza Dayı karakterini canlandıran ünlü oyuncu Ali Sürmeli'nin dizide sıkça kullandığı "Beni sevimisin? Beni sevmiysin, bak Cevher beni sevmimmiş" gibi ifadeleri hepimizin dikkatini çekmiş, hatta bu sözleri zaman zaman birbirimize de söylemişizdir. Bu repliklerin popülerliği aslında toplumdaki bir gerçeği de gözler önüne seriyor: Birbirimize karşı beslediğimiz sevgisizlik.
Maalesef, Iğdır’da da birbirini sevmeyen bir hayli çok insan var. Bu durumu anlamakta zorlanıyorum; insanların birbirine sevgisizlik göstermesi gerçekten üzücü ve düşündürücü bir tablo oluşturuyor.
Örneği kendimden vereyim ki, başkaları üstüne alınıp sevgisizlik yapmasın. Çünkü inanılmaz bir sevgisizlik ortamı var. Her birey aynı fikirde olacak diye bir kural yoktur. Kimimiz sağcı, kimimiz solcu, kimimiz dindar, kimimiz ise dinden uzak olabilir. Herkesin aynı kalıpta olmasını beklemek saçmalık olur. Ama bizimle aynı fikirde olmayan bir insana saldırmamız sizce ne kadar ahlakidir?
Sevgi, insanların birbirine hoşgörüyle yaklaşmasını sağlar. Farklı düşüncelere ve inançlara sahip olmak, birbirimize saygı duymamızı engellememeli. Farklılıklar bizi zenginleştirir, tek tipleştirmez. Herkesin aynı şekilde düşünmesini beklemek, toplumsal gelişim ve ilerleme için zararlıdır. Birbirimize saygı duymak, toplum olarak birlikte yaşayabilmemizin temel şartıdır.
Toplumsal yaşantımızda sevgisizliğin kökenlerine inmek gerekirse, bunun altında yatan çeşitli faktörler olduğunu görürüz. Ekonomik sıkıntılar, sosyal adaletsizlikler, bireyler arasındaki kültürel ve ideolojik farklılıklar, bu durumu körükleyen unsurlar arasında sayılabilir. Ancak bu sebepler, sevgisizliği ve hoşgörüsüzlüğü meşrulaştırmaz; aksine, bizi bu sorunlarla yüzleşmeye ve çözüm üretmeye teşvik etmelidir.
Bir diğer önemli nokta, sevgisizliğin sadece bireysel değil, toplumsal bir yansıması olduğudur. Toplumda yaygınlaşan sevgisizlik, huzursuzluk ayrışmalara zemin hazırlar. Bu durum, toplumsal birlik ve beraberliği zayıflatır, kutuplaşmaları derinleştirir. Oysa, bir toplumun güçlü ve sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi, bireylerin birbirine saygı ve sevgiyle yaklaşmasına bağlıdır.
Sevgi, sadece duygusal bir bağ değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Birbirimizi anlamaya çalışmak ve hoşgörü göstermek, sevgisizliği yenmenin ilk adımıdır. Herkesin birbirini sevmesi belki mümkün değil, ama en azından saygı duymayı öğrenebiliriz. Sevgisizlik yerine anlayış ve hoşgörü iklimi oluşturmak, hem bireysel hem de toplumsal huzur için gereklidir.
Unutmayalım ki, insanları birbirine bağlayan en güçlü bağ sevgidir. Sevgi, farklılıklarımızı kabul etmeyi ve birbirimizi anlamayı sağlar. Iğdır’da ve dünyanın her yerinde, sevgiyi çoğaltarak daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürebiliriz. Sevgi, en derin yaraları iyileştirir ve en güçlü düşmanlıkları bile alt edebilir. Bu yüzden, sevgisizliğe karşı durmalı ve sevginin gücünü yaşamımıza yansıtmalıyız.
Bu bağlamda, sevgisizlikle mücadele etmek için kendimizden başlamalı, çevremize olumlu örnek olmalıyız. Her birimiz, küçük adımlarla büyük değişimlerin öncüsü olabiliriz. Birbirimize daha fazla sevgi, hoşgörü ve anlayış göstererek, daha adil, daha barışçıl ve daha mutlu bir toplum inşa edebiliriz.
Sadece Iğdır için geçerli değil bu durum, tüm ülke aynı durumda.