SİYASET VE ÜZÜCÜ DAVRANIŞLAR
Öncelikle şunun altını çizmek istiyorum, kimse kimsenin oyuna ipotek koyamaz. Kimse kimseye zorla bana oy vereceksin diyemez, kimsenin oyu çantada keklik ben geldim mecbursun bana oy vermeye diyemez.
Partiler din, mezhep, tarikat veya başka bir uhrevi kimliğe sahip değildir ki vazgeçilmesin.
Her parti kendi çıkarı için ayakta kalmaya çalışır, seçmenin oyuna talip olur ve hoşgörü göstererek seçmeni yanına çekmek için çaba sarf eder.
Yani atılan tüm adımlar her parti ve bireyin kalesini kaybetmemesi için yapılan siyasi eylemlerdir. Bu da çok normaldir. Çünkü herkes kazanmak için yola çıkar.
Dolayısıyla bu süreçte seçmenin adaya hakaret etme hakkı olmadığı gibi, adayın da seçmene hakaret etme hakkı yoktur.
Dün birbirine her türlü lafı söyleyen liderlerin çıkarları için bir araya gelmeleri ne kadar doğalsa, seçmenin adaylar üzerinde tercih yapması da bir o kadar doğaldır.
Yani lidere laf edemeyen, liderinin yaptığını doğru kabul eden siyasi taraflar, seçmenin iradesini de saygıyla karşılamalıdırlar.
Her şeyden önce insanların nezaket kurallarına uyması gerekmektedir.
İsteyen istediği adaya oy verme özgürlüğüne sahip olduğu gibi, her birey partilerin seçmen ofislerini de ziyaret etme özgürlüğüne sahiptir.
Yani insanları bir kalıba sokmak, tercihini başka bir partiden yana kullananlara gider yapmak, laf atmak, siyaseten bile olsa hiç şık hareketler değildir.
Bu sebepten ötürü sizden yana olmayanları aşağılamak, küçük düşürmeye çalışmak, alay etmek bu topluma yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Unutulmasın ki bu halk yarınlarda yine birbirine lazım olacaktır.
Çeşitli yaftalarla aşağılamaya çalıştığınız bu halktan yine oy isteyeceksiniz.
Demem o ki milleti birbirine düşürmek, bölüp parçalamak, yok etmek bizlere hiçbir şey kazandırmaz.
Mesela Allah insanların alnının ortasına bir ekran koysa ve insanların yaptıkları orada gösterilse hiç kimse sokağa çıkamaz. Allah ayıplar örtendir. Ama kul birilerinin ayıbıyla alay edip onu küçük düşürmeye can atarak eylemde bulunmaktadır.
İlk taşı en günahsız olanınız atsın hikayesinde olduğu gibi, kim kime söz ediyorsa önce kendi geçmişine bakmalıdır.
Ben hiç hata yapmamışım diyebilecek kaç kişi var aramızda?
Gerek yok böyle şeylere. Gerek yok insanlarımızla alay etmeye, toplum içinde küçük düşürmeye, herkesin çoluğu, çocuğu ailesi var. Lütfen bir hırs, inat, oy uğruna böyle davranışlardan uzak duralım. Bu gibi hareketler bizlere fayda sağlamaz aksine zarar verir.
Bugün alay edilen, yaftalanan, iftira atılan bu kişilerden gün gelecek destek isteyecek veya birlikte yol yürüyeceksiniz. O zaman o kişilerin yüzüne baktığınızda yüzünüz kızarmayacak mı?
Bakınız siyasi parti liderlerine ve oluşturdukları ittifaklara…
Birbirilerine dedikleri sözler yenilir yutulur muydu? Ama şimdi ittifak kurmuşlar, birlikte çalışıyorlar, birlikte hareket ediyorlar.
Tepedekiler böyle bir siyasi hamleler yapabiliyor da, sokaktaki vatandaş neden yapamasın?
Bırakın bu gibi seviyesiz davranışları, dediğim gibi bu davranış şeklinin bu topluma hiçbir faydası olmaz. Aksine böler, parçalar, yok eder.
Bir hafta sonra bu seçim bitecek, herkes sokakta yüz yüze bakacak, ben derim ki utanacağımız eylemler içerisinde olmayalım.
Unutmadan bu seçim bir hafta sonra bitecek ama 8 ay sonra yerel seçimler başlayacak.
Ben derim ki hiçbir testi kırılmasın, kırıldı mı artık çatlaklar su tutmaz ve içinde ki su damlayıp tükenir.
Doğunun en doğusunda küçük bir şehiriz.
Hepimiz birbirimizi çok iyi tanır, geçmişini biliriz.
İçimizden çıkan tüm değerlere sahip çıkmamız gerekirken, ona iftiralar atarak ancak kendimize zarar veririz.
Lütfen sağduyuyu elden bırakmayalım, bugüne kadar yaptığımız rahatsız edici paylaşımları kaldıralım.