İNSAN OLALIM
Kaldırımda yürürken başkalarının da yürüyeceğini hesap etmeden kaldırımı kapatarak yürüyenden,
Araç kullanırken diğer araç kullananları zor duruma sokarak trafik kurallarını ihlal edenden,
Müziğin sesini sonuna kadar açıp etrafa rahatsızlık verenden,
Yolda yürürken etrafı rahatsız edecek düzeyde bağırıp çağırarak rahatsızlık yaratandan,
Tarlasını sularken bilerek başkasının arazisine zarar verenden,
Kendine ait olmayan bir malı izinsiz alan veya çalan birinden,
Devletine, bayrağına, ülkesinin kurucusuna düşmanlık edenden,
Aldığı emaneti iade etmeyenden,
Haramı hiç umursamadan yiyenden,
İnsan haklarına hiçbir şekilde riayet etmeyenden,
Kul hakkından haberdar olmayandan,
Tefecilik, uyuşturucu tüccarlığı gibi kan emerek yaşadığını sananlardan,
Fitne yaratmayı sıradan bir işmiş gibi görenlerden,
Bir insanın felakete uğramasından mutluluk duyanlardan,
Başarısız olanın, başarılı olanı ölümüne kıskanmasından,
İnsanlıktan nasibini almayıp etrafına sürekli kötülük saçanlardan,
İnsanlık adına utanıyorum.
Elbette herkesi tornadan çıkmış gibi görmek imkansız bir durumdur.
Ama insan olmanın bir şekli olmalı diye düşünüyorum.
Yani birinin acısı üzerinden duyulan mutluluğu insanlıkla nasıl bağdaştırabiliriz, doğrusu hiç düşünemiyorum.
Elbette yazdıklarımı günümüze uyarlayanlar olacaktır.
Ama insanlık tarihi boyunca bu hep böyle olmuştur.
Kötüler kötü iyiler de iyi olarak anılacaktır.
ORTADOĞU ALEV TOPU
Yıllardır bölgeye işgalci olarak yerleşen ve bir miktar toprak aldıktan sonra zorbalıkla Filistinlileri yerlerinden eden İsrail, yıllardır Filistin’de zorbalık yapmakta, kan akıtmakta ve masum insanları katletmektedir.
Filistin, Gazze tamamen Müslüman Araplardan oluşan bir topluluktur.
Neredeyse yüzde 90’ı Müslüman bir coğrafyanın tam göbeğinde bulunan Filistin'in, uzun yıllardır toprakları gasp edilmekte, insanları katletmektedir.
Filistin halkı da direnerek mukabelede bulunmaktadır.
Filistinliler yıllardır Mescidi Aksa’nın bulunduğu coğrafyada yaşam mücadelesi verirken, yine Müslüman Arap devletleri derin sessizlik içinde olaylara kayıtsız kalmaktadırlar.
Yıllar önce İran’da devrim gerçekleştiren Ayetullah Humeyni ramazanın son cumasını Kudüs günü ilan ettikten sonra şöyle demişti: “Her bir Müslüman bir kova su dökse, İsrail’i sel alır.”
Arap ülkeleri bırakın su dökmeyi aksine İsrail’i desteklediler.
Filistin davasında İran her zaman açık kart oynadı ve Filistin’in yanında yer aldı.
Ama Filistin zaman zaman Türkiye’ye, Azerbaycan’a karşı yaptığı yanlışları, İran’a da yaptı.
Türklere karşı hiçbir zaman samimi olmayan Filistin, İran’ın tüm desteklerine karşılık Mezhebi farklılıktan ötürü yeri geldiğinde sırtını dönebildi.
Daha sonra da hatasını anlayıp gidip yeniden İran ile iş birliği yapmaya başladı.
Hatırlarsanız 2006 yılında Hizbullah ile İsrail arasında bir savaş olmuş ve Hizbullah bu savaştan galip gelmişti.
O tarihlerde Hamas olaya dahil olmamış sadece seyretmişti.
Ancak şimdi Hamas ile İsrail arasında bir savaş başlamış ve İran ile Hizbullah Hamas’a her türlü desteği verdiklerini gizlemeden söyleyebilmektedirler.
Hatta öyle bir noktaya gelinmiş durumdaki, her an İran ile İsrail arasında bir savaş başlayabilir.
İran’ın en başından beri Suriye meselesini savunmasının ana temeli işte bugünlerdi.
O gün İsrail ve ABD’nin propagandasına alet olanlar, İran Şii hilal oluşturuyor diye yaygara koparıyorlardı.
Ama çok sonra durumun öyle olmadığı, fotoğrafın büyük olduğu, İsrail ve ABD’nin yıllar sonrasına planlamalar yaptıkları anlaşıldı.
Hedef netti, büyük İsrail projesini adım adım hayata geçirmenin yolu öncelikle Filistin, Gazze ve Lübna’nın alınmasından geçiyordu.
Vahşetin tavan yaptığı Filistin, Gazze ve İsrail’de, sivil cinayeti işleyen herkes suçludur.
Savaşın sonu nereye varır bilemem.
Ama bu aslında bir imtihandır.
Fakat bu imtihanı mülakatla geçme alışkanlığımız olduğundan yine dinci gözüken ama çoğu İsrail, ABD ve İngiltere kontrolünde olan kişilerİN sessizliğe bürünüp durumu idare edeceklerinden hiç şüphem yoktur.
Umarım daha fazla sivil hayatını kaybetmeden ateşkes olur.
