Dediğim gibi, ben iyi insan odaklı bir ruh haline sahibim, iyi insanların iyi olmasını isterim. Fiziki değil; kabalık, zorbalık, acımasızlık, gaddarlık, kısacası alçaklık ve şerefsizlik yönünden iri olan insanların ise önce ıslah edilmesinden, olmuyorlarsa yok olmasından yanayım.
Çocukluğumdan bu yana bilinçaltımda şöyle kalmış: İsrail deyince aklıma Yezit, Yezit deyince aklıma İsrail gelir. Çünkü ikisi de gaddar, acımasız, kaba ve iri gelirler gözüme. Merhameti olmayan bir topluluğun, insanlık adına sözde yaptığı buluşların hiçbir anlamı yoktur.
İsrail, teknolojiyi iyi kullanma kabiliyetine sahip bir işgalci topluluktur. Sözde insanlığa faydalı olduklarını söyleseler bile, eylemleri hiç de bu doğrultuda değildir.
Yahudilerin hepsi vahşidir, asla demem. Şu anda eminim ki sözde Müslümanlardan çok, Yahudiler Siyonist İsrail’e karşı tepki veriyorlardır. Zira bu sebepledir ki Hizbullah, Hamas, İran doğrudan sivilleri hedef alarak karşılık vermiyor. Ama Siyonist İsrail, asla böyle bir hassasiyet göstermeksizin, hedef gözetmeksizin, hastane, okul, pazar, yaşam yeri dinlemeksizin bombalamakta, yakıp yıkmaktadır. Şu an Gazze ve Filistin’de yaşananlar gözler önündedir.
İsrail’in, Gazze ve Filistin’de yaptığı barbarlığa dur diyen ve onunla savaşan Lübnan Hizbullah ordusuna karşı her zaman kalleşçe saldırmış, insanlıktan uzak, savaş kurallarını hiçe sayan bir tutum sergilemiştir. İşte bu alçak Siyonist topluluk, geçtiğimiz gün önceden planladığı bir haberleşme cihazına yerleştirdiği patlayıcıyı uzaktan kumanda ederek patlatmış ve binlerce Hizbullah gönüllüsü sivili, evinde, iş yerinde, pazarda, hastanede yaralamış, bazılarının ölümüne, birçoğunun ise uzvunu yitirmesine sebep olmuştur.
İsrail ve yandaşları Ortadoğuda dengeleri değiştiren, İsrail ve yandaşlarının karşısında dik duruş sergileyen Hizbullah’ı dünya kamuoyu karşısında itibarsızlaştırmaya yönelik yaptığı manipülasyonda Hizbullah’ın 3 bin askeri iş göremez hale geldi demektedirler.
Oysa Hizbullah’ın haberleşme metodu kablolu sistemdir. Bu cihazları kullananlar da büyük çoğunlukla sivillerdir. Zira İsrail içinde sivil, asker, çocuk, kadın, yaşlı diye bir ayrım yoktur. Aynı yezit gibi herkesi öldürebilirler.
Yezit de Kerbela’da Hz. Hüseyin ve beraberindekileri vahşice katletmişti. Öyle bir katliam olmuştu ki katillerden bazıları bile ağlamıştı. “Bunlar Hz. Peygamber’in göz bebeği torunlarıydı, nasıl kıydım bu masumlara?” diye ağlayanlar, Yezit safındaki askerlerdi. Muaviye ve Yezit’in saraylarında yiyecek, para, pul ve güç oldukça, taraftarlarına hoş geliyordu. O zaman hak, batıl karşısında fiziki olarak yenilgiye uğramıştı; ancak bugün kazananın kim olduğu apaçık ortadadır.
İkisi de zalim ve zorba olduğu için, hangi ismi telaffuz etsem, aklıma diğeri gelir ve her ikisini de lanetle yad ederim. İsrail, kendisine ait olmayan toprakları zorbalıkla elde etmeye çalışıyor, insanları katlediyor. Yezit de kendisine ait olmayan hilafeti zorla ele geçirip biat etmeyenleri kılıçtan geçirerek katlediyordu.
Siyonist İsrail, büyük destekçisi Amerika, İngiltere ve bazı gönüldaşlarıyla yıllar önce bir plan kurdular ve Hizbullah’ın kullandığı haberleşme cihazını aldığı firmaya sızarak böyle bir alçaklığı planladılar. Sonuç olarak, 3 bine yakın Hizbullah taraftarı sivil, çoğu hastane çalışanı, esnaf ve birkaçtane de Hizbullah Askeri ciddi zarar görmüştür. Aklıma şu geliyor: Birileri yine Siyonistlerin diliyle “İran, Hizbullah, İsrail ile anlaşmalı” falan diyorlardı ya, buna ne diyorlardır, çok merak ediyorum.
Ama zoruma giden şey, Hizbullah’ın aldığı bu yaraya sevinenlerin “Lâ ilâhe illallah, Muhammeden Resûlullah” diyenlerden olmasıdır.
Hiç şüphe yok ki her yara bir şekilde sarılır. Önemli olan, yarayı açanların da yaralanmasıdır. Nasrallah, bugünkü konuşmasında bunun sözünü verdi. Ümidim odur ki gereği bir an önce yapılır. Şehitlerin ruhu şad olsun, yaralılara acil şifalar diliyorum.