Her ne kadar adı “Trump” olsa da henüz yürürlüğe girmiş bir durum olmadığından, biz olmayacağını ümit ederek “Zengezur Koridoru” ya da kafiyeye uysun diye “Zengezur Boğazı” diyerek yorum yapalım.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Konu bulamadığından sürekli Zengezur Boğazı’nı yazıyor.” Doğrusu hiç alakası yok. Konu çok ama toplumun hiçbir işine yaramayacak mevzularla okuyucuyu meşgul etmektense, yarınlarda bölgemizi, geleceğimizi, yeni nesillerin geleceğini yakından ilgilendirecek olan Zengezur Boğazı, en ince ayrıntısına kadar ezberlenmesi gereken bir konudur.
Malum, bölgemiz ateş çemberi. Suriye’de sular durulmuyor; iç karışıklık devam ettiği gibi bölünme ve çatışma her an alevlenebilir. Hakeza İsrail, Gazze ve Filistin’de taş üstünde taş, beden üstünde baş bırakmadı. Sözde Müslümanlar; mezhepçiler, dini sömürüp holding olanlar, devletin tüm kaynaklarını kendilerine akıtıp altın kaplamalı uçaklarda gezenler ve bunlara tapan güruh zevk-ü sefa içinde yaşarken; ayağı çarıklı, her fırsatta Suudi saldırılarına uğrayan Yemenliler, Gazze ve Filistin’i savunmak adına İsrail’e saldırıyor; Kızıldeniz’de gemileri batırarak İsrail’e mühimmat ve gıda geçişlerini engelliyorlar.
İran-İsrail gerginliği her geçen gün artıyor. İsrail’in dokunulmazlığını yerle bir eden ve onu adeta madara eden İran’dan mutlaka intikam almanın yolları aranıyor.
Ne gariptir ki İsrail’in haksız saldırılarında, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi birçok ülke açık tavır alarak İsrail’in yanında olduklarını açıklamış ve silah desteği vermişti. İran ise bu “şer cepheye” karşı tek başına savaşmış, İsrail’i dize getirmişti.
Bu savaşın rövanşı İsrail’in lehine olmayacaktır. Zira ilk savaşta da İran’ın gücünü kestiremedikleri için saldırmışlardı. Bekleyip göreceğiz; bakacağız kim kimle beraber.
Bölgemiz böylesi bir ateş çemberindeyken Zengezur Boğazı elbette bizi çok ilgilendirmekte, kaygılarımızla birlikte bölgeye sağlayacağı hareketliliği gözetmek durumundayız.
Çin’den İngiltere’ye uzanan bir hattın bağlantısının yapılacağı güzergâh Iğdır’dan geçiyor. Onlarca devlet bu hat üzerinde yer alıyor. Avrupa’yla Kafkasları, Asya’yı birbirine bağlayan ve dünyanın yarısının bağlantısını sağlayacak olan Zengezur Boğazı’nın önemini, Milletvekili Cantürk Alagöz’ün dediği gibi, İstanbul Boğazı’ndan daha önemli ve stratejik görmek gerekir.
Milletvekili Cantürk Alagöz, Zengezur Boğazı’nın temel atma törenine iştirak etmek için geldiği Iğdır’da şöyle demişti:
“Zengezur Boğazı, İstanbul Boğazı’ndan daha stratejiktir. Dünyanın yarısının üzerinde bulunduğu hat, Avrupa’yla Asya’yı, Kafkasları birbirine bağlamaktadır. Bu hattın geçiş güzergâhının Iğdır olması, Iğdır’ı cazip kılmakta, çekim merkezi haline getirmektedir. İş dünyası şimdiden arayıp sormakta, AR-GE çalışmaları yapmakta, fizibilite hazırlamaktadır.
Iğdır yakın bir zaman diliminde bulunduğu konumun çok üstünde bir konuma erişecektir. Şehrimizin kıymetli iş insanları, esnafımız, köylümüz, halkımız bu gelişmeye hazır olmalıdır.
Tren hattının tamamlanması 5 yıl sürecektir. Bu süre zarfında çok şey değişecektir. Ermenistan ile normalleşme eğilimi Alican Kapısı’nın açılışı ile sonuçlanacaktır. Azerbaycan ile yakınlaşmamız daha da artacak, ulaşım kolaylaşacak, ticari hareketlilik sınırları aşacaktır.”
Zengezur Boğazı hayata geçtiğinde ilk etapta Iğdır’ın nüfusunun 400-600 bin aralığında olacağı tahmin edilmektedir. İşte asıl sorun da buradadır. Öngörülen bu rakama göre altyapı nasıl değiştirilecektir? Otel ve konaklama alanları nasıl artırılacaktır? Bu ve benzeri gelişmeler için Iğdır’da mutlaka bir çalıştay yapılmalı, sempozyum düzenlenmeli, halk bilgilendirilmelidir.
Bu çalıştayı yapacak, şehrin anatomisini ortaya çıkaracak kurum kesinlikle Iğdır Üniversitesi olmalıdır. Üniversite bu görevi üstlenmeli; uzman ekiplerle sahada çalışarak yatak sayısından işyeri varlığına, fabrika sayısından hangi iş kollarında boşluk olduğuna dair kapsamlı bir rapor hazırlamalıdır.
Sizlere önerim: Iğdır’daki gayrimenkullerinize sahip çıkın, değerini bilin.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: