IĞDIR GÜNDEMİ
Alagöz Holding sahibi Iğdırlı İşadamı Cantürk ALAGÖZ, Iğdır Belediye Sporun Başkanlığına geldiği günden itibaren adeta yeniden doğan Iğdır Spor, amatör lig finalinde Diyarbakır Sporu yenerek profesyonel lige yükselmeyi başarmıştı. Bu başarı sonrası Kulüp yepyeni bir yapıya ulaşmaya başladı. Iğdır Stadı başta olmak üzere, kulüp tesislerinin inşaatının tamamlanmasının yanında, Iğdır’a her alanda yatırımlarını gerçekleştiren İş Adamı Cantürk ALAGÖZ’ün desteği ve katkılarıyla Iğdır Spor fırtına gibi esti ve büyük bir başarı elde etti.
Cantürk ALAGÖZ konuşmalarında; Amacımız, sadece futbolda iyi yerlere gelmek değil. Gayemiz sporun bütün branşlarında Iğdır’ın yetenekli gençlerini keşfedip, Milli Takımlar düzeyinde Iğdır’ımızı ve ülkemizi temsil etme gururunu yaşamak ve yaşatmak. Benim hayalim; Iğdır’ı modern spor tesisleriyle, başarılarıyla, madalyalarıyla sporun ve sporcunun beşiği yapmak. Bunun için ise maddi manevi hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağımızı bu kutsal görevi kabul ederek gösterdik. Biz toprağa bir tohum attık. O tohumun filizlenip, fidan sonrasında ağaç olup kök salmasını hep birlikte göreceğimize olan inancım tam. “Güneş her zaman Iğdır’dan doğacaktır.”
Nitekim sezon sonunda TFF 3. Lig Play Off maçında İskenderun spor ile Alagöz Holding Iğdır FK zorlu mücadelede karşı karşıya geldi. Müsabakanın normal süresi Suat Kaya ve Enes Soy'un golleri ile 1-1 sona erdi. Uzatmalarda gol sesi çıkmayınca maç penaltılara gitti. Penaltı atışları sonucunda İskenderun spor 8-7 galip gelerek TFF 2. Lig'e yükseldi.
Belki nasip değilmiş. Ancak sonucuna bakarsak Iğdırlıları bu maç bir yumruk haline getirdi. Birlik ve beraberliği tesis etti. Iğdır’ı gündemde başköşeye yazdırdı. Teşekkürler Cantürk ALAGÖZ…
Türk Dünyasına açılan kapı olan Iğdır’da Nevruz Bayramı kutlamaları Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Doğu Türkistan, Azerbaycan ve İran’dan gruplar ve âşıklar ile birlikte Cantürk ALAGÖZ’ün sponsorluğu ile yapıldı.
Halay ve Kafkas takıntıları gölgesinde Iğdır, Türkiye ve Türk Dünyasında gereği kadar tanıtıldı. Iğdır, Nevruz konusunda kültür şehri olduğunu bir kez daha ön plana çıkardı.
1970’lerden sonra kırsal sahalardan Iğdır şehir merkezine yönelik olan az miktardaki göçler bunu izleyen yıllarda ekonomik nedenlerle artmıştır. 1990’lardan sonra güvenlik ve ekonomik nedenlerle artış gösteren bu göçler, kırsal sahaların tenhalaşmasına ve şehirsel alanların ise kalabalıklaşmasına neden olmuştur. Özellikle, şehir merkezine yönelik olan bu göçler 1993’ten sonra daha da hız kazanmıştır.
Göçlerin yanında, Iğdır’ın il olması, Dilucu sınır kapısının ve üniversitenin açılması Iğdır’ın bir yandan alansal olarak büyümesine neden olurken diğer yandan sosyal, iktisadi ve kültürel açıdan da değişimine neden olmuştur. Iğdır’ın eski şehirsel dokusu da bu gelişmelerden etkilenerek şehir, bugünkü şehirsel kalıbını kazanmıştır. Diğer taraftan, kırsal kesimlerden şehre yönelen ani ve hızlı göçler Iğdır Ovası’nın tarım topraklarının planlamadan uzak hızlı bir şekilde kentsel kullanım alanlarına dönüşmesine neden olmuştur.
Iğdır’ın sahip olduğu doğal özellikler iktisadi faaliyetleri doğrudan etkilemiştir. Şehrin uygun iklim özellikleri, verimli topraklı bir ova üzerinde yer alması ve sahip olduğu su kaynakları tarım ve hayvancılık (Ağrı Dağı ve çevresindeki dağlık kesimlerdeki çayır ve mera sahalarında) faaliyetlerinin gelişmesine neden olmuştur. Ancak yanı başımızda duran turizm potansiyeli yüksek Ağrı Dağı’nın bir an önce turizme açılması ile Iğdır büyük bir ivme kazanacaktır.
Iğdır’da tarım ve hayvancılık öteden beri yöre insanının iki temel geçim kaynağını oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda kırsal alanlardan şehir merkezine yönelik olan göçler ve hayvancılık faaliyetlerinin azalmasına neden olurken verimli tarımsal alanların da artan nüfus nedeniyle hızlı bir şekilde yapılaşma ile yok olmasına neden olmakta bu durum da tarımsal faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir.
Iğdır’ın alt yapı problemleri Belediye Başkanlığına kayyum olarak atanan İlimiz Valisi Sayın Hüseyin Engin SARIİBRAHİM’in gelmesi ile biriken 100 yıllık problemler çözülmeye başlandı. 15 ay içerisinde İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılan Iğdır Belediyesi, 1,5 yıllık süreçte kente 315 milyon 984 bin liralık yatırım yaptı.
Iğdır’ın Ermenistan, Nahçıvan ve İran ile komşu olması şehrin ekonomik potansiyelini güçlendirmektedir. Ancak komşu olduğu devletlerle ticari faaliyetler hala olmamaktadır. 1992 yılında Nahçıvan ile Türkiye arasında Dilucu sınır (Hasret Kapısı) istenilen düzeye ulaşılamamıştır. Ermenistan ile Alican sınır kapısı ve İran ile Boralan sınır kapıları ise bugün için kapalı durumdadır. Bu kapıların açılması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Bölgede son yıllarda gelişme gösteren önemli iktisadi faaliyetlerinden biri de sanayidir. Bitkisel ve hayvansal hammaddeleri işleyen bu sektör, yapımı süren Iğdır Organize Sanayi Bölgesi ile birlikte önümüzdeki yıllarda daha da gelişecektir.
Iğdır, Doğu Anadolu Bölgesi'nde coğrafi konum itibarıyla önemli bir yer teşkil etmiştir. Üç ülkeye olan sınırından ötürü hem gelişmeye hem de tehlikelere daima açık olmuştur. Tarihsel süreçte yaşamış olduğu işgallerden dolayı geri kalmıştır. Türkiye'nin yeni dönemi ile birlikte şehirlerdeki geri kalmışlığa son vermek adına kalkınma ve gelişme faaliyetlerine başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Anadolu'da yaşanan değişimler Iğdır'a da yansımıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan iktisat politikalarının hedefi medeniyet seviyesine ulaşmak olmuştur.
Azerbaycan'ın zaferini tescilleyen anlaşmada tek kazanım Karabağ değil. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan'ın batısındaki topraklar, ulaşım koridoru ile birbirine bağlanacak. Önemli bir geçiş noktası olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Türk kapısı", Kazım Karabekir Paşa'nın dediği gibi de "Şark kapısı", Türkiye'yi Türk Cumhuriyetleriyle birbirine bağlayan tek toprak parçası. Aynı zamanda tarihi ipek yolu üzerinde.
Yaklaşık otuz yıldır bölge barışının ve iş birliğinin önünde âdeta set gibi duran koridor son iki yıldır iş birliğinin ana sembolü olarak öne çıkıyor. Ermenistan’ın bölgede tecrit edilmesine, Ermenistan ile Azerbaycan ve Türkiye arasında ayrışmanın yaşanmasına neden olan koridor yeni görevini yapmaya hazırlanıyor.
Kara yolu açıldığında artık İran üzerinden geçişlere gerek kalmayacak. Böylelikle hem mesafe kısalacak hem de gümrük çilesi son bulacak. Nahçıvan'ı Azerbaycan'a bağlayan tek seçenek kara yolu değil. Arada demir yolu bağlantısı da var. Ancak hattın bir bölümü sökülmüş durumda.
Eğer Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasında belirtildiği gibi söz konusu koridor fazla beklemeden hayata geçirilebilirse bölgede iş birliğinin ve her alanda etkileşimin ana sembolü hâline dönüşecektir. Koridor, Türkiye ile Türk dünyası arasında daha çok iş birliği imkânları sunacak, Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan bağ kurulacak, Doğu’ya doğru yol açılmış olacak,
Ama şunu unutmayalım ki bölgede barışın sağlanması ve iş birliğinin gelişmesinden sadece Türk dünyası faydalanmayacak. Ermenistan, İran, Gürcistan ve Rusya da faydalanacak... Ermenistan sonuçtan en fazla fayda sağlayacak ülke olacak. Barış ve iş birliği sayesinde yıllardır kısır siyasetinin sonucu olarak içinde olduğu çemberden kurtulacak. Ekonomik sıkıntıdan dolayı başta gençler olmak üzere dışarı gitmek zorunda kalan nüfusunu ülkede tutabilecek. Ülke yavaş yavaş refah ve barış iklimi nedir fark etmeye başlayacak.
Bölgesel kalkınma, iş birliği, kültürel etkileşim, barış ortamının inşası, ticaretin gelişmesi, refahın bölgeselleşmesi ve tarihî İpek Yolunun tekrar canlanması için ilgili ülkelerin liderlerinin elini çabuk tutmalarında fayda var. Yoksa iş uzadıkça sorunlar ve karıştırıcı aktörler artmaya başlar.
15 Ocak Resmi Gazete ’de; Kars-Iğdır-Aralık-Dil Ucu Demir Yolu hattı Iğdır Kars çift Hat Demir Yolu (224 Km) 18.224.032.000, Iğdır Kars alt yapı çift hat demir yolu (224 Km) 17.975.693.00, Iğdır-Kars demir yolu 248.339.00, Iğdır –Digor- Kars yolu 380.552.925 ödenek tahsil edilmiştir.
“Güneş Ülkemize İlk Iğdır’dan doğar.” “güneş Türk Dünyasına Iğdır’dan Doğacaktır.”
