Devlet büyükleri geldiğinde, gelmeden önce arzuhalimizi belirtir, sonra da izlenimler ifade ederiz…
Yaygın basında köşe yazısı yazmak ile yerel basında köşe yazmak arasındaki fark ta budur… Yerel basın mahallinde yaşanan bir olayı okuyucusuna sunarken, ilin sorunlarını da akabinde ifade eder. Yaygın daha çok genelleme yapar, arada bir nokta atışı yaparak örneğin “Iğdır” derler…  Ama mahalli basının dilinden “Iğdır” hiç düşmez…
Sayın Başbakan Iğdır Havalimanının açılışına geldiğinde önemli ve de çarpıcı sözler ifade etti…
Başbakan: “Ne doğrarsanız aşınıza, o çıkar kaşığınıza” Bu söz çok şey ifade ediyor. Zaten oradakiler de bu sözün manasını anlamışlardır…
Başbakan Erdoğan, Iğdır için çok önemsenen bir yatırımın açılışını yaparken, siyasilerin yıllar boyu seçim malzemesi olarak kullandığı Demirsıkan-Ünlendi barajının da bir iki haftaya kadar ihale edileceğini, Iğdır’ın içme suyu ve sulama suyu sıkıntısının bu sayede çözüleceğini ifade ediyordu…
Ünlendi barajı yapıldığı taktirde, hem Iğdır’ın içme suyu su sorununu çözebilir, hem de yeni tarım arazilerini, tarıma kazandırır… 50 yıldır, belki daha fazla hep siyasiler bu barajı konuşur, ama kimse bir çivi çakmaz… Başbakan’ın bir iki haftaya ihaleye verilecek açıklaması doğrusu sevindirici olmuştur…
Duygusal değil de gerçekçi bakalım…
Iğdır bizim vatanımız ve yaşadığımız yurttur. Atalarımızın, babalarımızın mezarları buradadır… Doğup büyüdüğümüz, ekmeğini yiyip suyunu içtiğimiz, cennet şehrimizdir Iğdır…
Dünyanın her neresinde yaşıyorsak yaşayalım, yine yüzümüz hep Iğdır’a çevrilidir… Bizi bu topraklara çeken o çekim gücünün farkındayız…
Onun için hayatımızda duygusallığa yer vermeyelim. Gerçeklerle yüzleşip doğru kararlar verelim…
Ulaşım sıkıntımız Hava Limanının açılışıyla son bulmuştur. Ancak sorunlarımız bitmiş değildir.
Doğal Gaz – İçme Suyu ve Kanalizasyon…
Bu üç işlem aynı anda yapılmalı, kazılacak olan yollar bir çırpıda bitirilmelidir…
Soluduğumuz hava özellikle kış aylarında inanılmaz kirli… Iğdır ovasının coğrafi yapısı sebebiyle çukurda oluşu kış aylarında sis bulutlarının arasında kalmakta, nefes alınacak olanak bulunamamaktadır…
İçmesek de, her türlü ihtiyacımızda kullandığımız, elimizi yüzümüzü yıkadığımız şehir şebeke suyu arsenikli… Yani kullanılması sakıncalı… Borular çürüdüğü için zaman zaman kanalizasyonla temas edebilmektedir… Bu durumda salgın hastalıkları tetiklemekte, ishal, yüksek ateş ve benzeri hastalıklar artmaktadır…
Kanalizasyon yıllar önce yapıldığında küçük bir kasabaya göre yapıldı. Her Belediye Başkanı ilaveler yaparak geçici çözüm yolları aradılar… Artan nüfus ve büyüyen şehir kanalizasyonu çalışmaz hale soktu… Bu gün, şu anda birçok mahalle lağım kokmaktadır… Yağmur olduğunda taşkınlar olmakta, kanalizasyonlar ev ve işyerlerine dolmaktadır…
Bu üç sorunu birlikte yazmamızın sebebi, üçü de aynı anda çözülebilir sorunlar. İhale edildiğinde üçü birden edilmeli…
Enerji Bakanı Taner Yıldız yaptığı açıklamada: “Iğdır’ın Doğal Gaz’ını devlet olarak biz çekeceğiz” demiştir…
Biz de diyoruz ki, madem böyle bir yiğitlik yapılacak, madem dünyanın kullandığı Doğal Gaz bizlere de verilecek, o zaman üçü bir arada olsun… Hem masraf az olur, hem 3 sorun bir arada çözülmüş olur…
“Ne doğrarsanız aşımıza, o çıkar kaşığınıza”