IĞDIR TARIMI
Üç ülkeye sınır, çevresi dağlarla çevrili verimli topraklara sahip Iğdır Ovası…
Öyle ki toprak tohumu havada görse yeşerir.
Ülkemizin en az yağmur alan ili olmasına rağmen, Aras ve Arpaçay nehirlerinin beslediği Iğdır Ovası, HES’lerin sabotajına rağmen, gerektiğinde çiftçi yeraltı suları ile tarlalarını sular ve ova yeşile bürünür. Hasat mevsiminde meyve, sebze hem ülkemize hem de yurt dışına satışa sunulur. Bu yolculuk anlatıldığı kadar kolay olmayıp aksine meşakkatlidir.
Aslına bakarsanız bu yazacaklarım ülkemizin her yerinde bir fazla bir eksik hep aynıdır. Ülkemizin tarım politikası üzülerek ifade etmeliyiz ki 20 yıldır hiç rayında gitmedi.
Iğdır Ovası''nda çiftçimiz geçen yıllarda zar zor ayakta durmayı başarmıştı, bu sezon sanırım kimse ayakta duramayacak ve kim bilir belki de birçok arazi boş kalacaktır.
Yani 23 TL’den mazotu, 600-700 TL’den gübreyi alıp, tarım sulaması için kullanılan elektriği sanayi elektriğinden daha pahalıya kullanıp da tarla ekmek takdir edersiniz ki hiç kolay değildir.
Maliyetlerin yüksek oluşu kabul edilmesine rağmen, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve son Başbakan Binali Yıldırım’ın dediği gibi "Ekin gitsin kardeşim!" demekle maalesef ki ekilmiyor.
Ekebilmek için mazota, sulayabilmek için elektriğe, bol ürün alabilmek için gübreye ihtiyaç vardır. Bunları temin edemedikten sonra ek demekle kendiliğinden ekilmiyor işte. Yeni Tarım Bakanımız Vahit Kirişçi son açıklamasında yine Türkiye tarımını düşüncelere sevk etti.
Görevden affını isteyen ve ülkemizdeki tarımı Mehdi Eker’den sonra yok eden Bekir Pakdemirli’nin Afrika hayali, yeni tarım bakanımızda da cereyan etmiş olacak ki, “Afrika’nın güneyinde tarıma elverişli güzel araziler var.” demesi çiftçimizde hayal kırıklığı yaratmıştır.
Çiftçiye verilen komik ve yaraya merhem olmayan destekler artırılsın diye beklerken, Afrika’ya yönelmek nasıl bir alternatif olarak sunulabilir? Bunları anlayabilmek çok güç. Kendi ülkemizde de tarıma elverişli verimli topraklarımız var; mazot, gübre, elektrik desteği verilirse bizim çiftçimiz zaten üretebilir.
Kış girdiğinde herkes avazı çıktığı kadar bağırdı ve yetiştirici zarar ettiği için damızlık hayvanını kesiyor dendi.
Ancak kimse oralı olmadı. Umursamadı. Şimdi gelinen noktada görülüyor ki, ülkede hayvan kalmadı. Et fiyatları artmaya başladı. Yarınlarda daha da çok artacağı kaçınılmazdır.
Fiyat politikası, dengeli üretim ve dengeli destek paketleri açıklanmadığı sürece ne yaparsak yapalım sacın bir ayağı her zaman kırık olacaktır.
Marketlere fiyatları artırmayın, artıranlara işlem yapacağız deniyor ya, Tarım Kredi Kooperatif Marketleri diğer marketlerden ucuz satabiliyor mu?
Söylemekle olmuyor. Realite ortada. Temel maddeler yüksek olunca her şeye yansıyor.
Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülkeyken, şimdi gıdada yüzde 70-80 dışa bağımlıysak ciddi önlemler alınması şarttır.
BİR ZAMANLAR TARIM SULAMASI İÇİN KULLANILAN ELEKTRİK %50 İNDİRİMLİYDİ
Daha 20 yıl önce tarım sulaması için kullanılan elektrik %50 indirimli olarak kullanılıyordu.
Şimdi ise sanayide bir işyerinin kullandığı elektrik kilovat ücreti neyse, ondan birkaç kuruş da pahalıya tarım sulamasına fatura kesiliyor.
Yani böyle bir uygulamanın mantığını anlamak için ne yapmak gerekiyor bilmek mümkün değildir.
Tarımı bitirip tamamen dışa bağımlı bir ülke haline mi getirilmek isteniyor, yoksa masa başında oturan tarım bakanlığı çalışanları hesap mı yapamıyorlar.
Eskiden kimsenin tohum derdi yoktu. Domates, biber, salatalık, kavun, karpuz ve bilumum tarım ürünlerinin tohumunu kendi tarlamızda ürettiğimiz üründen elde ederdik. Yani tarlanın bir bölümünü tohumluk diye ayırtırdık. Şimdi tükettiğimiz hiçbir ürünün tohumu yok. Bir kereye mahsus ekiyoruz topluyoruz ve bitiyor.
Tohum dünyanın en etkili silahıyken, bizler bu işe hiç kafa yormuyor, umursamıyor, dışarıdan özelliklede İsrail’den gelmesini sanırım destekliyoruz.
DESTEK ŞART
Tarım ve hayvancılıkta sınırsız destek yapılması niçin gereklidir?
Tarım ve hayvancılıkta üretimi artırmanın tek yolu tarımsal desteklerin artırılmasıdır.
Yonca, mısır gibi ürünlere verilen dekar başı destek limitlerinin artırılması, kapsamının genişletilerek tahıl ürünlerinin eklenmesi, mazot ve gübrede KDV, ÖTV gibi vergilerin kaldırılması, giderlerin sübvanse edilmesi şarttır.
Hayvancılık yapan büyük küçük bütün işletmeler desteklenmeli, illerde kurulacak olan komisyonlar ile işletmelere hayvan alım desteği, teşvikler, giderlerin minimize edilmesi gibi kapsamlı desteklerin sağlanması gerekmektedir.
Bu ve benzeri destekler sağlanmadığı müddetçe can çekişmekte olan tarım ve hayvancılığı ayağa kaldırmak mümkün değildir.
Bu bağlamda çiftçiye destek verdik deyip küçük ve hiçbir yaraya merhem olmayacak desteklemelerin gündeme getirilmesi tarım ve hayvancılığı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak üzülerek ifade etmeliyim ki çözüm sağlamış olmayacaktır.
Umarız ve dileriz ki gerçek rakamlarla sahadan elde edilen sahi bilgiler ışığında artık çözüme odaklı adımlar vakit kaybetmeden atılır.
IĞDIR TARIMI
Cabbar Şıktaş
Yorumlar