Ermeni Diasporası Gibi Olmayalım

      Biliyorsunuz, Ermenistan’da ki, Taşnak Partisi ve Ermenistan dışında yaşayan ve özelliklede ABD, Fransa ve Lübnan’da guruplaşan Ermeni Diaspora teşkilatlarının varlık sebepleri Türk düşmanlığıdır.
      Yani Ermenistan’da yaşayan aşırı Milliyetçi Taşnak Partisi üyeleri ile Ermenistan dışında yaşayan, Fransa, ABD, Lübnan vs. ülkelerde oluşturdukları Diaspora teşkilatları etrafında toparlanan Ermenilerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için Türk düşmanlığı yapmaları şart olarak görülmüştür…
      Ermeni Diasporası, Türkiye ve Türk aleyhine birleşmese, Diasporanın bir anlamı kalmayacaktır. Ruhunu Türk düşmanlığında canlandıran Taşnak Partisi ile Diaspora’nın bu tutumunu örnek alırcasına davranmamız, kafa yapımızın Ermeni diaspora teşkilatlarındakilerin kafa yapısıyla aynı doğrultuda olduğunu gösterir…
      Ermeni Diasporasının dünya üzerinde ki etkili politikasını ve Türk Düşmanlığını gören Azerbaycan Devleti’de kendi Diasporasını yaratmak için Diaspora Bakanlığı kurmuş, ciddi bir bütçe oluşturmuş ve çalışmalar yapmaktadırlar…
Söylem ve eylemler Ermeni Diasporasının yaptıklarıyla benzerlik göstermekte, istemeden de olsa onların oyununa gelmekteyiz. Ermeni propagandası malzemeleri bizim için mana ifade etmemeli, onların kin ve kan edebiyatı bizim kullanacağımız malzemeler olmamalı.
Yoksa Ermenilerden ne farkımız var? Sorusu aklımıza gelir…
Oysa farkımız var…
Her şeyden önce biz merhametli bir toplumuz…
       Biz çocukları, bebekleri katletmeyen, onları hunharca öldürmeyen, savaşsak bile insani değerleri yitirmeden savaşan bir milletiz…
       Dünya ve Türkiye’de Azerbaycan Diasporası adına hizmet eden irili ufaklı birçok dernek ve kuruluş vardır. Bunlar zaman zaman Azerbaycan’ın dış politikasıyla da, iç politikasıyla da örtüşmeyen eylem ve söylemler içerisinde hareket etmekte, hizmet etme amaçlanırken, zarar verir pozisyonlar doğurmaktadırlar…
Ermenilerin sulandırarak yapmış olduğu Türk düşmanlığını, bizlerde sulandırarak Ermeni düşmanlığına dönüştürmeyelim…
Bana kalırsa, bizler Ermenileri gözümüzde çok büyütüyoruz… Ermeniler bir taraflarını Rusya’ya dayamış, öte taraflarıyla ABD ve müttefiklerinin ağzına bakan zavallı bir topluluktur… Tarih boyunca hiçbir kahramanlıkları olmayan, sığınmacı yaşadıkları devletleri arkadan vuran, ihanette üzerlerine insan tanımayan Ermeni çetecilerinin katliamlarını anlatmak yerine, mesaimizi daha farklı işlere ayırsak, daha çok faydalı olacağımızı düşünüyorum…
       Hem Azerbaycan Diaspora Başkanlığının, hem de yan kuruluşu niteliğinde olan derneklerin ilk fırsatta ve yaptıkları yegâne basın toplantılarında Ermenistan’ın yapmış olduğu katliamlardan bahsediliyor, başkada bir şey denilmiyor…
Türk kültürünü, Azerbaycan’ın var olan zenginliğini, Ermenilerin katliam gölgesinde bırakmaktayız…
       Elbette ki Ermenilerin 1918’de ülkemizin Iğdır, Kars, Ağrı, Van, Erzurum bölgelerinde yapmış olduğu katliamlar tarihi bir gerçektir.  Aynı zamanda yakın tarihimiz 1990’da Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yaptıkları katliamlar da yine tarihi gerçekler olarak hatırlansın, hatırlatılsın… Ancak bizim Ermeni çetecileri tarafından katledilmenin dışında anlatacağımız başka meziyetlerimiz, güzelliklerimiz de vardır…  Bu güzelliklerimiz, kültürümüz, şairimiz, tarihimiz de anlatılsa olmaz mı?
Azerbaycan’da Ermeniler bizi katletti trajedisi, Türkiye’de Ermeniler bizi katletti dramı ve Gaçagaşta böyle kaçıp kurtulduk masalları, çocuklarımıza bıraktığımız miras olmamalı…