Bölgemizi ilgilendirdiği için hepimizin kulağı seste, pür dikkat yaşanacak gelişmeleri takip etmekte; ulaşamadığımız bilgileri ise bilebilecek olanlardan öğrenmeye çalışmaktayız.
Malumunuz, ikinci Karabağ Savaşı’nın ardından bölgede kayda değer birçok gelişme oldu.
Ermenistan’la düşman olarak girilen ikinci Karabağ Savaşı’nın ardından hem topraklarımız azat oldu hem de Ermenistan’la barış masalarında oturmaya başladık. Öyle ki, barışma hamlesinin bir adım ötesine gidilerek diplomatlarımız gidip gelmeye, giderken ağırlanmaya, jestler yapılmaya başlanmış durumda.
Elbette olması gereken buydu.
Savaşla bir yere varılmaz. İnsanlar birbirlerinin hukukuna saygı duydukları sürece barıştan, dostluktan, bir arada yaşamaktan daha güzel bir şey yoktur.
Gelişmeler olumlu olunca öncelikle Zengezur Koridoru gündeme geldi.
“Açıldı, açılacak” denildi; yollar yapıldı, köprüler inşa edildi, “Burası Zengezur Koridoru” denilerek haberler yapıldı. Ancak ABD’de Trump başkanlığında Aliyev ve Paşinyan’ın bir araya gelmesi ve Zengezur Koridoru’nun 100 yıllığına ABD’ye kiralanması, ayrıca koridorun adının da “Trump Koridoru” konulmasının ardından derin bir sessizlik hâkim olmaya başladı.
Sanki Trump isminin bölgede hoş karşılanmamış olması sebebiyle, konunun gündemden düşürülmesine yönelik bir adım atılmış gibi duruyor.
Ama çalışmalar yok değil; bölgede özellikle Azerbaycan, koridorun önemini bildiğinden hem sahada fiilen hem de diplomatik olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Elbette proje büyük; zira büyük olmasa ABD sulanmaz, Trump ismini koridora verdirmezdi.
Öte yandan yaşanan bu gelişmeler, iki liderin ve arka plandaki diplomatların görüşme trafiğiyle birlikte Alican Kapısı’nı da yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye adına Büyükelçi Serdar Kılıç, geçtiğimiz eylül ayında Alican Sınır Kapısı’ndan Ermenistan’a gitmiş, diplomatik temaslarını tamamlayarak ülkemize dönmüştür.
Hükümete verdiği raporun içeriğini bilmiyor olsak da, görüşmesinin çok olumlu geçtiği ve Ermenistan’dan memnun ayrıldığı ifade edilmiştir.
Doğal olarak bölge halkı bu gelişmelerin ardından hep şu soruyu soruyor:
“Ermenistan kapısı ne zaman açılacak?”
Elbette bu sorunun cevabını ben veremem, ancak şunu diyebilirim ki gelişmeler çok olumlu. Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem Alican Kapısı’nın açılmasını hem de Zengezur Koridoru’nun bir an önce faaliyete geçmesini istiyor.
Yani bölgenin güçlü aktörü ve aynı zamanda söz sahibi Türkiye, Zengezur ve Alican’a “evet” diyorsa, bu olacak demektir.
Ermenistan’ın attığı adımları da görmezden gelmemek gerekiyor. Daha geçenlerde Ermenistan, değerli evraklarından Ağrı Dağı görselini kaldırarak bir adım atmıştı. Son bir adım daha var: Anayasalarında bulunan toprak taleplerini de kaldırdıkları takdirde hiçbir engel kalmayacaktır.
Ben Başbakan Nikol Paşinyan’ın samimiyetine inanıyorum.
Ancak Taşnak ve diaspora Ermenileri, varlık sebeplerini yitirdikleri için sürekli Paşinyan’ı provoke etmeye çalışmaktadırlar.
Şöyle de bir gerçek var ki, halkın çoğunluğu Paşinyan’ın yanında. Halk barış istiyor, kapıların açılmasını istiyor.
Aslında bölgemiz açısından tüm gelişmeler lehimize. Süreci doğru yönetirsek lehimize olur; yönetemezsek aleyhimize olur.
Putin ile Aliyev’in son görüşmelerini hatırlatmak isterim. Ketum, burnunun doğrultusunda giden, rakiplerine savaş açan Putin, Duşanbe’de Aliyev’e “Uçağın düşürülmesinde kabahat bizdeydi, özür dilerim.” dedi.
Bu şu demek: Dünya dengeleri değişiyor. Hiç kimse alternatifsiz değil.
Sistemi kuran baronlar ne derse o oluyor, kimse de buna karşı çıkamıyor.
Mısır’ın burnunun dibinde Gazze yerle bir oldu; on binlerce insan İsrail tarafından katledildi. Mısır, sınır kapısını açıp ilaç bile yollamadı ama Ortadoğu’nun geleceği ve Gazze barış toplantısı Mısır’da yapıldı.
Yani garip durumlar, enteresan gelişmeler yaşanıyor. İsrail’in bölgede nüfuzunu artırmaya çalışması, Trump’un Hamas’la konuşması, gerçekten kafa karıştırıcı işlerdir.
Tüm bu gelişmelerden nasibini alan bölgemiz, İpek Yolu üzerinde, önemli ve stratejik bir konumda. Hâliyle herkesin yüzünü buraya çevirmesi normaldir.
Bölgemizin yeniden şekillenmekte olduğunu tren yolu, boru hattı, çevre yolu gibi gelişmelerden zaten görüyoruz.
Alican Kapısı’nın kısa süre içinde açıldığını da hep birlikte göreceğimize emin olabilirsiniz.
Şu an gümrüğün nereye yapılacağı, yolun nereden geçeceği belli; ancak devlet politikası gereği şimdilik bir çalışma yok, şartlar oluşunca kısa sürede yapılacak işlerdir.
Keza Nahçıvan da önem arz eden bir konumda. Her ne kadar şu an itibarıyla Nahçıvan’da bir yönetim zafiyeti görünse de, umulur ki Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tez elden Nahçıvan’la ilgili bir tasarrufta bulunur.
Çünkü Nahçıvan, bölgenin kilit noktalarından biridir. Oranın doğru şekilde yönetilmesi, yaşanacak gelişmelere şimdiden altyapı oluşturması açısından büyük önem taşımaktadır.
Umarız güzel gelişmeler, güzel haberler ve bölgemizi canlandıracak adımlar kısa sürede atılır; Alican Sınır Kapısı da açılır.