Son günlerde en çok telaffuz edilen kelime, “yapay” kelimesidir. Yapay zekâ denilen, 21. yüzyılın mucizesi diyebileceğimiz bu yazılım dünyayı kasıp kavuruyor.

Artık çok fazla efor sarf etmeye, çalışmaya, üretmeye gerek yok; o, sizin yerinize her şeyi üretebiliyor, tasarlayabiliyor, yorumlayabiliyor.
Hani şu videoları olan bir sakallı yaratık var ya, falanca ayeti okuyun yan gelip yatın, çalışmaya gerek yok diyen. Yapay zeka da aklını çalıştırmayanları işte böyle yapabilir.

Şayet aklını kullanmayan ve kendilerini yapay zekaya kaptıranlar, yapay zekanın ürettiğini kendileri üretmiş gibi övünürler.

Yapay zeka doğru kullanıldığında müthiş bir kolaylık, bilgiye ulaşmak için inanılmaz bir araçtır. Ama bana bir tez yaz dersen, bana bir haber yaz dersen, benim şu dersimi yap dersen, hiçbir araştırma içine girmediğin için bilgi sahibi de olamazsın.

Daha doğrusu üretmeye üretmeye her geçen gün pasifleşip, bir dönem sonra da bilgiden tamamen uzaklaşmış oluruz.

Sevgili okuyucular, teknoloji inanılmaz bir hızla ilerlemekte, hayal gücünün sınırlarını aşmakta; hissedebilen insanların düşünemediğini, yapay zekâ programları düşünüp sunmaktadır.

Elbette bu kaçınılmaz bir sonuç. Şu an bildiklerimiz teknolojinin sadece görünen kısmı; kim bilir bilmediğimiz daha neler var neler…

Buna da ömrümüz yettiği kadar biz, bizden sonra da yeni nesil şahit olacak. Ama eminim, gelecek nesli çok farklı bir dünya bekliyor.

Nasıl ki bizler Mısır piramitlerinin nasıl yapıldığını, keşfedilmiş birbirinden gizemli taş yapıların, yüzlerce tonluk taşların nasıl kesilip taşındığını bilemiyorsak; bizden sonraki nesli de nasıl bir dünyanın beklediğini kestirmemiz mümkün görünmüyor.

Yapay zekâ her alanda karşımıza çıkınca, her sohbette mutlaka bir “yapay” kelimesi geçmekte; herkes birbirine yapay zekâyla yaptıklarını, yapılanları, yapay zekânın neler yapabileceğini anlatıp durmaktadır.

“Yapay” kelimesi bu kadar sık kullanıldığı için, insanlarda da yapay davranışlar çoğalmaya başladı.

Yapay zekâ her şeyi üretebilir ama normal bir insan gibi hissedemez. Ancak sizinle ilgili bilgileri depolamışsa, sizin hissiyatınıza yakın cevaplar verebilir.

Herkesin elinde bir cihaz ve o cihazda bir yapay zekâ uygulaması olduğu için, bu davranış değişikliği insanlarda şikâyet konusu hâline gelmiş durumda. Her geçen gün insanlar samimiyetten uzaklaşmakta; arkadaşlık, dostluk bağları yapaylaşmakta; içtenlik ve samimiyet yerini yapay davranışlara bırakmaktadır.

Bilim ve teknoloji olması gereken şeydir. Ancak bunları kullanırken aile bağlarını kaybetmek, köylü–mahalleli olgusunu unutmak, arkadaş ve sırdaş ilişkilerinden uzaklaşmak sonraki nesiller açısından doğru bir gelişme değildir.

Yapay zekâyı kullanalım ama yapay olmayalım.
Bilimi, teknolojiyi kullanalım ama hissederek dokunuşlarımızı unutmayalım.
İnancımızı yaşayalım ama kör cahil kalmayalım.
Müslüman olalım ama Hristiyana kul köle olmayalım.
Doğru olalım ki doğru konuşabilelim.
Yapay zekâyı kullanalım ama kendimiz yapay olmayalım.
Samimi hissiyat hemen fark edilir; yapay zekâ gibi sadece yüklenileni yansıtmayalım.
Dostluklara, arkadaşlıklara, akrabalıklara her daim önem gösterelim.
Birbirimize yardımcı olalım; yapay olmayalım.
Birbirimizin işlerini kolaylaştıralım, yapay zekâ gibi… Ama yapay kalıp duyarsız olmayalım.