Geçtiğimiz hafta pazar günü Erzurumspor FK’yı Iğdır’da konuk ettik. Her iki takımın da iddialı olması nedeniyle karşılaşma adeta derbi havasında geçti ve oldukça heyecanlı bir mücadele ortaya çıktı.

Ne yazık ki maç sırasında yaşanan sinkaflı tezahüratlar bu güzel atmosferi gölgeledi. Maç sonrası Kulüp Başkanı Cantürk Alagöz’ün, Erzurumspor FK Başkanı ile birlikte Iğdır FK tesislerinde verdiği fotoğrafı haberleştirirken de bu duruma “hoş olmayan tezahüratlar” ifadesiyle değinmiştim.

Oysa daha önce Erzurum Iğdır’a geldiğinde aynı taraftar grubu tarafından alkışlanmış, en ufak bir taşkınlık dahi yaşanmamıştı.

Şimdi gelin biraz sakin olalım. Öncelikle bunun bir futbol müsabakası olduğunu, herkesin kazanmak için sahaya çıktığını kabul etmemiz gerekiyor. Sahada kazanmak da vardır, kaybetmek de… Ancak her iki durumda da dünyanın sonuymuş gibi davranıp iki kadim şehri birbirine düşman gibi göstermek kimseye yakışmaz.

Erzurum taraftarları sayıca az olmalarına rağmen Iğdır taraftarına “PKK dışarı” sloganı atınca, Iğdır taraftar grubu Ovabeyleri buna tepki gösterdi. Bu sataşmanın hemen ardından Iğdır FK Kulüp Başkanı Cantürk Alagöz, Ovabeyleri’nin bulunduğu tribün bölümüne gelerek oturdu ve bunun sonucunda sinkaflı sözler kesildi. Ancak ikinci yarıda Erzurum taraftar grubundaki bazı fanatiklerin yeniden tahrikte bulunmasıyla karşılıklı hakaretleşmeler tekrar başladı.

Elbette iki kadim şehre bu tarz sözler ve davranışlar yakışmaz.

Geçtiğimiz ay Erzurum taraftar grubundan Palandöken Tayfası’nın “Biat edeceksiniz” paylaşımı yapması ve bu paylaşıma gelen yorumlarda Iğdır’ın Diyarbakır ve Van’la birlikte anılıp terörist muamelesi görmesi de son derece rahatsız ediciydi. Buna rağmen bunu birkaç kişinin tutumu olarak değerlendirip genelleme yapmamayı tercih ettik.

Zira bir kişiye sadece Kürt olduğu için PKK’lı demek hem ayıptır hem de açık bir terbiyesizliktir.
Peki Erzurumspor taraftarları içinde hiç Kürt yok mudur? Elbette vardır. O zaman bu insanlar da mı aynı ithamın muhatabı olacak?

Öte yandan Bozkurt işareti yaparak “PKK dışarı” sloganı atanlara şu soruyu da sormak gerekiyor: İmralı’ya gitme iznini kim istedi, kim gidiyor Abdullah Öcalan ile görüşmeye? Siyasi aktörler, simgeler üzerinden birbirine ağır söylemler üretirken bir yandan da yan yana gelebiliyorsa, taraftarların aynı simgelerle birbirine saldırması gerçekten düşündürücüdür.

Bakınız, burası siyaset arenası değil; futbol arenasıdır. Herkes takımını destekleyebilir, tezahürat yapabilir. Ancak bu, şehirleri siyasallaştırıp toplumun arasına daha fazla ayrışma sokmak anlamına gelmemelidir.

Benim için Erzurum da Diyarbakır da Bolu da Çorum da aynıdır. Hepsi Türkiye’nin şehirleridir, hepsi sahada benim rakibimdir.
Maç bittikten sonra ise dostumdur, kardeşimdir.

Boksörler ringde birbirlerini kıyasıya döver, maç bitince sarılır ve saygı gösterir. Futbol da bundan farklı değildir.

Bu tatsız olayın ardından Ovabeyleri taraftar grubu lideri İbrahim Teker’i aradım ve kendisine şu soruyu yönelttim:
“Ne gerek vardı bu taşkınlığa, neden böyle sinkaflı tezahüratlar yapıldı?”

Teker ise şu yanıtı verdi:
“Abi, Erzurum taraftarları stadyuma geldiğinde birçoğuna gidip ‘hoş geldiniz’ dedim. İçlerinde samimi dostlarımız da var. Ancak bir grup güvenliğe saldırdı. Olay yatıştırıldıktan sonra da aynı grup hakaret etmeye başladı. Maç başladığında yan yana olduğumuz için her türlü tacizde bulundular. İki taraftar grubu arasında polis ve asker vardı; hepsi birebir şahittir. Sonrasında kamuoyunda sanki taşkınlığı biz başlatmışız gibi bir algı oluşturuldu. Oysa Iğdır’da maç öncesi ve sonrası kimse hakaret içerikli paylaşım yapmadı. Bu durum haksızlıktı. Üstelik geçtiğimiz haftalarda altyapımızda oynayan futbolculara da aleni saldırı olmuştu. Buna rağmen misafir taraftara karşı en ufak bir taşkınlık yaşanmadı.”

Yine söylüyorum: Futbol üzerinden iki kadim şehre zarar vermek kimseye yakışmaz. Bunu Iğdır taraftarı da yapsa yanlıştır, Erzurum taraftarı da yapsa yanlıştır.

Temennim, her iki kulüp başkanının gösterdiği sağduyulu duruşun, taraftarlar ve basın mensupları tarafından da örnek alınmasıdır.

Ben de o maçtaydım. Erzurum’dan gelen gazeteci ve kulüp yetkilileriyle birlikteydik. Erzurum gol atınca onlar sevindi, biz gol atınca biz sevindik. Olması gereken tam olarak budur.

Herkesten ricam; polemiklerden uzak duralım, şehirlerimizin kardeşliğini ve ahengini bozmaya çalışanlara fırsat vermeyelim.