Söze nereden başlayacağımı bilemiyorum. O kadar çok baskı ve talep var ki, konuyu özetleyip siz değerli okurlara sunmak hiçte kolay değil.
Ancak sokakta sessiz konuşulan ve kulaktan kulağa fısıldanan barış sağlanmalıdır meselesini açmak yine bana düştü…
Hazır ülke gündeminde açılım ve barış konuşulurken, bizde Iğdır’da barış meselesini sesli düşünerek siz değerli okuyucuların dikkatine sunmayı bir vazife görmekteyiz…
Malumunuz, 22 Temmuz ve 29 Mart seçimlerinden sonra Iğdır’da Azeriler arasında bir kutuplaşma ve ayrılık yaşanmış, Azeriler siyasi arenada mevzi kaybetmişlerdir…
Bölük pörçük guruplaşmalar, her geçen gün kronikleşerek büyürken, ayrılıklardan medet umanların, menfaat sağlayanların kışkırtmaları da bir o kadar artmaktadır…
Seçimde herkes gibi bende taraftım, seni beni bir tarafa bırakıp toplumsal düşünmek zorundayız. Dünler artık geride kaldı. Geleceğe bakmalı, yarınlarımızı daha mantıklı dizayn etmeliyiz…
Belki bu yazımı birileri yine simsiyah kalpleriyle bir yerlere çekmeye çalışacak, beni hiç ummadığım platformlarda tartışacak ve hak etmediğim sözler söyleyeceklerdir. Ama herkes bilsin ki, göğüsleyemeyeceğim sözü etmem, gözümün gördüğü hiçbir şeyden de korkmam… Tek korkum halkın ayrılıklarının, düşmanlığa dönüşmesidir…
Seçim döneminde yazdığım yazıların tahlili iyi yapılsaydı, belki bugün bu satırları yazmama gerek kalmayacaktı… Hepimiz kin ve öfkeyle hareket ettik, hepimiz ilada ben dedik, hepimiz kulağımızı hep birilerine kapadık, kısacası hepimiz hata ettik…
Dedim ya geçmişi irdelemenin bir manası yok, eğer geçmişten ders alırda aklımızı başımıza devşirirsek, yarınlarımızı daha iyi organize eder, geleceğimizi daha sağlam zeminlere inşa ederiz…
Yok eğer herkes kendi doğrultusunda hareket eder de, ya ben, ya hiç derse, sonuç yine aynı olacak ve hiçbir şey değişmeyecektir…
Bir musibet, bin nasihatten iyidir.
Bu saatten sonra sen çok hatalıydın, ben az hatalıydım sözleriyle bir yerlere varılmaz. Herkes aklıselim düşünmeli, kinini, öfkesini, silip atmalı ve barış elini uzatmalıdır…
Barış için en iyi gün bayramlardır.
Önümüz bayram, Allah nasip ederse Pazar günü Ramazan Bayramını idrak edeceğiz. Sokakta birbirimizi gördüğümüzde uzak durmayalım. Barış elimizi uzatalım. Kimse kimseden çekinmesin. Biri diğeriyle barıştığında kimse kınamasın… Bilakis tebrik etsin ve kendiside katılsın o barışığa… Şükürler olsun ki, ortada kan davası yok, namus davası yok… Seçim davası var. Yanlış veya doğru, insanlar bir şekilde taraf olmuş, hür iradeleriyle oylarını taraf oldukları partiye vermişlerdir.
Geri dönüşü olmayan bu yoldan dönmenin en iyi yolu, nefislerimizi yenerek barış elimizi uzatmamızdır… Aksi halde bu küslük bu şekilde devam edip gider…
Ben böyle bir oluşumun ve barışın sağlanmasından yanayım… Ancak bunu tek başıma dile getiremediğimden bugüne kadar bekledim… Bu zaman zarfında, halktan gelen talepler ve istekler beni bu yazıyı yazmaya hazır etti… Bende dilimin döndüğü kadarıyla sizlere barış elinizi birbirinize uzatın diyorum…
Umarım Âlimlerimiz başta olmak üzere, büyüklerimiz bu mesajımı okur ve bir barış açılımı yaparlar…
BAYRAMDA BARIŞILIR
Yayınlanma :
18.09.2009 09:25
Güncelleme
: 29.07.2025 22:58
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: