Iğdır'ın Yarım Kalan Yatırımlarımı Önemli, Yoksa Siyasi Geleceğimi

        12 Haziran 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlere az bir süre kaldığından tüm dikkatler aday adaylığına odaklanmış durumda. Aday olabilmek için her gün toplantılar tertip eden, genel merkezlere boy gösterisinde bulunan aday adayları, Iğdır’ın siyasi geleceği daha çok önemlidir imajı sergilemektedirler…
         Partilerden aday adayı olan birbirinden değerli hemşerilerimiz yarış yaparcasına halkın nabzını tutma adına düzenledikleri halk toplantıları ile aday gösterildikleri taktirde ve de kazandıklarında neler yapacaklarını kamuoyuna açıklamaktadırlar…
Aday adayları için Iğdır’ın en önemli sorunu siyasi geleceğidir… Siyasi olarak elde edilecek mevzi ile Iğdır’ın yarını dizayn edilebilir düşüncesinde olanlar, siyasete odaklanan aday adaylarıdır…
Aday adayları için Iğdır’ın en önemli sorunu siyasi boşluktur…  Kendileri seçildiğinde bu boşluğun giderileceğini düşündüklerinden, adaylıklarını açıklamış, aday olabilmek içinde yoğun kulis faaliyeti yürütmektedirler…
Peki, seçmen ne düşünüyor…
Seçmenin bir bölümü önce yatırım diyor… Başlatılan yatırımların bitirilmesini istiyor. Örneğin Havaalanı, Doğalgaz, Ağrı dağının turizme açılması, Demir yolu projesinin gerçekleştirilmesi, Ünlendi barajının yapılması vs. yatırımların hayata geçmesi beklenilmektedir. Seçmen doğal olarak gelişmiş, sorunsuz bir bölgede yaşamak ister. İran Boralan kapının açılmasıyla bölgede ticari hareketliliğin artmasını ister…
Seçmenin diğer bir bölümü de, yatırım çok önemli değil… Önce siyasi güç ve iradenin kendi elinde olmasını istiyor. Siyasi güç ve istikbal bende olursa, yarına daha ümitle bakarım düşüncesi taşımaktadırlar…
Yani yatırım siyasi irade beklentisinin gölgesinde kalıyor diyebiliriz…
Siyasette hedef belirleme Iğdır gibi özel konumlu İllerde pek mümkün olmayabilir. Iğdır’da ideolojik bir siyasi yarış olduğundan, ideoloji baskın ve hâkim konumdadır. İdeolojinin hâkim olduğu bölgelerde, partiler genelde halkın bu duygularını okşayarak seçime yoğunlaşırlar…
Seçmenin talebi şüphesiz ki değişkendir. Sizin önce ‘siyaset’ dediğiniz hadiseye, bir başkasının ‘yatırım’ diyebileceğini göz ardı etmememiz gerekir…
Iğdır’da ideolojik yaklaşım etkin olduğundan, insanların iradesi bir anlamda ikinci planda kalmaktadır. Çünkü iradeler ipotek altına alınır ve saflar kendiliğinden belirlenmiş olur…
Şüphesiz ki bizlerin ve halkın söyledikleri görmezden gelinemez. Sonuç da ideolojik olsa da insan fikirlerini söylemeli, toplum hemfikirliği sağlanmalıdır. Birtakım gerçeklerden kaçarak ‘beni eleştiren 300-500 kişidir’ demekle gerçeklerin üzeri örtülemez. Doğal olarak bir şehrin siyasetini belirleyen 300-500 kişidir zaten...
Papağan misali tekrar ettiğim için beni bağışlayın. Ama anlamayanlar belki anlar diye tekrar ediyorum. Benim yazdıklarım halktan edindiğim intibalardır. Ben sadece aldığım bilgileri yorumluyorum… Ama bunu anlamak istemeyenler, olup bitene kulağını tıkayanlar, kendi halkının geleceğini hiçe sayanlardır…
Yatırım istemeyip siyasi gelecek peşinde koşan insanların, duygularını yok sayan siyasetçi, kendi siyasi istikbalini düşünmekten öte bir tutum sergilemez…
Böyle bir düşüncede olan siyasetçinin, bu toplumdan ideolojikte olsa çok fazla bir şey beklemesi mümkün değildir…
Umarım ki birbirimizi anlayan, doğruları menfaatimize ters bile olsa kabul eden, kendi çıkarımızdan çok halkın çıkarını ön planda tutan bir toplum oluruz…