Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine kısa adı MİT, yani Milli İstihbarat Teşkilatı’nın hazırlayıp kendi sitelerinde sundukları ve 5 video’dan oluşan belgeseli seyrettiğimde çok mutlu oldum…
              Ben doğmadan Iğdır’da yaşamını yitirmiş olan, ancak efsanesi henüz konuşulan Milli Şef Hüsnü Bingöl’ü bu belgeselle daha yakından tanımış oldum…

              Çocukluğumuzdan günümüze hep onun hikâyeleri ile büyüdük, kimi onu Rusya’da görmüş, kimi İran’da, Ermenistan onun at koşturduğu mekânmış, casusların korkulu rüyası, vatan hainlerinin baş belasıymış… Nerede ne zaman kimin karşısına çakacağı belli olmazmış… Rahmetli Babam H. Salih Şıktaş şöyle anlatırdı Hüsnü beyi…

           “Kimse onun sırrını çözemez, kimseyle sırrını paylaşmaz, yardım dileyenlerin her zaman yardımına koşarmış… Tek başına kurduğu teşkilatla bölgeyi avucunun içinde tutan, bir yere bir görevli gönderdiğinde kendi de peşinden onu takip eden bir yapıya sahipmiş…  İhaneti affetmeyen, cezasızda bırakmayan bir yapısı varmış…”
Merhum Hüsnü beyle ilgili o kadar çok şey anlatılmıştır ki, 06-Ocak-1955 yılında hayata gözlerini kapamış olsa da, günümüze kadar efsanesi süregelmiştir…

            Kısacası gerçek bir devlet adamıymış, gerektiğinde devletinin şefkatini göstermiş, gerektiğinde ise ihaneti affetmeyip cezasını oracıkta kesmiştir...  Mitin http://www.mit.gov.tr/husnu_bingol_html adresinde gösterime  sunduğu videoyu izlediğimde anlatılanların ne kadar doğru olduğuna bir kez daha şahit oldum.  Anlatımı ve hazırlanışı ile mükemmel olan videodan ötürü MİT teşkilatına teşekkür ediyorum…

           Merhum Hüsnü beyin unutulmadığını, efsanenin daha doğru tanıtılmasına yardımcı olunduğu kanaatindeyim…
             KİMİ İŞ YAPAR, KİMİ LAF YAPAR
             Türkiye’de Azerbaycan ismiyle kurulu yüzlerle ifade edilen dernek bulunmaktadır…
              Gönülden çalışanları tenzih ederim… Ama çoğu sadece klasör içerisinde ve dolapta duran derneklerdir…  Birçoğu da tüm faaliyetlerini Azerbaycan hükümetinin gözüne girebilmek için, yapmacık bir takım faaliyet icra etmekten öte faaliyet icra etmemektedirler…
                Dünya genelinde bulunan belki bine yakın derneğin çalışması, etkinliği, Ermeni Diasporasının sadece Fransa’dakinin gücü ve etkinliği kadar değildir…
                Ermenilerin dünya üzerindeki nüfusları çok az olmasına rağmen örgütlü  ve kayda değer çalışmaları, en son Fransa örneğinde de olduğu gibi ses getirmektedir… 
               Türkiye’nin dünya üzerinde zaten bir Diaspora teşkilatı bulunmamaktadır. Dışişlerimizin resmi olarak böyle bir çalışması da maalesef ki yoktur.
           Ancak, Azerbaycan’ın var olan Diaspora çalışmaları da üzülerek ifade edeyim ki, mahalle bazında etkinlik, mahalle bazında var oluş sergilemektedirler…
               Amaca ulaşmak sadece kendimizi göstermekten ibaret olmamalıdır.
SURİYE OLAYI TAMAMEN SİYASİ
            Suriye olayı sık, sık gündeme getiriliyor… Şunu bilmenizi isterim ki geceyle gündüz nasıl haksa, Suriye olayı da Arap baharının bir parçası olarak o kadar haktır… Bölgede engel olarak görülen bir ülke olduğu için yıkılması talimatı  verilmiştir… 
              Kimse öteye beriye çekmesin, lam cim de edip, yok Suriye halkını katlediyormuş, yok bilmem demokrasi yokmuş, hikâyesi okumasın… Irak’a götürülen demokrasiyi gördük… Saddam iktidarı boyunca bir milyon insanı katlederken, ABD ve müttefiklerinin getirdiği demokrasi sayesinde(!) birkaç yılda bir milyondan fazla insanın öldü, ülke parçalandı ve halende bombalar patlamaktadır…
           Peki, sorarım sizlere, Güneydoğuda devlet var mı? Güneydoğunun birçok vilayetinin şehir merkezi de dâhil Asker, Polis sokağa çıkabiliyor mu?
              Kendi içimize de bakalım lütfen…  Gerçeklerimizle yüzleşelim…  Vatanımız dediğimiz bölgelerde elimizi kolumuzu sallayarak dolaşamıyoruz…
               Bayrağımızın dalgalandığı her yerde bizim varlığımız sadece kışlalarımız, karakollarımız değil mi? Rüyalar âleminde, bulutların üzerinde gezinmeyi bırakalım… Sahaya inelim, misakı milli sınırlarını dolaşalım bakalım güvendeyiz, değilsek onu tartışalım.